Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve meslek odaları Saraçoğlu Mahallesi’nin özgünlüğünü bozan imar planlarına dava açmıştı. Yargının verdiği kararları dikkate almadan yeniden aynı imar planlarını yapan Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın Saraçoğlu Mahallesi’nde en son yaptığı Koruma Amaçlı Uygulama İmar planı değişikliği de 13. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. 

Ankara 13. İdare Mahkemesi Çankaya İlçesi Namık Kemal ve Yenişehir Mahalleleri Saraçoğlu Kentsel Sit Alanı ve Etkileşim Geçiş Sahasına ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nı iptal etti.

Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Bu kararlar, Cumhuriyet değerlerine ve Cumhuriyet hafızasına mekansal saldırıların en üst seviyede olduğu Başkent’te verdiğimiz kamu mücadelesinin sonucudur. Yargı, Saraçoğlu’nda üst üste verdiği iptal kararlarıyla, hukuksuzluğu ifşa etmişti. Ancak iktidar dur durak bilmeden devam etmişti. Seçimlere günler kala Saraçoğlu Mahallesi’nin açılışını yaprak şov yapmak isteyen iktidara en güzel cevabı açtığımız davada yargı verdi" dedi.

'SEÇİM ÖNCESİ HALKIMIZA ARMAĞAN OLSUN'
Yargının "İmar planları Saraçoğlu Mahallesi’nin, özgünlüğünü bozar, ticarete konu edilemez, kentleşme politikalarına aykırıdır" dediğini belirten Candan şunları kaydetti:

"13. İdare Mahkemesi’ne ve daha önce defalarca kez Saraçoğlu Mahallesi’nin korunmasına karar veren bütün mahkeme heyetlerine teşekkürü bir borç biliriz. Saraçoğlu Mahallesi’ni satmak istediler, satamadılar, yıkmak istediler, yıkamadılar. Kamusal değerini ranta açmak istediler, açamadılar. Saraçoğlu Mahallesi Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 30 yıldır akıllı inatla sürdürdüğü mücadelenin kazanımıdır. Seçim öncesi halkımıza armağanımız olsun."

'DAVA AÇMASAYDIK SARAÇOĞLU MAHALLESİ DİYE BİR CUMHURİYET DEĞERİ KALMAYACAKTI' 
Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Kentsel mücadelede nerede Mimarlar Odası ve meslek örgütlerinin bir davası varsa bilin ki orada bir hukuksuzluk, kamu yararına aykırı bir süreç var. Saraçoğlu Mahallesi’nin hukuksuzluklarına meslek odaları olarak dava açmasaydık, bugün Saraçoğlu Mahallesi diye bir Cumhuriyet değeri kalmayacaktı. Karar gerekçesinde bilirkişi raporuna da atıfta bulunan mahkeme, alandaki daha önceki iptal kararlarına ve yargı kararlarına uyulmadığına dikkat çekerek, yaşanan hukuksuzluğun da altını çizmiştir.”

Candan, kararda yer alan şu ifadelere dikkat çekti:

  • Dava konusu alana ilişkin üst ölçekli plan olan 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'na göre Güvenpark, Bakanlıklar ve Saraçoğlu Mahallesi'nin bir bütün olarak ele alınmasının gerektiği,
  • buna karşılık dava konusu imar planlarının parçacı bir şekilde ele alındığı,
  • bu yönüyle üst ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'na aykırılık oluşturduğu,
  • plan kararları ile alanda kuruluş amacının dışında turizm ve ticaret gibi kullanımların öngörüldüğü,
  • plan kararlarında alanın tarihi ve doğal kimliğinin, kente kattığı imgenin yok olmasına neden olabilecek kararların yer aldığı,
  • dava konusu planlara ait plan notları incelendiğinde, imar planlarında verilmesi gereken kullanım, yapılaşmalara ve müdahale biçimlerine ilişkin kararların yer almadığı ve 2.1., 2.2, 2.3 ve 2.4. nolu plan notları ile plan sonrasında koruma kurulu kararlarına bırakıldığı,
  • bu durumun imar ve koruma mevzuatının ilgili hükümlerine, şehircilik ve koruma ilkelerine aykırılık oluşturduğu,
  • dava konusu kullanım kararları ile bölgedeki trafik yoğunluğunun artacağı, ulaşım ve teknik altyapının bundan olumsuz etkileneceği,
  • dava konusu plan çalışması ile alanın canlandırılması hedeflenmiş olsa da getirilen kullanım kararlarının, alanın yakın çevresi ile yaratacağı ilişkilere ilişkin analizlerin yapılmadığı,
  • önemli bir alanla ilgili yapılan plan çalışmasında ilgili meslek odasının ve ilçe belediyesinin görüşlerine başvurulmaması veya görüşlerin dikkate alınmamasının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne aykırılık oluşturduğu,
  • Ankara 17. İdare Mahkemesi'nin 10.03.2022 tarih ve E:2020/420 K:2022/453 sayılı iptal kararında belirtilen gerekçelerin bir kısmı giderilmiş ise de büyük çoğunluğunun giderilmediği,

tüm bu sebeplerle dava konusu imar planlarının imar ve koruma mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı anlaşılmıştır.