CHP Genel Başkanı Özgür Özel, KRT TV "Seçim Özel" programında gazeteciler Elif Doğan Şentürk, İnan Demirel ve Hasan Basri Akdemir'in sorularını yanıtladı.

Özel, “MAK Danışmanlık şirketinin yaptırdığı anketlerde bazı illerde AK Parti’nin önde olduğu görünüyor. Eskişehir, Adana, Antalya ve Hatay’da risk görüyor musunuz” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Kesinlikle değil. Bir şirketin anketleri üzerinden tartışmayı doğru bulmam. Ama belli yönleriyle bizdeki anketlerle uyumsuz olduğunu söyleyebilirim. Eskişehir'de, Bursa'da, Antalya'da bizdeki anketlerde öndeyiz. Biz bugüne kadar CHP’nin yaptırdığı anketleri yayınlamadık. Esas anketin 31 Mart'taki seçim sonuçları olduğunu biliyoruz. Anket açıklamada çok bıçak sırtı bir iş var. Manipülasyon mu yapılıyor, seçmen mi yönlendiriliyor, doğru mu söyleniyor, örneklem mi yanlış... Bu tartışmalardan çıkılmıyor. Seçimlere 60 gün kala anket açıklanması yasaklansa bence çok daha doğru ve etik olur. Ama bazen öyle şeyler oluyor ki biz de anket yaptırdığımız firmalara, ‘O zaman siz de örnekleminizle, net rakamınızla, kaşenizle şu bölgelerdeki anketleri açıklayınız’ demek noktasına geliyoruz. Çünkü öbür türlü birisi anket açıklıyor, seçmen de bakıyor ankete, ‘Benim partim bu güçte değilse’ deyip bir başka karar vermeye kalkar veya ‘Nasılsa kazanamıyoruz’ deyip gitmez. Antalya da kırk yıldır bir geliyor, bir gidiyor. Bunun yapısal bir sorunu var. Sebebi şu: 2 buçuk milyonluk Antalya'ya 25 milyon kişi geliyor. Para, 2 buçuk milyona göre geliyor. Belediye başkanı hangi partiden olursa olsun, esas hizmeti almak isteyenler hizmetin 10 katı bir nüfus tarafından tüketildiğini gördüğü için mevcut belediyeye hep bir fatura kesiyor. İlk kez bu sefer tarih yazacağız ve Muhittin Böcek, iki kez üst üste Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni kazanan ilk başkan, parti olacak. Bu sefer pandemi de iki yıl turist gelmemesi, Antalya'daki standart tepkiyi hafifletmiş olabilir. ‘Antalya yine AK Parti'ye geçiyor’ verisi, benim açımdan şaşırtıcı bir veri.”

''Her seçimde en güçlü partiler, belediyeler kaybederler. Bir genel başkan açısından belediye kaybetmek, bir babanın evlat kaybetmesi gibidir. O kadar acı verir bir genel başkana. Ben kendi açımdan Meral Hanım gibi bir son nokta ve şunu alamazsam bunu yaparım demek için çok erken. Çünkü bu benim ilk seçimim. Ben nisan ayının son haftası okula tayin olmuş öğretmen gibiyim. İstifa ederim diye bir şey yok. Zaten onu gerektirecek bir seçim sonucu da ummuyoruz, görmüyoruz, görünmüyor. Ama sonuçta herkes de şunu siyaseten hesaplar: Geçen seçim bu oylar alınırken hangi partinin kaç oyu vardı? Bu seçim CHP tek başına giriyor ve orada bu göz önüne alındığında CHP’nin tek başına seçime girerek aldığı sonucun önemli bir ve takdir edilecek bir sonuç olacağını değerlendiriyorum. Bir genel seçimde partimi iktidar yapmazsam bir gün durmam, ayrılırım. Ben CHP’nin genel başkanı olarak bu kadar başarıya susamış ve insanların bu kadar travmatik bir döneminde, partinin sekizinci ve seçim geçiren altıncı genel başkanı olmak suretiyle eğer partimi bir genel seçimde iktidar yapmazsam bir gün durmam. Ama iktidar yapacağız, o noktada çok kararlıyız.”

"İMAMOĞLU VE İL BAŞKANIMIZIN ÇALIŞMALARI BİZE ÇOK ÖNEMLİ VERİ GETİRDİ”

CHP lideri Özel, “İstanbul’da adaylar belirlenirken daha çok İmamoğlu’nun etkisi mi oldu” sorusuna şu yanıtı verdi:

“İstanbul'da daha çok Ekrem İmamoğlu ve İl Başkanımız Özgür Başkan'ın ortak çalışmaları bizim son bir şey şeklini vereceğimiz çalışmaya çok önemli veri getirdi. Ankara'da da Mansur Başkan'la Ankara il ve ilçe başkanlarımızın çalışmaları. Biz İstanbul ve Ankara'da bir şeyi biliyoruz: İstanbul ve Ankara'yı tekrar kazanmalıyız. Ve kazanırken de belediye meclis çoğunluğunu almalıyız. İstanbul'da gönlümden geçtiği kadar, Ankara'da da gönlümden geçenin çok gerisinde kadın adayımız var. Bu konuda bizi memnun eden husus İzmir olmuştur. İzmir'de 30 adayın 15 kadınsa hak edilen alınmıştır. İzmir gibi bir cumhuriyet kentinde, 15 kadın-15 erkek adayla yarışmıyorsanız bir şey eksik yapıyorsunuz. Tayyip Bey’in hiç yok, onun öyle bir vizyonu da yok. Adayların yarısı kadın olana kadar bu mücadele sürecek. Adayların yarısı genç olana kadar da bu mücadele sürecek.”

Özel, Cemil Tugay’ın “Bir dakika yanımda durmayan Belediye Başkanımız, başka şehirde başkaları için çalışıyor” sözüne ilişkin “Ertesi gün, 90 dakika yanında durdu. Çözdük onu” ifadelerini kullandı.

 "ERDOĞAN İŞİNE BAKSIN. ONUN GÖRVİ CHP GENEL BAŞKANINA SORU SORMAK DEĞİL”

Özgür Özel, Erdoğan’ın CHP içinde bir kutuplaşma olduğuna ilişkin ifadeleri için “İki kelimeyle cevap vereyim: İşine baksın” dedi.

Özel, “DEM Parti ile şeffaf ilişki yürütme stratejisinden memnun musunuz” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Erdoğan’ın görevi CHP’nin Genel Başkanına soru sormak, CHP’nin iç meselesi var mı yok mu soruşturmak değil. Onun görevi işsizliği azaltmak, dövizi düşürmek, mazotu ucuzlatmak, çiftçinin destekleme primlerini ödemek ve sokaktaki, mutfaktaki, pazardaki yangını dindirmek. Onun işi gazetecilik değil. ‘CHP’nin yaptığı bir işle övünebileceksiniz. Neyle övünürsünüz’ deseniz, ben derim ki: CHP son seçimde, bütün partilerle bayramlaşabilen tek partidir. Kurucu irade böyle bir şeydir. Arkada görüşüp burada görüşmeyenler çok milliyetçi; görüştüğünü gizlemeyenler gayri milli. Böyle bir şey yok. Türkiye siyaseti olgularla algılar yer değiştirilerek yapıyor. Maalesef birçok gazeteci meslektaşınız da üzülerek söylüyorum, olguları değil, algıları konuşuyorlar. Abdülkadir Selvi, her gün ben Ekrem İmamoğlu ile telefonda ne kavga yapmışım onu yazıyor. Ya Abdülkadir Selvi de dinleme cihazı var ki içeriğin doğru olmamasından bizi dinlemediği belli. Ya da yaptığı iş doğru bir iş değil gazetecilik açısından. Hiç olmayan diyalog olmuş gibi yazılıyor. O yüzden bu siyaseti belli bir şeffaflığa, belli bir netliğe kavuşturmak ve riyakarlıktan kurtarmak lazım. Görüşüyorsan, görüşüyorsundur.”

"CHP KONGRESİ'Nİ KİRLETMEYE VE PARTİ İÇİNDE BİR TARTIŞMA YARATMAYA YÖNELİK BİR KUMPASTI"

CHP Genel Başkanı, İstanbul'daki bir ofiste çekilen para sayma görüntülerinin ve görüntülere ilişkin ortaya atılan iddiaların hatırlatılmasının ardından şunları söyledi:

"O video bir kişiye zoomlanarak, tarihi kapatılarak ve neresi olduğu anlaşılmadan; 'Burası CHP İl Başkanlığı, Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı CHP Kongresi için delegelere para dağıtıyor' diye servis edildi. Videonun bütününde 2019 yılında olduğu yazıyor. Demek ki CHP Kongresi değil. Orası, CHP İl Başkanlığı değil. O tek başına zoomlanan kişi o gün Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı mı? Hayır. Bu bir kaset kumpasıydı. CHP Kongresi'ni kirletmeye ve bugün parti içinde bir tartışma yaratmaya yönelik bir kumpastı. Video büronun sahibi avukattan çıkmış. Avukat, görüntülerle bize şantaj yapmış. Bizim arkadaşlarımız da kabul etmemişler, kendilerinden şüpheleri olmadığı için. Biz de suç duyurusunda bulunduk avukat hakkında."