Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde AKP ve Cumhur ittifakının oy tabanının eridiği görüldükçe iktidar adayı millet ittifakının iktidara yürüyüş çabalarındaki özgüvenlerinin arttığı görülüyor. Altı muhalif parti temsilcisinin son günlerde yaptıkları toplantılar, hedefe iyice odaklandıklarını gösteriyor.

Yaptığı görüşmeleri ve açıklamaları ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasal gündemi belirlemede önemli avantajlar elde ettiği değerlendiriliyor. CHP liderinin mevcut Kürt sorunun ancak Meclis’te ve HDP’nin muhatap alınması ile çözülebileceği yönündeki (kamuoyunda yankı bulan) açıklaması, gündem belirlemede önemli örneklerden biriydi.

Çeşitli sivil toplum kuruluşları ile planlı toplantılar yaparak sorunları dinleyen ve çözümler öneren CHP ve lideri Kılıçdaroğlu toplumun değişik kesimlerine umut verme çabasını artırmış görülüyor. Bu kapsamda; 29 Eylül 2021 günü Ankara’da emekli polis mensupları dernek ve oluşumları ile bir toplantı gerçekleştirildi.

EMEKLİ POLİSLER SORUNLARI CESURCA ORTAYA SERDİ
Toplantıya (Emekli emniyet Müdürü olarak benim de üyesi olduğum) TEMÜD-DER (Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Derneği) Başkanı, Emniyet Genel Müdürlüğü eski Daire Başkanı ve EGM Basın sözcüsü İsmail Çalışkan’ın, Türkiye Emekli Polisler Radyo ve Haber Sitesi (Polemses oluşumu) temsilcilerinin de aralarında olduğu iki yüze yakın emekli emniyet mensubu katıldı.

TEMÜD-DER Başkanı İsmail Çalışkan toplantı sonrası yaptığı açıklamada, salonda bir siyası partiyi anımsatacak hiç bir materyalin bulunmamasına dikkat çekti. İsmail Çalışkan toplantıdaki konuşmasında özetle polislerin 3600 ek gösterge sorunu, eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak iç güvenlik kuruluşları arasında özlük hakları yönünden yapılan ayrımlar, Polis Koleji ve Akademisinin kapatılmasının olumsuz sonuçları üzerinde durduğunu ifade etti.

Toplantının basına kapalı bölümünde katılımcılar en çok teşkilat içindeki eşitsiz, haksız ve partizanca uygulamaları, polisi polis yöneticilerinin değil siyasetin ve sivillerin yönetmesi gibi sorunları dile getirdiler. Katılımcılarından emekli emniyet Müdürü Nuriye Maktav’ın geniş kapsamlı ve dikkat çekici bir konuşma yaptığı öğrenildi. Maktav değerlendirmelerinde; birinci sınıf Emniyet Müdürlerinin hukuksuz şekilde kadrosuzluk nedeniyle resen emekliye sevk edilmelerini eleştirdi. Ayrıca, Atatürk’ün kurdurduğu ve kapatılan Polis Koleji ve Akademisinin neden tekrar açılmaları gerektiği, intihar eden polis sayısının şehit sayısından fazla olduğu gibi konulara değindi.

Toplantıya katılanlarda genel izlenimin çok olumlu olduğu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun samimi yaklaşımla tüm sorunlara ilişkin notlar alıp bunlara yanıtlar vermesinin katılımcıları etkilediği öğrenildi.

Türkiye’nin en köklü ve en çok üyeye sahip Kamu Yararına Çalışan Türkiye Polis Emeklileri Sosyal Yardım Derneği’nin toplantıya katılmama kararı, bu derneğin siyasal iktidarın iyice kontrolüne girdiği yönündeki eleştirilere sebep oldu.

KILIÇDAROĞLU POLİSİN CAN ALICI SORUNLARINA DEĞİNDİ
Toplantının basına açık bölümünde değindiği başlıklarla, Polis teşkilatının içinde bulunduğu genel sorunlara hâkim olduğunu gösteren Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi;

* Belli bir kıdeme ulaşmış olan polislerin derhal kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmeleri usulü doğru değil. Polis teşkilatına tekrar bu nitelikli elemanları almamız lazım.

* Siyasetçi doğrudan müdahale etmese polis örgütlerimiz gerçekten de uyuşturucuyla da yeraltı mafyasıyla da, rüşvetle de mücadele ederler. Dolayısıyla tek eksik veya tek yanlış siyasetin doğrudan müdahale etmesidir.

* Siyaset kurumu sadece emniyete değil adalet kurumunu da nüfuz ediyor ve orada bazı kişilerin özel olarak korunmasını sağlıyor. Zindaşti’yi siz yakaladınız ama hâkim serbest bıraktı. İki askerimizi yakarak şehit ettiler. Talimatı veren kişi hapisteydi, polis yakalamıştı, birileri araya girdi adamı serbest bıraktılar

* Liyakat' dediğimiz kavram özellikle polis teşkilatında çok ama çok önemlidir. Siyasetçi, hak etmeyen birini yönetici konumuna getirirse aşağıdaki polisler, hizmet şevki kaybına uğrarlar. Meslekte yükselme objektif kurallara bağlı olmak zorundadır. Polis teşkilatı içinde ayrışmayı, kutuplaşmayı, kavgayı getirir böyle bir uygulama.

* Zor şartlarda mücadele verdiğinizi biliyorum. Siyaset kurumu size müdahale etmediği zaman bir gram kokain bu ülkeye girmez, bu ülkenin huzurunu siz sağlarsınız.

* İçişleri Bakanı bir açıklamasında 'Hangi meslek grubu bir çalışıyorsa güvenlikle ilgili meslek grupları onun 24 katı çalışmak zorundadır. Polislik bir maaş mesleği değildir, kim öyle düşünüyorsa 1 dakika durmasın' dedi. Ben söylüyorum Sayın Bakan; sizin orada bir dakika durmamanız lazım. Bu cümleyi kuran arkadaşın diğer meslek mensuplarına göre 24 kat maaş vermesi lazım.

* Beşiktaş’taki terör saldırısında şehit olan polislerinin ailelerine para topladılar. Bu paranın üzerine çöktüler.

* En çok intiharların olduğu alan sizin alanınız. Eğer duygusal tükenmişlik, fiziksel yorgunluk, ruhsal bozukluk olduğunda ne olacak?

* Polisin 3600 ek gösterge hakkı için mücadele edeceğiz. Ya onlara verdirteceğiz ya da biz vereceğiz.”

TOLGA ŞARDAN: SOYLU TOPLANTIDAN RAHATSIZ
Gazeteci Tolga Şardan T24 haber sitesindeki yazısına; “İçişleri Bakanı Soylu'yu rahatsız eden Kılıçdaroğlu 'buluşması” başlığını attı. Şardan yazısında özetle “Kılıçdaroğlu, ana muhalefet partisinin genel başkanı sıfatıyla Türk siyasetinde örneği pek görülmeyen – en azından 30 yıldan fazladır benim tanık olmadığım – biçimde polis teşkilatının emeklileri ile bir araya geldi. Hatta çoğunluğu tam tersi dünya görüşüne sahip bir teşkilatın emeklileriyle, hem de ‘teşkilatın hep ötelediği sol parti’ lideri olarak buluştu Kemal bey. (… ) Yaklaşık 330 bin muvazzaf personeli fakat milyonlarca emeklisi olan emniyet teşkilatına sahip çıkarak bir gol daha attı. Golden sonra topu kaleden çıkarıp santraya götürmek ise İçişleri Bakanı Soylu’ya düştü” diye yazdı.

Bu buluşma sonrasında İç İşleri Bakanı Soylu’nun Kılıçdaroğlu için “Polisimizin 3600 meselesi üzerinden güya eleştiri yapacak. Doğrudur. 3600 ek gösterge bizim taahhüdümüzdür. Bu sözümüzü de yerine getirmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla arkadaşlarımız çalışıyorlar” dediğini hatırlatan Şardan yazısında; “Bu saatten sonra yapılacak yeni (3600) düzenlemesi siyaseten iktidara değil, artık CHP liderine yazar! Türkiye siyasetinde polis teşkilatı iktidar kilidinin anahtarıdır. Teşkilatı yanına alan iktidarın yolunu açar” yorumunda bulundu.

BİR İLK OLAN TOPLANTI: SİYASAL ÖZGÜVENİN SONUCU
CHP’nin düzenlediği bir toplantı ile Polis Teşkilatının eski mensuplarının bir araya gelmesi, daha önce benzeri olmayan bir buluşma idi. Halen görevde olan Emniyet mensupları ile bir araya gelmek mümkün olamayacağı için, emekli mensuplar ile toplanılarak iktidar adayı CHP tarafından aslında çalışan polislere de seslenildi ve önemli mesajlar verildi.

İktidarın güçlü adayı ve siyasette artık gündem belirleme gücüne sahip olan CHP’nin böyle bir toplantı planlamasının siyasal özgüvenlerinin gittikçe pekişmesinden kaynaklandığı anlaşılıyor. Toplantıya önemli görevlerde bulunmuş emekli polis yönetici ve çalışanlarının yakın ilgi göstermesini de, muhalefetin gittikçe artan siyasal gücünün kanıtı olarak görmek gerekir.

Biraz spekülasyon olacak belki ama; CHP altı ay ya da bir yıl önceki siyasal iklimde ne bu toplantıyı düzenlemeyi düşünebilir, ne de (düzenlemeye kalkışsa bile) böylesi geniş ve üst seviyede katılımı sağlayabilirdi. İktidarın pek de alışık olmadığı ve beklemediği şekilde gelişen bu tür muhalefet girişimlerinin üst seviyede kaygılara sebep olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil!

Yaratılan korku ikliminin bürokraside etkisini giderek yitirdiğini, içeriden sızdırılan kirli dosyalardan biliyorduk. Aynı şekilde, toplumun tüm kesimlerindeki korkunun etkisini gitgide yitirdiği de daha net görülüyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu iktidarın yakın gelecekte artık gidici olduğu gerçeğini kavrayan toplumsal kesimlerin umutları ile birlikte cesaretleri de artıyor.