Samsun'un Çarşamba İlçesinde Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapan aynı zamanda da Eğitim-İş Sendikası Çarşamba İlçe Başkanı olan A.D,  bir Whatsapp grubunda resim paylaşıp ve altına “Geri dönüşümün ön planda tutulduğu, doğallığın canlandırıldığı bu projede emeği geçenlere teşekkür ederim” yorumunda bulundu.

Grubun okul grubu olmaması ve okul müdürünün bu grupta yer almamasına rağmen, bu resimler okul müdürüne, o grupta yer alan bir müdür yardımcısı tarafından ulaştırıltı ve okul müdürü kendisi ile alay edildiği iddiası ile öğretmen A.D. hakkında soruşturma talep etti.

İşte öğretmen tarafından paylaşılan o fotoğraf:

Soruşturma tamamlanmasının ardından öğretmen A.D’ye işlediği bu paylaşım suçuna karşılık olarak “1/30 AYLIKTAN KESME” cezası, ayrıca okulun olumlu havasını bozduğu gerekçesi ile de “KINAMA” cezası verildi.

Eğitim-İş Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkolay bu 'trajikomik' olayı ve yaşananları konu alan bir yazı kaleme aldı. 

İşte Özkolay'ın o yazısı:

BU BİR DUY DA İNANMA HABERİ DEĞİLDİR BU BİR KARA MİZAH HABERİ DEĞİLDİR

Medya nedir?
TDK sözlük anlamına bakarsak, Medya; "iletişim ortamı" ve "iletişim araçları" olarak tanımlanmakta olup televizyon, gazete, dergi, radyo, web siteleri gibi ortamların her biri bu anlamda insanların tek taraflı iletişimini sağlayan medyalara örnektir.

Biz kısaca bu tür medyaya "görsel ve yazılı basın" tanımını yapmaktayız. Yazılı ve görsel medyada özgürlüğün ve bu özgürlüğün kullanımını düzenleyen kanun ise 26.06.2004 tarih ve 25504 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5187 sayılı Basın Kanunu ile düzenlenmiştir.

Sosyal Medya Nedir?
İnsanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan çift taraflı bir sosyal ağdır.

Kişilerin sosyal medyadaki paylaşım ve yorumlarıyla bir yandan bireysel ve kitlesel ifade özgürlüğünü geliştirmekte ve güçlendirmekte iken; hakaret, tehdit, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve isyana teşvik, özel hayatı ifşa, marka değerini karalama, telif haklarına aykırılık, kişilik haklarına saldırı olabilecek şekildeki paylaşım ve yorumlarıyla da hukuki sorunları da beraberinde getirmektedir.

Sosyal Medya; günümüzde insanların düşünce ve ifadelerini açıkladığı etkin bir sosyal paylaşım alanı olduğu dikkate alındığında, paylaşım ve yorumların suç teşkil edip etmediğinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarının aşılıp aşılmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Kişilerin sosyal medyadaki paylaşım ve yorumlarıyla ilgili olarak hukuki ve cezai sorumlulukları olmasına rağmen Devlet Memurları açısından sosyal medyadaki özgürlüğün ve bu özgürlüğün kullanımını düzenleyen yasal düzenlemeler bulunmamaktadır. Bu hukuki boşluktan dolayı da maalesef sosyal medya paylaşımları memurlar açısından sıkıntılı süreçler yaşatabilmektedir.

Kamu personellerinin kullandıkları sosyal medya ortamlarındaki paylaşımlarından dolayı haklarında açılan soruşturma sayısı günden güne artmaktadır. Bu da hukuki problemleri peşinde getirmektedir. Kamu personelleri tarafından sosyal medyada yapılan paylaşım ve yorumların disiplin işlemi ile yargısal sürece konu olabilmesi için; esasen mesleki faaliyet ile ilgisi olup olmadığının, özel yaşam eylemleri olup olmadığının, ağır eleştiri sınırlarını aşıp aşmadığının, kişilik haklarına saldırı olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.

Bu tip sosyal medya paylaşımları ile alakalı geçirilen hukuki süreçler neticesinde “Herhangi bir kişi ve kuruma hakaret içermeyen soyut ve genel değerlendirmelerde bulunulan, soyut nitelikte eleştirel ifade içeren, duygu ve düşünce ifade etme niteliğinde genel değerlendirmeler içeren, isim, unvan, makam, yer, tarih, işlem, eylem gibi somut ve belli kişiyi hedef alan kişisel bilgiler yer almayan, kişilik haklarına, özel hayata müdahale edecek şekilde ifade ve düşünce özgürlüğünün sınırları dışına çıkılmayan, paylaşım ve yorumlar; demokratik tepki, hak arama vs. hukuk düzeni içinde meşru kabul edilmelidir.” şeklinde hukuki bir sonuca varılmasına rağmen, ne yazık ki kamuda soruşturma yürütenler ve yönetici pozisyonundaki kişiler bu konuyu bir cezalandırma aracı olarak kullanmakta ısrar etmektedirler.

Bunun bir örneği de Samsun’da yaşanmıştır.

Samsun ili Çarşamba İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı bir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapan aynı zamanda da Eğitim-İş Sendikası Çarşamba İlçe Başkanı olan A.D, okul resmi whatsapp grubu olmayan, farklı bir grupta aşağıda yer alan resimleri ve altındaki “Geri dönüşümün ön planda tutulduğu, doğallığın canlandırıldığı bu projede emeği geçenlere teşekkür ederim” yorumunu paylaşmış. Grubun okul grubu olmaması ve okul müdürünün bu grupta yer almamasına rağmen, bu resimler okul müdürüne, o grupta yer alan bir müdür yardımcısı tarafından ulaştırılmış ve okul müdürü kendisi ile alay edildiği iddiası ile soruşturma talep etmiş.

Soruşturmayı yürütenlere göre öğretmen A.D, kendisi tarafından hazırlanmamış ve öğretmenler odasına konmamış, bu kitaplıkla resim çekip sosyal medyada paylaşarak ağır bir suç işlemiştir. Hatta olayı soruşturan İl Milli Eğitim Müdürlüğü Maarif Müfettişlerinin kıvrak zekâları! sayesinde, aslında öğretmen A.D’ye ait bu resim paylaşımlarındaki amacın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın eşi Emine ERDOĞAN öncülüğünde başlatılan “sıfır atık” projesini ti’ye almak için, paylaşıldığını bile ispat etmişlerdir. Nihayetinde bir eğitim emekçisi öğretmen ve Eğitim-İş Çarşamba İlçe Başkanı olan A.D, işlediği bu ağır “suçun!” okulun eğitim ve öğretimine verdiği zararı, derin sezgi gücü ile gören, Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğünce, henüz soruşturma tamamlanmadan, 4688 sayılı sendikalar kanunu yok sayılarak, ilçe dışına “hizmetin gereği!” olarak sürgün edilmiştir. Gönderildiği ilçede öğretmen A.D’nin branşına ait normu olmadığından dolayı da öğretmenlik kariyeri şu an itibarı ile son bulmuştur. Nihayetinde de soruşturma tamamlanıp öğretmen A.D’ye işlediği bu paylaşım suçuna karşılık olarak “1/30 AYLIKTAN KESME” cezası, ayrıca okulun olumlu havasını bozduğu gerekçesi ile de “KINAMA” cezası verilerek ıslah olması önerilmiştir. Gerçekleştirilen İl Disiplin Komisyonunda, komisyon başkanının bile şerh düştüğü hukuksuz olarak alınan bu karar, komisyonun görevine gölge düşürmüştür. Lakin İl Disiplin Komisyon üyelerinin bir kısmı, yukarıda gösterilen resimler ve altındaki yorumlar ile öğretmen A.D’nin eğitim öğretime çok büyük zararlar verdiğinde ısrar etmiş ve nihayetinde de bu cezaların kalması yönünde ısrar etmiştir. Sonuçlanan dosyayı Samsun İl Vali Yardımcısı ve Eğitim-İş Sendikası Samsun Hukuk Sekreteri şerh düşmüşlerdir.

Buraya kadar hikâyeyi biraz da trajikomik anlattığımıza aldanmayın. Olay aslında hiç de komik ve eğlenceli değildir. Manşet resimde görmüş olduğunuz kitaplığın, Samsun İl Milli Eğitim Müdürünün “hoşuna!” gitmemesi nedeni ile ilgili okuldan 5 öğretmen ilçe dışına sürgün edilmiş, ağır suçlamalarla suçlanıp ağır cezalara çarptırılmışlardır. Ayrıca yine bu soruşturma kapsamında 2 okul müdür yardımcısı da ceza almışlardır. Bu kararlardan dolayı okulda mevcut Mobilya Teknolojileri Alanında eğitim öğretim hizmetlerini gerçekleştirecek öğretmen kalmamıştır. Akif’in de dediği gibi "Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek birde Süleyman." sözünde olduğu gibi ilgili okulda eğitim öğretim açısından telafisi mümkün olmayan acı bir sonuca neden olmuştur.

Öğretmenler çarptırıldıkları cezalara karşı Bölge İdare Mahkemelerinde dava açarlar haklarını savunurlar. Lakin aradan 2-3 yıl geçer. Haklarını aramak için açtıkları davaları kazansalar dahi, kendilerine bu uygulamayı reva görenler “pardon” bile demezler. Hatta belki de şu an bulundukları makamlardan daha üst makamlarda oturuyor olabilirler.

Yukarıda okuduklarınızdan sonra siz, siz olun sosyal medyadaki paylaşımlarınıza daha bir dikkat edin. Memleketimizin cevahir yöneticileri sizin bile bilmediğiniz özelliklerinizi sosyal medya paylaşımlarınızdan elde edip “resmi!” olarak, evrensel hukuk kurallarını yok sayarak ispatladıklarını sanabilirler. SENDİKA olmasa…