CHP Genel Başkanı Özgür Özel, aday belirleme süreciyle ilgili konuştu, " Ben kimseyi ‘değişimci’ diye ödüllendirmedim. ‘Değişimci’ değil diye de cezalandırmadım” dedi.

 CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TELE 1’de Gündem Özel programına konuk oldu. Gazeteciler Merdan Yanardağ, Bilge Yurtdagülen, Murat Taylan’ın sorularını yanıtlayan Özel, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özel, CHP’nin seçim stratejisine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Bu seçimler birkaç seçime benzetilebilir. Üçüncü tur diyenler var ama belki şöyle, biraz önce seçimlerin hem ahlaki hem hukuki meşruiyetini sorguladınız. Belki şuradan almak gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile, 3 ay bile olmayacak 1,5 ayda toparlarız diye ilan edip de içine bir Anayasa değişikliği, bir referandum, bir genel seçim sığdıran, yani kanlı bir darbe girişimini araçsallaştırarak, fırsata çeviren, kendi deyimiyle de belki de Allah’ın bir lütfu olarak nitelendirilen bir akıl tarafından yönetiliyor şu anda Türkiye. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin pek çoğunun anayasalarında OHAL şartlarında anayasanın değiştirilemeyeceği, seçim yapılamayacağı yazar ancak bizim anayasamız 1980 darbecileri tarafından yazıldığı ve hazırlandığı için böyle bir hüküm yok. Aslında bu askerlerin kendi gayrimeşru anayasalarına meşruiyet kazandırmak için Anayasamıza koymadıkları bir hüküm. Gerçekten bir sivil anayasa yapsanız, içine sıkı yönetim, OHAL gibi hallerde bu anayasa değiştirilemez. Çünkü toplum sözleşmesi en özgür şekilde tartışılarak hazırlanır, oylanır ve ardından yürürlüktedir. Birisi OHAL ilan edip, yani özgürlükleri askıya alıp, başta basın özgürlüğünü, savunma hakkını gerilettirip, belli süreleri uzatıp, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin belli maddelerini askıya aldığınız bir süreçte anayasa değiştiremezsiniz ama Kenan Evren’in sağladığı olanakla o anayasa değişikliği önce Meclis’te görüşüldü, sonra da referanduma gitti. Referandumda kıl payı bir farkla, yüzde 51’e 49’luk bir farkla geçti ama o referandum da OHAL şartlarında yapıldı.

Bu süreçten hemen sonra yapılan baskın seçimle, hatırlatalım o da OHAL şartlarında yapıldı. Tek adam rejimi işlerlik kazandı ve 2023 seçimlerine öyle gidecektik. Büyük bir umutsuzluk vardı. Büyük bir üzüntü vardı. Büyük bir kaybetmişlik duygusu vardı ama o sırada bir şey oldu. Seçmen önüne gelen ilk sandıkta dengeyi yerelden kurdu. Ülkenin, bütün dünyada Türkiye’nin adını bilmeyenlerin adını bildiği İstanbul gibi bir metropol dahil, başkent Ankara, Adana, Mersin, Antalya’yı AKP’den aldı CHP’ye verdi. CHP’nin elindeki belediyeleri de CHP’de tuttu. CHP bir anda 11 büyükşehri yöneten, Türkiye nüfusunun yüzde 60’a yakınına belediye başkanlarının temas ettiği, bir merkez yerel dengesi kuruldu Türkiye’de. Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimini kabul etmeyip seçimi yeniledi, çok daha büyük bir fark ortaya çıktı. Bunların hepsi, yani son seçimi de CHP’nin adayı ve Ekrem İmamoğlu kazanmıştı, bu siyasete bir denge getirdi. Biz o denge ile 2023 Cumhuriyetin 100’üncü yıl seçimlerine gittik. Şimdi o seçimleri, öyle oldu, böyle oldu. Oraları çok tartışıldı. Sizler konuştunuz, dönüp de niye kaybettiye dönmeyelim ama kazanmamız gereken bir seçimi kaybettik.''