Toplumsal Kültür Sanat
Sena Başöz’ün “İyileşme Olasılıkları” ile Noor Abuarafeh’in “Fısıldama Metotları” sergilerini, birlikte tasarlamalarını sağlayarak, Selahattin Giz’in Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk çeyreğinden oluşturduğu fotoğraf koleksiyonunu yorumlamalarını sağlıyor.
Sanatçı da sanatı gibi özgür olduğu için 35 bin fotoğraftan oluşan koleksiyondan yola çıkarak kendi bakış ve görüşleriyle yepyeni anlamlar üretmeyi seçiyor. Burada sanatın ve kuşkusuz sanatçının neyi, niye ve hangi çerçevede ne kadar gördüğü bizi yönlendiriyor. “Bir Arada” sergisinde iki sanatçı var, aynı koleksiyondan yola çıkıp bambaşka işlerle bambaşka dünyalar yaratıyor; tabii ki buna eşlik eden diğer çalışmaları (performansları) da var…
Yapı Kredi Kültür Sanat binasının üst katları arasında kendine apayrı bir anlam bulan, dışarıdan hiç belli olmayan ama diğer salon ve/veya koridorlardan çok daha aydınlık, refah, sıcak, yüksek, geniş -daha bir sürü güzel sıfat ekleyebilirsiniz- alanda iki sanatçının Noor Abuarafeh ile Sena Başöz’ün ‘iş’leri, Selahattin Giz’in begle fotoğraflarını yorumlamalarıyla buluşuyor.
Kadının önemi…
İlk ilgi kocaman duvardaki kocaman (4x3,5 metre) fotoğraf ve altındaki yazıya… Fotoğrafta; geniş bir alanda, heykel kalıntıları var, belli ki tarihi buluntu, çünkü bir kısmının üzerine numaralar yazılmış, arşiv amaçlı olsa gerek. Taşınması için bir araya getirilmiş izlenimi veren, bir kısmı tamamlanamamış heykellerin ortasında bir kadın… Heykel gibi, ama taş heykellerden ayrı… Taş olanlar beyaz, kadın simsiyah, siluet. Noor Abuarafeh, “ona bakan beyaz heykellerle çevrelenmiş kadın” demiş. Görüntüdeki heykellerin azameti arasındaki küçücük kadını öne çıkarın bu yorum izleyeni de ters köşeye yatırıyor. Tabii, kadını öne çıkarması sadece feminen bir yaklaşım olarak ele alınamaz; belki yüz yıl aradan sonra yeni bir anlam katmak olarak düşünülmeli.