Cemal Gökçe
Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük deprem 10 ilimizi önemli ölçüde etkiledi.
Oldukça fazla can ve mal kaybı var. Yetersiz kaldığı görülen arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Koşulların kötü, havanın soğuk ve karlı olması ne yazık ki enkaz altında kalan insanların direnme ve hayatta kalma şanslarını oldukça zayıflatıp kısaltıyor. Nitekim kurtarılan bazı insanların soğuk nedeniyle yaşama tutunamadıklarını görüyoruz.
Arama kurtarma çalışmalarında başat rol oynayabilecek maden işçileri, Zonguldak’tan 30 saat sonra karayoluyla deprem bölgesine doğru ancak yola çıkartılıyorlar.
ASKERDEN NEDEN YARDIM ALINMADI?
Ordunun istihkâm askerleri hasarlı ve kapalı yollara müdahale edemezler mi? Sadece savaş için mi varlar?
Fay hatlarıyla bir anlaşma mı yapılmış? "Şu zamanda enerjini boşalt, deprem üret" diye. Bir sözleşme yapılamadığına göre, günü ve vakti gelince fayların patlayacağı bilinmiyor mu?
‘Ne yapmak lazım?’ diye bir kez daha soralım?
Hazırlıklı olmak lazım. Öncelikle yapıların mühendislik ilkelerine uygun olarak yapılmasını sağlamak, yani riski azaltmak, sonrada deprem anı ve sonrası için gerekli olan örgütlenmeyi titiz bir şekilde planlayıp ekiplerin bilgi ve deneyimlerini artırmak. Mevsim koşullarını düşünerek insan ve kullanılacak malzemeleri hazır tutmak.
Sanki bilmediğimiz fay var da onları bir kez daha yeniden keşfetmeye çalışıyoruz? FAY, FAY, FAY.
Bilinmeyen fay mı kaldı? Üstelik bu faylar ve fay haritası 2007 sonrası bir kez daha güncellendi. Bu nedenle Türkiye Fay Hatları Haritası'nı paylaşıyorum. Bu fayları başka yerlere taşıyamayacağımıza göre, deprem üreteceğini bildiğimiz fayların verecekleri zararları karşılayacak yeni ve güvenli yapılar üretmek gerekmez miydi?
Buna göre bir sistem kurup yönetmek sorunun can damarı değil mi? Üretilmiş olan eski yapıları güçlendirmek veya yıkıp yeniden yapmak zor muydu?
Kimse bana yaşadığımız depremler büyük demesin?
Gerçekten büyük. Peki, aynı yerde yıkılmayan yapıları o anda birileri mi korudu?
Deprem sonrası sokakta kalan insanların barınabilecekleri yerler planlamak, yapmak akıllara gelmedi mi?
Toplanma alanları oluşturmak, gerekli olan alt yapıyı hazırlamak, yıkılmayacak hastaneler, okullar, yollar, havalimanları yapmak ve doğru yerler seçmek çok mu bilinmez bir konuydu?
Oysa bunları çok konuştuk, yazdık. Bu bilgiler bizzat sorumlu bakanlıkların ve diğer ilgililerin masalarının üzerinde, dolaplarında ve raflarında duruyor.
Konsantrasyonunuz para kazanmada veya "bir şey olmaz" anlayışıyla kaderci bir yola girmişse, bu yoldan dönmeniz zaten kolay değil!
Açıkçası tercihleriniz farklı ise bilimi ve bilgiyi dikkate almazsınız alamazsınız? Alınmadı
da zaten!..
Deprem konusunda çok bilgili ve deneyimli olmamıza rağmen, bilinenlerin dışında başka bir dünyaya savrulmak.
Oysa enkaz altında binlerce insan var!..
Kriz anı bile yönetilemedi, yönetilemiyor. Bağırıp çağırmaktan ciddi şeyler düşünmeye, enkaz altında kalan veya kalacak olan insanlarla empati yapmaya zaman mı yoktu?
Anlaşılan o ki bir kez daha sınıfta kaldık, üzgünüm!