CHP Kurultay sürecinin olası adayları arasında yer alan Grup Başkanı Özgür Özel, istifa tartışmaları hakkında sorulara yanıt verdi.

Haber Global Muhabiri Saliha Çolak'ın haberine göre , Özel öncelikle "İstifa etmesi gerekir " çağrılarına yanıt verdi. Ardından adaylık zamanlamasını açıkladı. 

Özel şu ifadeleri kullandı;

Milletvekili kaydını yaptırdığım gün gazeteciler sordu. Grup başkanlığına aday olduğumu, bir aday çıkması durumunda yarışabileceğimizi açık söylemiştim. Grup başkanvekilleriyle ilgili yarış söz konusuydu. Genel Başkan, o yarışı kaldırdı. O yarış kaldırılana kadar da bir rakip yoktu. Ben her zaman şunu söyledim. Grup başkanlığında bir başka aday olursa yarışırız. Herhangi bir aday çıkmadı. Burayı kendi tasarrufum dışında tartışılmaya çalıştırılmasını iyi niyetli bulmuyorum.

14 Mayıs'a kadar genel başkanın koltuğuna vekalet ediyordum. 14 Mayıs tarihinden sonra Genel Başkanımız milletvekili değil. Ben grup başkanıyım ve CHP tarihinin genel başkan olmayan ilk grup başkanıyım.

Bir gerilim alanı, bir çatışma alanı yok aramızda. Üç grup başkanvekilimizin yeni olmasından dolayı grup başkanının tecrübeli olmasının avantajını yaşıyoruz. Bunu hem CHP grubu, hem muhataplarımız söylüyor. Hem Merkez Yönetim Kurulu'yla (MYK) hem genel başkanla grup arasındaki uyumu sağlıyoruz. Bir çatışma, bir sürtüşme, bir gerilim alanı yok aramızda. Bu görevden dolayı ne MYK'yla ne Genel Başkan'la çatışıyor değiliz. 

Genel Başkan'dan bana bu konuyla ilgili bir şey söylenmedi. Ben Genel Başkan'ın böyle bir şey söyleyeceğini beklemiyorum yani. Grup başkanlığını yapış biçimimizle ilgili yarattığımız bir sıkıntı, bir tartışma yok ama kaynağı belli olmayan birçok haber servis ediliyor, ne niyetle yapılıyor bilmiyorum. Adaylığa karar verdiğimde bunu önce ailemle sonra Genel Başkan ile paylaşacağım. Genel Başkan ile paylaştığım sırada, ben nasıl düşünüyorum söyleyeceğim, Genel Başkan ne düşünüyor öğrenmek isteyeceğim. Ama şu anda aramızda bir gerilim yok. Birileri sadece haber üretiyor.

Özel, kurultay süreci kapsamında Anadolu turuna çıkacağı iddiaları ile ilgili  şu ifadeleri kullandı;

Ben senelerdir Anadolu turu atıyorum, bundan sonraki süreçte genel başkanlıkla ilgili karar verirsem Anadolu turu atarım. Bu kararı vermezsem yerel seçimlere gidildiği için Anadolu’ya giderim tabii. ‘İstifa ediyor Anadolu turuna başlıyor’ haberlerini birileri maksatlı çıkarıyor. Konuşmam gereken herkesle konuşacağım demiştim. Konuşuyorum, konuşacağım, konuştuğum herkesin CHP'nin evlatları olduğunu, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız olduğunu herkesin bilmesi lazım.

Özel, Kurultay süreci ile ilgili  “Seçmenin içinde bulunduğu ve bize bildirdiği ruh hali dikkate alındığında kurultayın ertelenmesinin parti açısından sağlıklı olmayacağını düşünüyorum. Bazıları bunun ciddi olmadığını bazıları örgütte böyle bir ruh hali olmadığını söylüyor. Bu, örgütün seçmenden kopuk olduğu varsayımı örgüte hakaret. Bize gönül verenler neyi söylüyor ise duyuyoruz, hepimizin duyması da lazım. Dikkatle takip ediyorum" sözlerini söyledi.

Özel, değişim çağrıları ile ilgili şunları söyledi;

Değişim konusunda kararlı olmak lazım ama vefalı da olmak lazım. Vefa meselesiyle ilgili, ilk gün takındığım tutum ile bugün arasında fark yok. Bunu bir kişi veya kişilere indirgememek lazım. Sadece genel başkanı sadece MYK'yı tartışarak sadece bazı görev değişikliklerini ortaya koyarak yapmamak lazım. Ayrıca bu meseleyi sadece tüzüğe indirgememek lazım. Program meselesine daha kapsamlı bakmak lazım. İçinde bulunduğumuz siyasi konjonktürü de, çağın gereklerini de görmek lazım. Duruşun ve ihtiyaçların daha net ifade edildiği bir programa ihtiyaç var. Partinin tarihini, köklerini, sorumluluklarını inkar etmeyen ama yeni kuşak seçmenle, sağlıklı ve etkili bir iletişim kurabilen metinler lazım. Mevcut metinleri sadeleştirme yerine daha interaktif; kadın ve gençlerle ve parti dışında siyaset ile konuşan ama kendisini doğru tarif eden bir programa ihtiyaç var. Değişim meselesini kişiyi, kişilere, tüzüğe, programa indirgemek yerine hepsini kapsayacak bir büyük anlayış ve süreç olarak tarif edilmesini doğru buluyorum. O zaman 'Genel Başkan'a mı haksızlık yapılıyor?’, ‘Genel Başkan, eski çalışma arkadaşlarına mı haksızlık yapıyor?’ ya da, ‘sadece tüzük değiştirerek bu işler olacak mı?’ gibi eleştirilerin hepsini birden göğüsleyen ve bunları aşabilecek bir meseleyi tarif etmiş oluyoruz.