İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç, İzmir Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluştu.

Fuarda yoğun bir ilgiyle karşılaşan Cemil Kılıç, okurları için Toplumsal Yayınları'ndan çıkan Allah Adına ve Atatürk ve Türkçenin Işığı eserlerini imzaladı.

Kılıç, yarın da 12.00'den itibaren okurlarıyla buluşmaya devam edecek.

ARKA KAPAKTAN

Allah Adına

İslam tarihinde tıpkı Hıristiyanlık ve öbür dinlerde olduğu gibi din adına cinayet işleme ve katliam yapmak doğrudan doğruya kâfirleri Allah adına cezalandırma olarak görüldü. Bunu Allah’a ve onun dinine hizmet biçiminde gören dinbaz zalimler yaptıklarıyla Allah’ın hoşnutluğunu kazanıp sevaba girerek cennete gitmeyi hedefledi.
Bu yolda nice canlara kıyıldı.
Ebu Zer, Hz. Ali, Hucr, Hz. Hüseyin, Ebu Hanife gibi “Allah dostları” Allah adına katledildi.
Cemel’de, Sıffın’da, Kerbela’da, Harre’de, Zenc başkaldırısında, Horasan’da, Anadolu’da korkunç katliamlar yapıldı.
Mansurlar asıldı, Nesimîlerin derisi yüzüldü, Baba Ilyaslar, Şeyh Bedrettinler, Pir Sultanlar ve daha niceleri canice katledildi…
Malya ovası katliamı…
Celalî direnişleri…
Sivas, Maraş, Çorum, Başbağlar katliamları…Öldürülen aydınlar…
Mahmut Muhammed Tahalar, Kubilaylar, Uğur Mumcular, Muammer Aksoylar, Ahmet Taner Kışlalılar, Necip Haplemi-toğlular, Bahriye Üçoklar, Konca Kurişler, Ferhunde Melikzadeler, Mahsa Aminiler…
Ne acı ki, Allah adına işlenen cinayet ve katliamlarda hep aynı bağırışı duyduk: Allahu Ekber!
Bu kitap yaşananları bilmeyenlere bildirme, bilenlere de belleklerini yenileme olanağı sunma amacıyla kaleme alındı.
Okurken çok sarsılacaksınız…

Atatürk ve Türkçenin Işığı

Yeryüzünde kaç dil vardır ki bin yıldır yasaklı olsun ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki bin yıl devlet dili yapılmasın; okula, ibadethaneye sokulmasın ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki doğrudan doğruya konuşanların bir bölümünce bile dışlanmaya çalışılıp yetersiz ve yoksul sayılsın ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki kutsal sanılan bir başka dilin saldırısına uğrasın ve bu saldırıdan ağır yaralar alsa da dimdik ayakta kalabilsin!
İşte Türkçe böyle bir dildir.
Bu bitig Türkçeye adandı. Özgürlüğü için direnen, savaşan, dövüşen, vuruşan Türkçeye. Nice savaşlardan utkuyla çıkmış görkem yüklü Türkçeye...
Bu bitig; gerek ulusal anlamda Türklüğün dilsel yaşanmışlıklarına ilişkin, gerekse benim bireysel anlamda başımdan geçenler üzerinden üzücü anıları unutmamak ve ulusal belleği diri ve güçlü tutmak için yazıldı.
Yüreğinizi Türkçenin ışığı ısıtsın.
Arapçaya, İngilizceye, Rusçaya, Farsçaya karşı Türkçenin ışığında toplanalım.
Türkçe yok olursa biz de yok oluruz.
Türkçe yaşıyor, savaşıyor.
Utkular dili Türkçe,
Sevinçler dili Türkçe,
Övünçler dili Türkçe...