Türkiye’nin bir demokrasi olmadığını söyleyen azar Orhan Pamuk, kendisine yönelik saldırıların nedeninin ‘kitaplarının sevilmesine duyulan haset, kıskançlık ve siyasi öfke’ olduğunu ifade etti.

Kısa Dalga Podcast’te Ahmet Orhan’ın programına konuk olan Orhan Pamuk, son romanı Veba Geceleri’nin tam ‘corona’ günlerinde yayınlanmasındaki mistisizmi, önceki romanlarıyla benzerlik ve farklarını, yazmayı tasarladığı yeni romanını, Türkiye’de yaşamayı ve siyaset üzerine düşüncelerini anlattı.

'HEPİMİZİN KAFASI ORTADOĞULU ERKEKLERİN ÖNYARGILARGI İLE SINIRLI'
“Hayatta en büyük arzularımdan biri, birinci tekil şahısla 500 sayfalık bir kadın romanı yazmak” diyen Pamuk, Veba Geceleri’ni daha çok ‘Kar’ romanına benzettiğini söyledi. Tarihi romanlarda özellikle Müslüman toplumlarda kadının gözünden sosyal hayatı tümden aktarmanın zor olduğunu vurgulayan Pamuk bir de özeleştiri yaptı: “Ne yazık ki hepimizin kafası Ortadoğulu erkeklerin önyargıları, alışkanlıkları ile sınırlı.”

Pamuk, dünyada çevirisi en çok yapılan yazarldan biri olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “UNESCO istatistiklerine göre kitapları en çok çevrilen yazarlardan biriyim. Dünyada 14-15 milyon kitap sattım, Türkiye’de 3 milyonu yeni geçtim. Kitaplarımı yabancılar okusun, okumasın diye bir ayrım yapmıyorum.”

Kurmaya başladığı yeni romanını ile ilgili de bilgiler veren yazar “Yeni romanımda kendime benzer bir kahraman yaratmak istiyorum. Yeni romanımda İstanbul’da yaşayan, hayatı benimkine benzeyen, ressam olan bir kahramanın hikayesini anlatmak istiyorum.” dedi. 

'SİYASİ LAF EDENLERİ SOKAKTA DÖVÜYORLAR'
Orhan Pamuk Türkiye’deki son gelişmeleri de şöyle değerlendirdi:

“Demokrasinin sadece sandığa oy atma kısmı kaldı. Türkiye bir demokrasi değil. Sandıktan istenilen sonuç çıkmayınca o sandıklar da kaçırılıyor. 

Türkiye’de fikir özgürlüğü, kuvvetler ayrımı, mahkemelerin bağımsızlığı yok. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı bile kalmadı. Düşünce özgürlüğü istiyoruz önce, sonra konuşalım memleket meselelerini. Düşünce özgürlüğü yok dedikten sonra akrobatik hareketlerle bir iki siyasi laf da ediyoruz ama sonra saldırıları bekliyoruz. Siyasi laf edenleri sokakta dövüyorlar, parmaklarını kırıyorlar, mafya karışıyor işin içine.”

Ünlü yazar kendisine yapılan saldırılarla ilgili olarak da “Bu kitabım daha çok siyasetin salçasına, çorbasına bulaşarak etrafa saçıldı. Hükümeti eleştiremiyorlar, ‘Ne yapalım Orhan Pamuk’u eleştirelim’ diyorlar. Saldırıların nedeni, kitaplarımın sevilmesine duyulan haset, kıskançlık ve siyasi öfke” şeklinde konuştu.