Ercan Çankaya

Cumhuriyet’in ilk toplu konut projesi olan, Ankara’da kent merkezi Kızılay’ın ortasındaki Saraçoğlu mahallesi restorasyon adı altında yok ediliyor.

Mahallenin restorasyon projesini, TOKİ’ye bağlı Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) daha önce de restorasyon skandallarıyla gündeme gelen Güryapı A. Ş.’ye verdi. Proje, CHP’li Çankaya Belediyesi’nin de onayından geçti.

Hasan Gürsoy’un sahibi olduğu Güryapı, restorasyon skandallarıyla olduğu kadar kamu kuruluşlarından aldığı çok sayıda ihaleyle de dikkat çekiyor.

İHALE ERDOĞAN'IN ARKADAŞINA
Hasan Gürsoy kim derseniz, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imam hatip lisesinden arkadaşı. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ziya Gökalp’in bir şiirini kendi siyasi görüşleri uyarınca tahrif ederek okuyup hapse girince hapis yattığı 11 ay boyunca ona destek olduğu söyleniyor.

Hasan Gürsoy Tayyip Erdoğan

Gürsoy, sahibi olduğu Gürsoy A.Ş.’yi 1998’de kurmuş. 2002’de AKP iktidara geldikten sonra da pek çok yandaş şirket sahibi gibi Allah ona da ‘Yürü ya kulum’ demiş. Mesela, Ahlat’taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ihalesi bile Gürsoy’un sahibi olduğu Güryapı A.Ş.’ye gitmiş.

SARAÇOĞLU, ANKARA İÇİN NEDEN ÖNEMLİ
Restorasyon skandalına değinmeden önce evvela mahallenin kentin tarihi ve sosyal yaşamındaki öneminden bahsedelim.

Saraçoğlu Mahallesi, Çankaya ilçesine bağlı, Ankara’nın merkezi Kızılay’da bulunuyor. Kızılay merkezine yürüme mesafesinde olan Saraçoğlu Mahallesi, Güvenpark’ın hemen yanında, Genelkurmay Başkanlığı’nın arkasında yer alıyor. Birkaç dakika ötesindeki kalabalık ve yoğun şehir atmosferinin uğramadığı Saraçoğlu Mahallesi, adeta bir ‘kurtarılmış bölge’ konumunda, daha doğrusu konumundaydı. Geçmişte yüksek bürokrasiyi barındırması nedeniyle halk arasında ‘devlet mahallesi’ olarak adlandırılmaktaydı.

İşte mahallenin eski hali:

Saraçoğlu mah

'MİLLİ MİMARİ' ANLAYIŞININ EN GÜZİDE ÖRNEKLERİNDENDİ
Yaklaşık 120 bin metrekarelik alanı kapsayan Saraçoğlu Mahallesi, içinde 75 bina, 435 lojmanın yanı sıra 250 tescilli anıt ağaç, okul, kütüphane, birçok dükkân ve açık alanı barındırıyordu. Mahalle, bugün 20 liranın üstünde resmi bulunan Mimar Kemaleddin gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında yetişmiş; İttihatçı, yurtsever mimarların ortaya çıkardığı milli mimarlık anlayışının da önde gelen örneklerinden biri olarak kabul edilmekteydi.

2012'DE 'RİSKLİ BÖLGE' İLAN EDİLDİ
2012 yılına gelindiğinde Saraçoğlu Mahallesi, ‘Afet Risk Yasası’ kapsamında ‘riskli bölge’ ilan edildi. Bir ‘kentsel dönüşüm’ projesiyle bölgenin yeniden yapılandırılması, bölgede ticari işletme, otel gibi yapıların da oluşması öngörülüyordu. 17 Aralık 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla ‘afet riski altındaki bölge’ ilan edildi. 5 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararıyla da mahallenin “Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı’na tahsisli taşınmazlarının ekonomiye kazandırılması amacıyla tahsislerinin kaldırılması” karara bağlandı. Bu sırada, hâlâ bu konutlarda oturanlar da evlerinden çıkarılarak bölge insansızlaştırıldı.

KURULUŞUNDAN BU YANA HEDEFTİ
Saraçoğlu’nun rant sevdalısı, kamusallık düşmanı sağcıların hedefi olması yeni değil. Konutlar, daha inşa edildiği 40’lı yılların ikinci yarısında bile sağcıların tepkisini çekmiş. Öyle ki dönemin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi ile yeni kurulan Demokrat Parti arasında ciddi tartışmalara neden olmuş. Bu arada mahalle adını da dönemin CHP’li Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’ndan alıyor.

Mahalle 1950’lerden 2000’li yıllara dek iktidarların hedefi olmaya devam etti. SİT alanı statüsü kaldırılmak istendi. Öyle ki Gazeteci Çiğdem Toker’in, 26 Ekim 2020 tarihli haberinden öğrendiğimize göre 1989-1999 yılları arasında dönemin Çankaya Belediye Başkanı olan Doğan Taşdelen, mahallenin SİT alanı statüsünün kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini veto etmesi için dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le görüşmüş.

Bölgenin SİT alanı statüsünü ortadan kaldırmayı başaramayanlar, yukarıda da değindiğimiz gibi 2012 yılında mahalleyi kentsel dönüşüm kapsamına aldılar. ‘Dönüşümü’ de belediye başkanlığı döneminde bölgenin SİT alanı statüsünün kaldırılmasını engelleyen Doğan Taşdelen’in oğlunun onayıyla Tayyip Erdoğan’ın arkadaşının şirketine yaptırıyorlar.

ALPER TAŞDELEN: RUHSATI BİZ VERDİK
Ankara Büyükşehir Belediyesi, şehrin ortasındaki bu tarih katliamı konusunda üç maymunu oynuyor. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’se bu tarih katliamına babasının aksine canla başla destek oluyor. Toker’e verdiği demeçte şöyle demiş mesela:

SİT alanı olması, koruma altında olması anlamına geliyor biliyorsunuz. Projeler önce Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na gidiyor. Proje gitti. Projeyi inceledik, baktık. Buradaki yapılar aynen korunuyor. Bir tane ağaç kesilmeyecek. Yönetmelikler, tebliğler, mevzuatlar belli. Burası SİT alanı olduğu için iki kez koruma kararı alınmış. İki korunma kararına da uygundu. Biz ruhsat verdik. Projede hiçbir koruma kararlarına aykırı bir işlem yok. Restorasyon ruhsatı vermemizin sebebi de budur.

İşte Taşdelen’in korunma kararına uygun dediği restorasyonun fotoğrafları…Mimar Paul Bonatz'in tek tek tasarladığı pencerelerin özgün malzemeleri sökülmüş, ağaçların bir kısmı kesilmiş, evlerin ilk katlarıysa dükkana çevrilmiş. (Fotoğraflar, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın Twitter hesabından alınmıştır.)

saraçoğlu

SARAÇOĞLU RESTORASYON

Saraçoğlu restorasyon

'1950'DEN 1994'E ÇEŞİTLİ GİRİŞİMLER YAPILDI'
Konuyla ilgili görüş aldığımız, Ankara’nın iktisadi ve sosyal tarihiyle ilgili çalışmaları bulunan Akademisyen İhsan Seddar Kaynar, Memurin Apartmanları’ndan Saraçoğlu Mahallesi’ne adlı makalesini haber merkezimizle paylaştı. Makalenin, Saraçoğlu mahallesine en son saldırının başladığı 2012’den sonraki yılların anlatıldığı bölümünde şu ifadeler kullanılıyor.

[Paul] Bonatz’ın özenle projesini hazırladığı, binaların kapısından penceresine özel olarak tasarladığı mahalledeki bütün yapılar ve dikili ağaçların Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun (GEAYK) 14 Nisan ve 8 Haziran 1979 tarihli kararlarıyla korunması, gerekli Kültür ve Tabiat Varlığı olarak tescil edilmiştir. Mahallenin ortadan kaldırılması için 1950’den 1994’e kadar çeşitli girişimler yapılsa da başarılı olunamamıştır. Ancak mahallenin 8 Şubat 2013’te Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Kanun kapsamında Bakanlar Kurulu kararıyla Riskli Alan ilan edilmesi, bugüne gelen tartışmalı süreci başlatmıştır.

17 Aralık 2013’te yine başka bir Bakanlar Kurulu kararıyla mahalle tekrar riskli alan ilan edilmiştir. 5 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla Saraçoğlu Mahallesi’nin Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsisli taşınmazlarının ekonomiye kazandırılması amacıyla tahsislerinin kaldırılması karara bağlanmıştır. Mahalledeki evlerde yaşam devam ederken alınan bu kararlar sonrasında ıssızlaşma süreci başlamıştır. 2015 yılında, mahallede son yaşayan insanlar, Bakanlar Kurulu kararlarına karşı açılan davalar halen devam ederken zorla tahliye edilmiştir. Mahalle tamamen boşaltıldıktan sonra Bakanlar Kurulu’nun 17 Ağustos 2017 tarihli kararıyla Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ’ye devredilmiş ve 20 Mart 2018’de Saraçoğlu Projesi tanıtım toplantısı yapılmıştır.

Saraçoğlu proje tanıtım toplantısı

'SARAÇOĞLU BAŞLANGIÇ, TÜM KIZILAY TEHLİKEDE'
Kaynar, makalesinin sonuç bölümündeyse şu öngörüde bulunuyor:

Saraçoğlu Mahallesi’nin geçirmekte olduğu dönüşüm aslında hükümetlerin memurlarına bakışındaki farklılığı da yansıtmaktadır. 100 yıldan az bir sürede memuruna ucuz, sağlıklı ve rahat barınma imkânı sağlamayı öncelik olarak gören bir politika tercihinden, memuru içinde yaşadığı lojmandan atıp binaların arazisine otel ve AVM yapmak isteyen politikalara geçilmiştir. Dahası, Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkılmasının basit bir başlangıç olduğunu görmek zor değildir. Yıkımın büyüğü mahallenin küçük bir parçası olduğu, içinde vekâlet binalarının da yer aldığı Devlet Mahallesi’ne göz kırpmaktadır. Milli Savunma Bakanlığı ya da Genel Kurmay Başkanlığı’nın sokağına gün içinde binlerce insanın girip çıkacağı bir AVM ya da otel yapılmaması gerektiğini bilmek zor değildir.

'SARAÇOĞLU'NUN KADERİ, ANKARA'NIN KADERİ'

Görünen o ki yakın zamanda Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkımı, Devlet Mahallesi’ndeki bakanlık binalarını da içine alarak Kızılay Meydanı’ndan TBMM’ye kadar çok geniş bir alanı etkileyecektir. İşte bu noktada Ankara’nın kaderi ve Saraçoğlu Mahallesi’nin kaderi bir kez daha kesişmektedir.