Gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu hakkında, aldıkları ölüm tehditleri nedeniyle 2017'den bu yana “Çağrı Üzerine Koruma” tedbiri vardı. Koruma kararının kaldırıldığı ortaya çıktı. Kararın kaldırıldığını tebligatla öğrendiklerini belirten gazeteciler konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. "İstanbul Valiliği ikimiz için de 'korunmasa da olur' kararı aldı" diyen Terkoğlu ve Pehlivan, "Ancak terör örgütlerini sevindirecek bu kararı okurlarımız bilsin istedik" ifadelerini kullandı. Gazetecilerin yaptıkları ortak açıklama şöyle: Birlikte kitaplar yazdık, birlikte ölüm tehditleri aldık, birlikte cezaevine girdik… Onca bedeli sadece ve sadece gazetecilik yaptığımız için ödedik. Hak bildiğimiz yolda yürürken okurlarımız şahitti, bilmeleri gereken her şeyi onlara anlattık. İşte bu yüzden şimdi yine ortak bir “derdi” okurlarımızla paylaşıyoruz. Bilin istiyoruz. 2017’den bu yana ikimiz hakkında “Çağrı Üzerine Koruma” tedbiri vardı. Aldığımız ölüm tehditlerine dair yaptığımız şikayetlerin ardından İstanbul Valiliği almıştı bu kararı. Zira El Kaide, IŞİD, Hizbullah ve başka radikal örgütlerin açık ölüm tehditlerine yoğun bir şekilde maruz kalıyorduk. İstanbul İl Koruma Komisyonu her yıl toplanır, hakkımızdaki tehditleri inceler ve bu kararı yenilerdi. Ama şimdi... Elimize bir tebligat verdiler. Dedi ki İstanbul Valiliği; hakkınızdaki koruma kararını kaldırdık! Gerekçesi olmayan bu kararı ne zaman almışlar biliyor musunuz? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "berduş" diye bağırdığı gün. Lafı uzatmayacağız: Biz gazeteciyiz. Gazetecilerin bu topraklarda devlet görevlilerinin gözü önünde nasıl ölüme gönderildiğini bilen insanlarız. Abdi İpekçi’yi, Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hrant Dink’i hiç aklımızdan çıkarmayız. O mezarların arasından yürürüz her gün. Şimdi görüyoruz ki... İstanbul Valiliği ikimiz için de "korunmasa da olur" kararı aldı. Ancak terör örgütlerini sevindirecek bu kararı okurlarımız bilsin istedik. Bugüne kadar hep gazetecilik yaptık. Kimsenin kuşkusu olmasın; yine eğilmeden yılmadan hakikatin peşinde yürüyeceğiz. Yeter ki, hesabını karanlık mahfillere dayanarak yapanlar, sonra "haberimiz yoktu" demesin.