Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Müdürlüğü, 10 Haziran 2022 tarihinde yaptığı, “Kınalıada 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu Yapım İşi” ihalesini 14 Haziran 2022 tarihinde iptal etti. Bakanlık ihalenin iptal gerekçesine,  “Bütün tekliflerin alıma ayrılan ödeneğin/yaklaşık maliyetin çok üzerinde olması nedeniyle” yazdı. Bakanlık, sağlık istasyonu ile ilgili ilk ihaleyi geçen yıl 17 Haziran 2021 tarihinde yapmış ancak ihaleyi 21 Haziran 2021 tarihinde aynı gerekçeyle iptal etmişti.

KAYMAKAM VE AKP’NİN GİRİŞİMİ SONUÇ VERMEDİ

Kınalıada Sağlık Ocağı ile ilgili olarak,  “Ada Gazetesi” adlı internet sitesinde, ilk ihaleden bir hafta önce, 8 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanan haberde şöyle denilmişti:

2001 senesinde lenfoma hastası Nilgün Akbal’ın hastalığının tedavisi için bir bağış kampanyası düzenlenmiş, bugünün parasıyla 44000 dolar toplanmıştı. Ancak Akbal’ın ölümü ile bağış paraları kurumlar arasında bir gezinti yaptıktan sonra en son durak olarak Kızılay’a devredilmişti. Bağış paraları Kınalıada’da ihya edilmeye başlanan Kınalıada sağlık ocağı binasında kullanılmasına başlandı. Adalar Kaymakamı Dr. Mustafa Ayhan ve Ak Parti Adalar İlçe Başkanı Sina Şen’in girişimleriyle başlanan Kınalıada Sağlık Ocağı binasının ihyasına başlandı. Kısa zamanda bina sağlık hizmetlerinde kullanılmak içim Kınalıadalıların hizmetine açılacak.

BAĞIŞ KAMPANYASI 44 BİN DOLAR

Söz konusu internet sitesinde yer alan haberin devamında ise özetle şu bilgilere yer verilmişti:

2000 senesinde Adalıların büyük katılım sağlayarak bağış yaptığı ve bugünün parasıyla 44.000 dolar civarı bir para toplanan bağış kampanyasını organize edenlerin hayatta kalan tek üyesi olan Ermeni Cemaatini temsilen Avedis Kevork Hilkat gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kampanyanın fikir babalarının muhtar Hikmet Abanoz, Rum Cemaati adına Mihal Şişko, Ermeni Cemaati adına kendisinin olduğunu belirten Avedis Kevork Hilkat, el ele verip Kaymakamlık ve Valiliğin izni dahilinde bu kampanyayı başlatıklarını belirtti. Kapalıçarşı’da kuyumcu olduğundan dolayı toplanan parayı dolara çevirdiğini ve günümüz parasıyla 44.000 dolar civarında olduğunu belirten Avedis Kevork Hilkat, bu paranın ada tarihindeki en büyük bağış kampanyası olduğunu tahmin ettiğinin altını çizdi. Topladıkları bağış paralarının yüzde 99’unun Kınalıada’dan toplandığını belirten Hilkat, dönemin patriği Mesrob Mutafya’nın kendilerini teşekkür belgesi vererek onurlandığını bu vesileyle Mesrob Mutafyan’ı rahmetle andığını söyledi. Mutafya’nın kendilerine ‘Bu yaptığınız takdire şayandır ve çocuklarımıza ders olacak niteliktedir’ diyerek kendilerini onurlandırdığını belirtti.

Topladıkları bağış paralarını kullanamadıklarını ifade eden Hilkat, ‘Maalesef bu parayı kullanamadık. Tedavisinde harcayamadık. Çünkü rahmetli oldu. Bu meyanda istekleri vardı. Biliyorduk ki acı son yaklaşmıştı. Doktorlar çok ümitsizdi. O zamanki teknoloji bu günkü kadar ileri değildi. Ne istediğini sorduk. Bilgisayar istediğini söyledi. Kendisine bilgisayar aldık ve çok mutlu oldu. Bu bir teselliydi. Gönül isterdi ki kanseri tedavi edip şimdi sağlıklı bir şekilde aramızda görelim ama olmadı. Zaman içinde Hikmet abi rahmetli oldu. Mihal Şişko rahmetli oldu. Parayla ne yapabiliriz diye düşündük. Parayı Kınalıada Dispanserinin ihya ve yenileme çalışmalarında kullanabilirdik. Bizim en büyük arzumuz Nilgün Akbal bağış kampanyasında toplanan parayı dispanserin ihyasında harcamak ve onun adını vermek veyahut bir odasını tamamen Nilgün Akbal adını vererek orada anıtlaştırmak ve sonsuzlaştırmak. Ailesinin de çok büyük beklentisi var. İstiyoruz ki kızlarının adı Kınalıada’da yaşasın. Bu aileyi çok mutlu edecek. Bağış kampanyasında yaşayan en son birey ben kaldım. Omuzlarımda çok büyük bir yük hissediyorum. Çünkü bir dava için topladığımız paranın tamamen sorumluluğu üstümde’ dedi.