TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Dışişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına dair bütçe görüşmelerinde muhalefet partileri dış politikaya dair eleştirilerini sıraladı. HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Afrin'e yönelik işgal söylemine İyi Partili Erhan Usta da değerlendirmede bulundu. Usta, TSK’nın ulusal güvenlik için Êfrîn’de olduğunu savunarak, tanımlamayı yanlış bulduğunu söyledi. 'DIŞ POLİTİKA SAVRULUYOR' Usta, iktidarın dış politikasının bir köşeden bir köşeye savrulduğunu söyledi. Usta, AKP’nin Avrupa Birliği perspektifini de kaybettiğini belirterek, “Savrulan bir dış politika var. Türkiye’nin uluslararası arenada bir ağırlığı kalmamıştır. Dış politikada hataların olduğu artık çıplak gözle görüyoruz” dedi. Dış politika ile ekonomi arasında bir irtibat olduğunu da sözlerine ekleyen Usta, dış politikadaki hataların ekonomik külfet olarak döndüğünü kaydetti. Usta, Türkiye’nin “ekonomik güvenlik” kavramını öncelikli ele alması gerektiğini ifade etti. Bağımlı bir ekonomi olduğunu vurgulayan Usta, 20 yıllık AKP iktidarının bağımlılığı azaltmadığına da dikkati çekti. Rahip Brunson meselesinde yaşanan krizi hatırlatan Usta, “Türkiye’ye hiçbir şekilde bir finansal saldırı yapılmamıştır. Özellikle bu ‘finansal saldırı var’ denildiği dönemlerde. Türkiye’nin bağımlılığını azaltın, Türkiye’nin ekonomik güvenliği önemlidir. Türkiye’ye 20 milyar dolar yurt dışından doğrudan gelir geldiği zaman, siz o zaman diz mi çöküyordunuz da o paralar geldi? O zaman milli değil miydiniz? Şimdi, çıktığı zaman bu paralar, yanlış yaptığınız zaman gider, doğru yaptığınız zaman gelir. Bu kadar basit bir mantığı var” diye konuştu. ‘BAŞ BAŞA GÖRÜŞME’ ELEŞTİRİSİ AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “baş başa görüşme” yapmasını da eleştiren Usta, “Siz zaten yoksunuz, personeliniz dahi içeri alınmadan görüşmeler yapılıyor. Neyin taahhüt edildiğini neyin verildiğini hiç kimse bilmiyor” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Herkes yapıyor” sözlerine ise Usta, “Tutanaksız mı yapılıyor? Bilgi verilmiyor mu? Amerikan Dışişlerinin basın bildirisinde öğrendik biz Biden ile Sayın Erdoğan’ın ne konuştuğunu. Yapmayın Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi?” diye sordu. CHP Milletvekili Yunus Emre, dış politikada çok kapsamlı, büyük ve derin başarısızlıklar yaşanmasına karşın bakan Çavuşoğlu’nun görevde bulunmasına dair eleştiriler yöneltti. Türkiye’nin kurucu olduğu Avrupa Konseyi tarafından 2017’de denetime alındığını dile getiren Emre, “AK’de ilk defa denetimden çıkan bir ülke tekrar denetime girdi. Üzerinden dört buçuk yılı aşkın süre geçti ve hiçbir ilerleme, olumlu gelişme yok. Bu ay sonu göreceğiz, Türkiye ile ilgili çok ciddi gelişmelerin karşımıza çıkabileceği ihtimali tartışmaları da yine gündemde bulunuyor” dedi. 'S-400’LER NEDEN AKTİVE EDİLMEDİ' Türkiye’nin Çavuşoğlu döneminde F-35 programından çıkarıldığını kaydeden Emre, “Alınan S-400’lerin Nisan 2020’de aktive edileceğini söylemişti. Aralık ayında Sayın Bakan Meclise geldiler, bütçe görüşmeleri sırasında bu soruları yönelttik. Nisan olmadı Aralık’ta olacak diyorlardı. Üzerinden bir yıl daha geçti. Türkiye bakımından bu kadar acil bir güvenlik ihtiyacıysa üzerinden bu kadar süre geçmiş olmasına rağmen niçin aktive edilmedi? Sayın Bakan bize dert anlatmanızı anlamıyoruz, siz bunları değiştirmek konumundasınız. Türkiye’nin haklı olduğunu gelip anlatmanıza gerek yok sizden beklenen bunu dünyaya kabul ettirmenizdir” ifadelerini kullandı. AİHM kararları ve Osman Kavala’nın beraat ettiği gün yeniden tutuklanmasını soran Emre, “AİHM kararına uymamamızı Türkiye’nin prestiji bakımından, uluslararası sözleşmelere uyması bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye ekledi. 'DEVLETTEN NEYİ GİZLİYOR?' İyi Partili Aytun Çıray da “Devletin, bakanından gizleyecek neyi olabilir? Cumhurbaşkanının devletten gizleyecek neyi olabilir? Biz iktidara geldiğimizde bu tutanakları Dışişleri’nden mi yoksa saraydan mı isteyeceğiz yoksa Amerikalıların arşivinden mi isteyeceğiz?” dedi. AİHM KARARLARI OHAL bitmesine rağmen yetkilerinin devam ettiğini dile getiren CHP’li Mehmet Bekaroğlu, “Muhalefet hedef alınıyor, dövülüyor, atılıyor, yargılanıyor. Her gün Cumhurbaşkanı’na hakaretten muhalifler içeri alınıyor, HDP kapatma davasından söz ediliyor. Niye Kavala içerde? Demirtaş’ın durumu da aşağı yukarı aynı. Uluslararası sözleşmelere göre bu insanlar angarya olarak içerde tutuluyor. Bu konuda neler yapacaksınız kimse bilmiyor? İç politikada yaptığınız hatalar dış politikamızı da ipotek altına alıyor” şeklinde konuştu. 'SURİYE’DE GÜNAHIMIZ ÇOK' “Kürt” fobisinin Suriye’de ciddi yanlışlara neden olduğunu dile getiren Bekaroğlu, “Kürtler bu coğrafyanın insanları. Biz de var, Suriye’de var, İran’da var, Irak’ta var. Bunlardan korkulacak falan bir şey yok. Uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa o ‘Ha efendim biz Türkiye’nin iç güvenliği için Suriye’ye girdik’ falan. Bunları tartışırız. Suriye’ye girecek duruma nasıl getirildi? Suriye’de bir tek devlet ortadan kalkarak, 3’e nasıl bölündü? Suriye’de günahımız çok. 600 bin insan öldü, bunların 50 bini çocuk. 7 milyon insan evinden yurdunda edildi. Burada ciddi bir suçunuz var. Sayın Ahmet Davutoğlu’na atarak falan kurtulamazsınız, hep beraber yaptınız bütün bunları” ifadelerini kullandı. OPERASYONA GÖÇ GEREKÇESİ Suriye’de göçü önlemek için operasyonlar yaptıklarını savunan AKP’li İsmail Güneş, “Eğer Fırat Kalkanı, Afrin, Zeytin Dalı Harekâtını yapmasaydık aşağı yukarı bugün sınırımızın öbür tarafında bekleyen yaklaşık 1 milyon 900 bin Suriye vatandaşı Türkiye’mize girmiş olacaktı ve burada konuşlanmış olacaktı. Burada bakacaktık” sözleriyle savundu.