Toplumsal Haber Merkezi

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından olan Galatasaray Üniversitesindeki (GSÜ) Fransız eğitimcilere “B2 seviyesinde Türkçe dil yeterliliğine” sahip olma zorunluluğu getirilmesine karşı akademisyenler bir bildiri yayınladı.

Türkçe- Fransızca eğitim veren üniversitenin akademisyenleri yayımladıkları ortak bildiride, ”Üniversitenin kuruluşundan bu yana, öğrencilerimize çok kültürlü ve çift dilli bir eğitim vermeyi sürdürmekteyiz. Ancak öğrencilerimizin bu eğitime erişim hakkı, uygulamaya konan son kararlarla ellerinden alınmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘OTURMA İZİNLERİ BİLE YENİLENMİYOR’
Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının çoğunun oturma izninin 15 Eylül 2020’den bu yana yenilenmediğini vurgulayan akademisyenlerin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

Çalışma koşullarımız Covid-19 pandemisinin yol açtığı sağlık krizi nedeniyle zaten belirgin biçimde bozulmuşken, bu sağlık krizine ‘ikamet’ başlığı altında yeni bir kriz eklenmiştir. 2020-2021 akademik yılı güz döneminin sonunda, Galatasaray Üniversitesi’ndeki Fransa vatandaşı öğretim elemanlarına, Türkiye’de ikamet edebilmek için B2 düzeyinde Türkçe bildiklerini belgelemek zorunda oldukları gayrıresmi bir biçimde bildirilmiştir. Oysa bu koşul, oturma izinlerinin yenilenmesi sırasında kendilerine belirtilmemiştir. Sonuç olarak, Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının çoğunun oturma izinleri 15 Eylül 2020’den bu yana yenilenmemiştir.

‘İNSANLAR, KİRA SÖZLEŞMEYİ BİLE İMZALAYAMIYOR’
Bu durumun söz konusu akademisyenlerin gündelik hayatları üstünde olumsuz etkileri olduğu belirtilen açıklamada, akademisyenlerin kampüste eğitim vermelerinin fiilen yasaklandığı, yasal bir kontratla ev tutabilmelerinin engellendiğinin altı çizilirken, kararın hocaların bir telefon operatörü ya da internet sağlayıcısıyla sözleşme yapabilmelerinin bile önüne geçtiği dile getirildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

‘ÜNİVERSİTEDE AKADEMİK YAŞAM SEKTEYE UĞRADI
Öğretim elemanlarının yaşadığı bu zorluklar, akademik programın işleyişini de doğrudan etkilemiş ve öğrencilerimizin akademik yaşamını sekteye uğratmakla kalmamış, gelecekleri üzerinde de bir belirsizlik yaratmıştır.

Bu nedenle,
Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının değerlendirme kriterinin bir anda akademik içerikli olmaktan çıkarılıp dil seviyesinin ölçülmesine indirgenmesini üzüntüyle karşılamakta ve bu kararın hangi yasal belgelere dayandığını merak etmekteyiz. Dile getirildiği şekilde bir mütekabiliyet söz konusuysa eğer, 31 Temmuz 2020’de iki ülkenin hükümetleri tarafından imzalanan EILE anlaşmasının varlığı unutulmuş demektir. Kaldı ki bu anlaşma, Fransa’daki ortaöğretim kurumlarında çalışan yabancı uyruklu öğretmenlerin çalışma koşullarını düzenlemektedir.
Ayrıca, Galatasaray Üniversitesi’nin öğretim elemanlarının sağlaması beklenen yeni koşullarla ilgili olarak, B2 düzeyinde Türkçe zorunluluğunun yarattığı sorunların altını çizmek isteriz: zaten çok yüksek olan B2 seviyesi, verilen eğitimin Fransızca olduğu göz önünde bulundurulduğunda bir zorunluluk arz etmemektedir ve bu koşulun, gelecekte Türkiye’de eğitim vermeyi düşünen ya da sınırlı bir süre için Türkiye’ye gelecek olan akademisyenler üzerinde caydırıcı bir etkisi olacağı açıktır.

‘EĞİTİM SEVİYESİNİN DÜŞMESİNE YOL AÇAR
Söz konusu kararın Fransızca eğitim verilen bir üniversitede Fransızca seviyesinin düşmesine neden olacağı belirtilen açıklama şu ifadelerle sona erdi:

Tüm tarafların lehine bir çıkış yolu bulunması amacıyla, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ile Fransa’nın diplomatik mercileri arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasını,

İkamet izninin verilmesini belli bir seviyede Türkçe bilme koşuluna bağlayan karardan bir an önce geri dönülmesini,

Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının Türkiye’deki durumunu yasal hale getiren ve öğrencilere karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini mümkün kılan ikamet belgelerinin ivedilikle teslim edilmesini talep etmekteyiz.