Bak hemşerim;

Açlıktan nefesin kokabilir. Olur böyle şeyler, bugün kuru ekmek yarın katık bulursun ama yeter ki karakterinden koku yayılmasın…

Ne demişti Adam:

“Bağımsızlık benim karakterimdir…”

Olur da ülke işgal edilmiştir, bağımsızlık elden gitmiştir ama bu durum kimsenin karaktersiz olduğunu göstermez. Zaten o karakterdir ki; bağımsızlık mücadelesinin körüğü, besin kaynağı ve temel direnci olmuştur. Hatırlıyorsun değil mi bağımsızlık uğruna verilen Kurtuluş Savaşını;

Mustafa Kemal’in yaktığı meşale ile başlayan o savaşı; karakteri bağımsızlık olan bütün bir ulus kazanmıştır. Senin karakterin de bağımsızlığa sıkı sıkıya sarılarak bu uğurda mücadele veren dededen mirastır; sen de torunlarına bırakacaksın aman ha zedelenmesin ki daha ilerilere taşınabilsin…

Bağımsızlık kuşaktan kuşağa anlatılıp aktarılacak değerli bir miras olarak benliğine yerleşmişken dört elle sarılman gereken bir değerin daha var:

Egemenlik!..

“Egemenlik senindir, tepe tepe kullan” diyerek teslim edilmemiştir. Egemenliğe, sana tanıdığı olanakları kullanarak sahip çıkacaksın. Egemenlik, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yansıttığın iradendir. Egemenlik, sen yiyecek ekmek bulamazken kendi elinle doldurduğun elin kazanı değildir. Aksine, senin daha iyi koşullarda yaşayabilmen için üretim yapmak üzere doldurduğun bir meclistir. Senin için var olması gereken, alınan her kararda önce seni düşünmesi kaçınılmaz olan bir meclisten söz ediyoruz. Çünkü orayı dolduran senin iradendir. Bu nedenle senin olan egemenliği tepe tepe değil, sadece kendin için de değil hem ülkenin hem de çocukların yarınlarını düşünerek kullanmalısın… İşte Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun için kuruldu. Senin için kuruldu ve içini doldurmak gibi ulvi bir hak da sana verildi.

İnşaat yapar gibi iki taşı üst üste koyarak kurulmadı o meclis… Yola çıktılar kefensiz gömülmeyi göze alarak. Önce bağımsızlık mücadelesini kazandılar, sonra da egemenlik senindir dediler. Can verdiler kazandılar, altın tepsiyle sana sundular. Kefen giymeye vakit bulamadan yola çıktılar ve yedi cihana mücadele nasıl yapılırmış gösterdiler. Yedi cihana anlattılar da içerdeki hainlerin kafası basmadı nedense egemenliğin önemine. 

Egemenliği bu milletle tanıştıranların asaletine bakar mısın;

Sana verdiler sana!..

Önünde İngiliz, Yunan, Fransız, İtalyan bayraklarının sallandığı saraylarda yaşayan hainleri kenara iterek egemenliği; bağımsızlığı karakteri kabul eden millete verdiler.

Ellerine sağlık, iyi de yaptılar da;

Dikkat et bak, sahip çıkmak zorunda olduğun değerlerin yontulmasına kayıtsız kalma. İçini doldurduğun meclis seni; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek karşılar. O meclis senindir. İradendir, bugünün yarınındır. Yola kefen giyerek çıktıklarını söyleyenlerin masallarıyla senin olan meclisin budanmasına izin verme. Onu sana bağımsızlık yoluna kefen giymeden çıkanların armağan ettiği gerçeğini de unutma. Millet için yola çıkmak ve mücadele vermek, bedel ödemeyi gerektirir bal tutup parmak yalamayı değil!

Artık ne anladıysan;

Bir yanda yontulmuş meclis ve karnı boş irade var, diğer yanda saltanat…

Sözüm;

Egemenliğin sahibine…