2011 yılını hatırlayın. Şimdi, AKP’lilerin “Hain FETÖ’cü savcı!” diye kötüledikleri Zekeriya Öz, Fenerbahçe’yi şikeci göstererek çökertmek için bir operasyon başlatmıştı. İktidara bağlı Sabah, Yeni Şafak gibi gazetelerle televizyonlar, FB Başkanı Aziz Yıldırım’ı linç ediyorlardı. 

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın da dışarıdan katıldığı bu komploda, Fenerbahçe’nin küme düşürülmesi, Başkan Aziz Yıldırım’a 135 yıl hapis cezası verilmesi konuşuluyordu.

Bugüne geldiğimizde, FB’ye şike üstünden kumpas kuran savcılar, yargıçlar ve hakimler cezaevlerindeler. Ağır suçlarla cezalandırıldılar.

Ama Erdoğan iktidarının FB’ye düşmanlığı bitmedi.

Çünkü, AKP; FETÖ’den aldığı taktiği aynen uyguluyor. Diğer Atatürkçü kurumlar gibi Fenerbahçe de onlar için düşman… Ele geçirilip Atatürksüzleştirilmesi gerekiyor. Tıpkı Trabzonspor’a yaptıkları gibi… Bir zamanlar Galatasaray’a yaptıkları gibi…

KENDİ KABAHATLERİNİ BÖYLE ÖRTÜYORLAR
AKP ve yandaşları Türkiye’yi 20 yıldır evire çevire yiyor. Yargı, polis, jandarma, ordu partinin emrinde… Devletin etkili makamlarında partizan olmayan kimse yok. Kendilerine direnenleri ezmek için her türlü kumpası düzenliyorlar. Bu rezaleti anlamak için işadamı Osman Kavala’nın başına gelenlere bakın; yeter.

Futbolu bile AKP’lilerin zenginleştirildiği rant alanına çevirdiler. Erdoğan bu amaçla Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) başına Bylock’çu olduğu söylenen Mehmet Büyükekşi’yi getirdi. Bu atama (sözde seçim) olmadan önce FB Başkanı Ali Koç, Büyükekşi’nin adaylığına açıkça karşı çıkmış ve demişti ki: "TFF başkanı olacak kişinin ailesinden birinci derece kan bağı bu yapıyla (Yani FETÖ ile) dün, bugün ve yarın hiçbir ilişkisi olmamalı" Ama Erdoğan, kullanacağı kişi işine yarayacaksa onun FETÖ’cü olmasını hiç önemsemiyordu; bu yüzden Büyükekşi’yi TFF Başkanı yaptırmıştı.

KATİL’E JEST SEFERİ
Erdoğan içeride esip gürlese de dışarıda dün kara dediğini bugün ak diyerek;  bükemediği bilek karşısında eğilerek iktidarını sürdürüyor. Bu eğilip bükülmeleri bile yandaş basın bir kabadayılık ve hatta kahramanlık havasında millete propaganda ediyor.

En acıklı örneği de Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki konsolosluğunda öldürülen gazeteci olayı. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı Washington Post Gazetesi'ndeki köşe yazılarıyla eleştiren gazeteci Cemal Kaşıkçı, vahşice katledilmişti. AKP Lideri Erdoğan olay ortaya çıkınca her zamanki gibi esip gürlemiş, Suudileri katillikle suçlamış; onlara istedikleri belgeleri vermeyeceklerini söylemişti. Sonrasında tam tersi oldu. Suudi medyası, “Biz davet etmedik” diye yazdı ama Erdoğan ve propaganda basını Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a davet edildiğini yazdı. Ve Erdoğan oraya gidip katil prens Muhammed bin Selman ile sarmaş dolaş oldu.

KİMLER ZENGİN OLACAKTI?
Yetmedi… Suudilere şirin gözükmek için futbol devreye sokuldu. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’den iki takımın arasındaki kupa maçını Riyad’da oynatmak için pazarlıklar yürüttü.  Kulüplerin alacağı toplam 4 milyon dolardan başka TFF’nin de çok ciddi para alacağı anlaşılıyordu. Ama Galatasaraylı eski yönetici Sedat Doğan’ın açıklamalarından anlıyoruz ki bu işin içinde başka isimler de var. Bunlar da organizasyonun içine sokularak alınacak paradan pay verilecek AKP’liler olmalı… Peki kimler? İşte bu iddia hiç tartışılmıyor.

ALİ KOÇ NEDEN SUÇLU?
Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı kutladığımız bir yılda, cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal’in adının anılmasının yasak olduğu bir kupa düzenleniyor. Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri buna direnince de suçlu ilan ediliyorlar.

İlginçtir ki iki büyük kulübümüzün ortak davranışı ile Türk milletinin onurunun kurtarıldığı bu direniş, Saray’ın besleme basını tarafından suç gösterilmek isteniyor. Bu beslemelerin genetiğine FETÖ işlediği için hemen Atatürkçü Başkan Ali Koç’u hedef aldılar. Katil Suudi yönetimine tek söz etmeyen utanmaz beslemeler, gazetelerinden yeni bir kumpası başlattılar. Hedeflerinde Ali Koç ve Fenerbahçe var.

Galatasaray’ın da aynı tavır içinde olduğunu görmezden gelen beslemeler; becerebilseler Sayın Ali Koç’u suçlu sandalyesine oturtacaklar.

Suçlu O, çünkü; Filistin’de barış için çığlıkların yükseldiği şu günlerde, Ali Koç, stadda “Yurtta Sulh Cihanda Sulh!” pankartını açtırmak istedi. Bu tavrıyla da Gazzeli masumların yanında yer aldı.

İşte AKP’nin besleme basını, İsrail’in işine gelmeyen böyle bir pankart açtırmak istediği için Ali Koç’a düşman oldu.

Ali Koç, Suudilerin İsrail’i desteklediğini ortaya çıkarttığı için suçlu. Erdoğan yönetiminin İsrail’i kızdırmak istemediğini gösterdiği için suçlu…

Filistin’de direnenleri desteklemek amacıyla “Yurtta Sulh Cihanda Sulh!” pankartını açtırmak istediği için suçlu…

Herkes bilmelidir ki, Ali Koç’a saldıranlar, Yahudi faşizminin canlanmış hali olan Binyamin Netanyahu’ya hizmet edenlerdir. Ali Koç ve Fenerbahçe düşmanları, Siyonistlerin çocuklarıdır.

Zekeriya Öz’ün artıkları unutmasın ki Ali Koç’un arkasında sadece Fenerbahçe değil bütün Türkiye vardır.

İktidardan beslenen bu asalakların Türkiye’nin geleceğinde yerleri yoktur. Çünkü, insanlık böyle çıkarcı ve gerici örgütleri tarihin çöplüğüne atarak yükselmiştir.