Toplumsal İzmir

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakı Genel Başkanları ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla İzmir’de düzenleyeceği mitinge yurttaşlar saatler öncesinden gelerek Gündoğdu Meydanı’nı doldurdu.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Gündoğdu meydanında yurttaşlarla bir araya geldi.

Türkiye 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimler için gün sayarken, siyasetin nabzı İzmir'de atıyor.

İzmir, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ardından Millet İttifakı'nı ağırlıyor.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Gündoğdu Meydanı'nda miting yaptı. İzmir'deki büyük buluşmaya İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Partisi Genel Başkanı Gültekin Uysal ve yönetim kadrolarının yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş'ın da katılıyor.

CHP Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu büyük buluşma için öğlen saatlerinde hava yoluyla İzmir'e geldi. Kılıçdaroğlu Adnan Menderes Havalimanı'nda partililer tarafından karşılandı.

ALANA DENİZDEN GELDİ
Kılıçdaroğlu mitinge başkanlar ve kurmaylarıyla birlikte vapurla geldi. Üçkuyular İskelesi'nden kalkan vapur Kılıçdaroğlu'nu Pasaport İskelesi'nde Gündoğdu Meydanı'yla buluşturdu.

Kılıçdaroğlu

Üçkuyular İskelesi'nde bir süre dinlendikten sonra Kılıçdaroğlu alana giriş yaptı.

Kılıçdaroğlu

Kılıçdaroğlu'nun alana girmesiyle birlikte miting başladı. Mitingin açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı.

tunç soyer

Soyer, şunları söyledi:

'İŞSİZE İŞ BULMAK DA BİZİM DERDİMİZ, İŞÇİNİN HAKKINI SONUNA KADAR ALMASI DA…'

“Bugün, gelincik tarlasına dönen bu meydanda serpilen tohumlar, bütün Anadolu’yu Trakya’yı ülkemizin, her karış toprağını saracak. Cumhuriyet tarihinin en büyük dostluk ve kardeşlik projesinin mimarı Sayın Genel Başkanım, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İzmir sizi Cumhurbaşkanı yapmaya kararlı ve siz, geleceğin Türkiye’sine çok yakışıyorsunuz. Bu seçimle beraber yüzyıllık Cumhuriyetimiz demokrasi ile taçlanacak.  Bu seçimde 3 büyük eşiği aynı anda aşacağız. Birincisi, refah; ikincisi, adalet; üçüncüsü, özgürlüklerimiz… Millet İttifakı’nın belediye başkanları dört yıldır yönettiğimiz şehirlerde bu eşikleri aşmak için çok çalıştık. Dört yıldır, bürokratik engellere ve ekonomik krize rağmen devasa yatırımlar yapıyoruz. Metrolar, tüneller, viyadükler inşa ediyoruz. Pandemi, deprem, ekonomik kriz demiyoruz. Dağdaki çobanın ekmeğini de düşünüyoruz, üniversite öğrencimizin açlığını da… İşsize iş bulmak da bizim derdimiz, işçinin hakkını sonuna kadar alması da…

'BÜTÜN ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINA, HAVASINA, SUYUNA, RUHUNA ŞU ÜÇ KELİMEYİ NAKŞEDECEĞİZ: HAK, HUKUK, ADALET'

Şimdi, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde yerelde elde ettiğimiz bu başarıyı ülkemizin her köşesine yayma zamanı. Sayın Genel Başkanım, 85 milyonun Cumhurbaşkanı olarak sizin önderliğinizde bunu mutlaka başaracağız. 14 Mayıs’ta hep birlikte ülkemizi, adalet olmadan kalkınma olmaz diyen tertemiz siyasete teslim edeceğiz. Hep birlikte inşa edeceğimiz gelecekte hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. İşçiler ölmeyecek, hiç kimse şu ya da bu nedenle eğitim ya da sağlık hakkından mahrum kalmayacak. Bütün ülkenin her karış toprağına, havasına, suyuna, ruhuna şu üç kelimeyi nakşedeceğiz: hak, hukuk, adalet.

'14 MAYIS’TAN SONRA UMUTLARI VE HAYALLERİ OLAN BİR TOPLUMU HEP BERABER İNŞA EDECEĞİZ'

Sevgili İzmirliler, dünyanın en bereketli topraklarında hiç hak etmediğiniz bu yoksulluğu bitireceğiz. Çünkü o gün haramilerin düzeni yerle yeksan olacak. Bu ülkenin kaynaklarını, gerçek sahiplerine yani halka geri vereceğiz. 14 Mayıs’tan sonra umutları ve hayalleri olan bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz. Sadece hırsızlarla ve haramilerle aramızda kırmızı çizgi olacak. 14 Mayıs, ortak geleceğimizin adını koyacağımız bir seçim olacak. Bu seçimde refah ve yoksulluk arasında bir tercih yapacağız. 14 Mayıs’ta sadece güçlünün haklı olduğu bir düzeni terk edeceğiz; halkın iktidarını kuracağız. 14 Mayıs’ta tek adam rejimini geride bırakacağız ve demokrasiyi seçeceğiz. 14 Mayıs Cumhuriyet’in, demokrasi, adalet, refah ve özgürlüklerle taçlandığı gün olarak tarihe geçecek. O gün yaşam hakkının her şeyin üstünde olduğu özgür bir Türkiye kuracağız. O gün, içimizdeki Börklüce Mustafalar, o gün Yörük Ali Efeler, o gün Yunuslar, Nene Hatunlar, Hasan Tahsinler ve o gün içimizdeki Mustafa Kemaller yeniden şahlanacak. O gün gülümsemeyi unutan, eğlencesi, neşesi, hayalleri, umutları çalınan 2023 kuşağı gençler büyük dönüşümün lokomotifi olacaklar.

'14 MAYIS YENİDEN KURTULUŞUN VE KURULUŞUN GÜNÜDÜR'

Sevgili İzmirliler, 14 Mayıs yeniden kurtuluşun ve kuruluşun günüdür. O gün cepheye yalın ayak cephane taşıyan Anadolu kadınlarına ve kahraman atalarımıza duyduğumuz ahtı vefanın günüdür. O gün çocuklarımıza ve torunlarımıza aydınlık bir gelecek armağan etmenin mutluluğunu yaşayacağımız bir gündür. 14 Mayıs, tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi zalimlerin değil; mazlumların zaferi olarak tarihe geçecek.

'BU ÜLKEDE BİR ŞEY DEĞİŞECEK, HER ŞEY DEĞİŞECEK'

Sevgili İzmirliler, çok yakında kimsenin başını öne eğmediği bir ülkede yaşamaya başlayacağız. Yeni yüzyılın seçiminde yeni bir Kemal çıkaracağız. Bunu hep beraber yapacağız ve kardeşlerim gözler yalan söylemiyorsa, sözler yalan söylemiyorsa bu seçimi kazanacağız. Bu ülkede bir şey değişecek, her şey değişecek.”  

Mitingde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal şunları söyledi:

'DEMOKRASİ MEŞALESİNİ YERE DÜŞÜRMEDİNİZ'

"Bu kutlu şehir tarihi sorumluluğunu bir kez daha yerine getiriyor. Türk tarihinde bir kez daha irade koyuyor. Sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Demokrasi bayrağını, demokrasi meşalesini bütün baskılara rağmen, bütün dayatmalara rağmen yere düşürmediniz.

'BU REJİM İŞLEMEYE BAŞLADI MİLLETİN SOFRADA EKMEĞİ KÜÇÜLDÜ'

Bu meydan aziz milletin, Türkiye Cumhuriyetinin yarınlarının müjdecisidir. İnanın buna. İnanın buna. İnsanlar arasında duvarlar örmeye çalışanlara bu meydan cevaptır. Birileri bu aziz millete deli gömleği giydirme teşebbüsü içerisinde 20 yıldır. Ama bilsinler ki bunlar nafile çabalar. Türk milleti yetki istediler yetki verdi. Güç istediler güç verdi. Mutlak güç istediler onu da verdi.

'MİLLETİN İRADESİNİ BOĞMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Beylere o da yetmedi. Dediler ki dilimizden dökülen kanun olsun. Şaibeli bir referandumla onu da geçirdiler. Sınırsız yetki olsun, sıfır denetim mekanizmasıyla biz uçacağız kaçacağız dediler. Dediler ama bu keyfi rejimi fiilen ve resmen işlemeye başladığı günden bugüne milletin sofrada ekmeği küçüldü. Gençleri daha fazla iş bulamaz hale geldi. Türkiye'yi demokrasi liginden küme düşürerek içe kapatarak kendi siyasi hedeflerine gideceklerini düşündüler ve bugün milletin iradesini boğmaya çalışıyorlar.

'TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ'

Bir İçişleri Bakanı var. Neyse... Şimdi çıkmış diyor ki '14 Mayıs 2023 seçimleri bir darbe girişimi'ymiş. Anadolu'da güzel bir söz var. Takke düştü deriz, kel göründü deriz. İşte bu beylerin de zihinlerinin nasıl çalıştığını bunlar ortaya döküyor. Onlar ruhen de laffen de hiçbir zaman demokrasiye inanmadılar. 21 yıllık icraatları ortada. Demokrasi ile hukuk ile ilgili ufuklarını gördük. Adları AK olabilir ama alınlarının AK olmadığını da gördük.

'NE ŞAH NE PADİŞAH NE REİS'

Bir gencimiz şunu dese. Ben alın teri döktüm. Göz nuru akıttım. Sınavlarda başarılı oldum. Üniversiteyi başarıyla bitirdim. Kamu sınavına girip başarılı oldum. Benim hakkını ne şah ne padişah ne reis yiyebilir dediği ve aldığı gün bilesiniz ki adalet işliyor demektir.

'KATİLLERİ ADAY YAPTILAR'

Söyleyecek sözleri söyleyecek yalanları kalmadı. Şimdi muhalefeti eleştirmekle meşguller. Yaftalamalar yapıyorlar. Türkiye'de terör örgütleriyle iş birliği yapma imtiyazı Sayın Erdoğan'da. Sayın Erdoğan PKK ile işbirliği yapabilir. FETÖ ile işbirliği yapabilir. Bunlar yetmedi şimdi Gaffar Okkan'ın katillerini aday listelerinde aday yaptılar. Bizim vatanseverliğimiz bu mevsimlik milliyetçiler gibi olamaz.

Mitingde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamolloğlu şunları kaydetti:

Önemli bir dönemden geçiyoruz. Seçimlere giriyoruz ancak bu seçimler bugüne kadar yapılmış olan seçimlerden çok ama çok farklı olacak. 20 yıldır iktidarda kalan, son iki dönemdir tek başına Türkiye’yi yöneten arkadaşlar, artık patinaj yapmaya başladılar. Patinajın ötesinde geri gidiyorlar. Problemleri çözemiyorlar. Son zamanlarda, dikkat ederseniz taktik değiştirdiler. Bir sürü yeni buluşu, güya milletimize ‘Bak biz ne kadar becerikliyiz’ diye anlatmaya çalışıyorlar. Boşuna çaba sarf ediyorlar. Milletimizin derdi belli. Biraz önce de Belediye Başkanımız da ifade etti. Adalet bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz husus. Adalet olmadan devlet olmaz.

'85 MİLYONUN HANGİ DÜŞÜNCEDE HANGİ İNANÇTA OLURSA OLSUN RAHAT GİÇENEBİLECEK BİR GELİRE İHTİYACI VAR'

Ama yeter mi, o da yetmez. İnsanlar geçinebilecekleri kadar bir gelire mutlaka kavuşmak mecburiyetindedir. Bu sadece yandaşlara bazı pozisyonları hibe ederek sağlanamaz. 85 milyonluk ülkemizde, 85 milyonun da hangi kanaatte, hangi düşüncede, hangi inançta olursa olsun rahat geçinebilecek bir gelire ihtiyacı var. Bunu sağlayamazsanız ülkede huzur olmaz. Elbette içinde bulunduğumuz şartlarda bölgemizde emniyetli bir şekilde politikalarımızı uygulayabilmek için de içinde bulunduğumuz bölgenin huzura ve barışa ihtiyacı var. Aslında ele almamız icap eden konular çok. Genel başkanlarımızı, belediye başkanlarımızı dinleyeceksiniz. Herkes kendisinin önem verdiği konuları mutlaka dile getirecek, sizlere arz edecek ve desteğinizi talep edecek. Ben sadece bir hususu gündeme getirerek sözlerimi tamamlamak istiyorum.

'YÜZ KÜSÜR SENE ÖNCE İZMİR’DE İKİ TANE İKTİSAT KONGRESİ TERTİP EDİLDİ'

Yüz küsür sene önce İstiklal Harbimiz başarıyla neticelendi. Burada, ülkemizi işgal eden bütün düşmanlar denize döküldü. Ve İzmir bağımsızlığın sembolü oldu adeta. Bundan dolayı da sizleri de bugün o günkü ecdadımızın torunları olarak tebrik etmeyi bir görev biliyorum. Ancak hemen bu bağımsızlık gurunun yaşanmasının arkasından yine İzmir’de art arda 7-8 sene farkla İzmir İktisat Kongreleri tertip edildi. Birinci kongre hemen yapıldı, biraz uzunca sürdü. Bağımsızlık mücadelesini verdik, düşmanı bu vatandan kovduk ama şimdi biz kendi memleketimizde huzur içinde yaşayabilmek, ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için hangi adımları atmamıza ihtiyaç varsa bunlar tek tek belirlendi. Arkasından da belli bir tecrübe geçirdiğimiz için İkinci İktisat Kongresi yine İzmir’de yapıldı. 1930’larda burada yapılan kongreler neticesinde ülkemizin nasıl büyük hamlelere sahne olduğunu el birliğiyle gördük.

'İŞSİZ TEK İNSANIMIZ KALMAYACAK'

Her ilde adeta fabrikalar, tesisler kuruldu. İnsanlarımıza iş imkânı sağlandı, hatta biraz daha ileri giderek dışarıya bağlılıktan kurtulabilmek için, ben çocukluğumda yaşadım, yerli malı haftaları bile tertip edildi. Başkasını, dışarıdan geleni değil, kendi ürettiğimizi tüketmeyi bir amaç olarak bize aktardılar. Bunlar belki şu anda size çok önemliymiş gibi gelmeyebilir ama bizim politikalarımızı temelinde, kökünde bu anlayış mecburiyetindeyiz. Biz ülkemizi bir baştan bir başa sanayi tesisleriyle, yüksek teknolojiyle, her konuda ‘biz varız’ diyen bir anlayışla yönetmek mecburiyetindeyiz. İşsiz tek insanımız kalmayacak. Her çalışan insan, rahatlıkla geçinebileceği kadar bir gelir elde edecek. İşçi mi, memur mu, emekli mi, engelli mi, ev hanımı hiç fark etmez. Herkes mutlaka rahat geçinebileceği bir gelire sahip olacak. Bu bizim idealimiz.

'TEKNOLOJİNİN EN İYİ SEVİYESİNİ YAKALAYACAĞIZ; YETMEZ, BİZ TEKNOLOJİ ÜRETECEĞİZ'

Bunu hangi yolla gerçekleştireceğimizi de ifade ediyoruz. Biz ülkemizde, bir baştan bir başa yüksek teknoloji içeren, bizi zenginleştiren ithal ikamesi sağlayan, gerektiğinde ihracat imkanını bize veren tesisleri kurmak mecburiyetindeyiz. Ben biliyorum, İzmir elbette İzmirlilerin şehridir ama İzmir’de her ilimizden göç edip buraya gelen, ekmek kapısı arayan kardeşlerimiz var. Geri memleketlerine dönerler veya dönmezler o kendilerinin bileceği bir iş ama biz göç ettikleri her yerde mutlaka sanayiyi, üretimi, tarımı, hayvancılığı geliştirmeye mecburuz. Teknolojinin en iyi seviyesini yakalayacağız. Yetmez. Biz teknoloji üreteceğiz. Teknoloji merkezleri kuracağız.

'KENDİLERİNİ DEĞİŞTİREMEDİKLERİ İÇİN BU ARKADAŞLARIMIZI 14 MAYIS’TA SİZ DEĞİŞTİRECEKSİNİZ'

Şimdi, top arabasıydı, insansız hava araçlarıydı, tanktı, bunların hepsini sergiliyorlar. Televizyonlarda da gösteriyorlar. Ama bizim insanımızın, yani sizin ihtiyaçlarınıza bir türlü nasıl çare bulabileceklerini söyleyemiyorlar. Çünkü bu problemin nasıl çözüleceğini bilmiyorlar. Biz de size hem vadediyoruz hem de nasıl çözebileceğimizi de anlatmaya çalışıyoruz. Beklentimiz, 14 Mayıs’ta Türkiye’de hakikaten bir zihniyet değişikliğine, bir yönetim anlayışının değişikliği. Bu arkadaşlarımız, artık hantallaştılar. Kendilerini değiştiremiyorlar. Kendilerini değiştiremedikleri için bu arkadaşlarımızı 14 Mayıs’ta siz değiştireceksiniz. İktidara bugünkü Millet İttifakı gelecek. Sayın Kemal Bey, inşallah 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacak. Kurulacak hükümet, bu milletin bütün ihtiyaçlarını demokratik bir ortamda, insan haklarına yaraşır bir şekilde karşılayacak. 14 Mayıs’ta desteğinizi bekliyorum.

Mansur Yavaş

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın konuşmasının satır başları şöyleydi:

Biz normal seçimi unuttuk, siyasi partilerinin fikirde yarıştığı dönem bitti artık. Sürekli üstünüze bir şeyler sallamaya başlıyorlar. Artık deniz bittiği için, her şeyi tükettikleri için, 21 yılın sonunda söyleyecekleri bir şey kalmadığı için sürekli suçluyorlar.

Biz bu nefret dilini yok edeceğiz, kötülüğü yok edeceğiz, Türkiye'yi normal siyasetle buluşturacağız. Yuh çekerek nefesinizi bile harcamayın.

Diyorlar ki biz gidersek darbe olur. Seçime girebilirsiniz ama kazanamazsınız diyorlar. Kazanmak yasak. Hayır, demokrasi yerini bulacak. Bu milledin iradesi sandığa yansıyacak ve sandıktan çıkacak sonucu kabulleneceksiniz.

Belediyede yolsuzluk dönemi bitti. Halktan aldığımız para tümüyle halka dönüyor. Yardımlarımız en az 100 misli devam ediyor. İşten adam çıkaracaklar dediler. Çıkarmadık.

Şimdi yapılan konuşmalar da anketler üzerinde yapılan konuşmalar. Anketleri gördükçe saçmalamaya devam ediyorlar.

İstanbul düşerse, Kudüs düşer... Mekke düşer. Seçimi iptal ettler. İstanbul'u 800 bin oy farkla kazandı İmamoğlu. Çok daha iyi oldu. 

Bırakmak istemiyorlar çakarlı arabalarını, villalarını, üç-beş maaşı, torpili bırakmak istemiyorlar. Bu düzen onların işine geliyor.

Şampanyayla kutlayanlar diyince aklıma ne geliyor? Uçakta bir tane bakan şampanyayı çekmiş çekmiş sızmış. İktidarın bakanı. Ona tek kelime söz ettiğini duydunuz mu? Her cuma günü ayet bulup bulup sallıyoruz diyene tek kelime ettiğini duydunuz mu? Ayrıca, büyükelçi yaptılar.

Bu adamlara devlet mi teslim edilir? Sayın genel başkanımız devleti biliyor. Bu devlete teslim edilir mi denenlerin içerisinde kendilerinin seçtiği, cumhuriyetimize başbakanlık yapmış insan var. Sayın Babacan bakanlık yapmış. Bu adamlara bu devlet teslim edilir mi diyorlar?

Çözüm Süreci'nde yanlış yapıyorsunuz diyenlere bildiklerini yapıyorlardı. Halbuki bu ülkeyi sıfır terörle aldılar. Şimdi herkesi terörist ilan ediyorlar. Bunlar mevsimlik vatanseverlar.

Artık bu ülkede siyaseti normalleştirmenin zamanı geldi. Oy versin vermesin herkese aynı muameleyi edecek. Bize oy vermeyenlere hain demiyoruz, hizmet götürmemezlik yapmıyoruz. 6 lider farklı fikirlerde olmasına rağmen uzlaştılar. Türkçemizin en güzel kelimelerinden biri. İnşallah bu yolda devam edecekler.

Benim bildiğim iyi bir Müslüman'ın ağzından bal damlar, kimseye iftira etmez. Birleşe birleşe kazanacağız.

14 Mayıs'ta CHP Genel Başkanımızı ilk turda seçeceğiz. Sizler de geleceksiniz. Çankaya'ya kadar yürüteceğiz. O yürümeyi seviyor.

babacan

Deva Partisi Lideri Ali Babacan, Gündoğdu Meydanı'ndaki konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

İzmir 15 Mayıs sabahına çoktan uyanmış.

Güzel İzmir'in dağlarına bahar çoktan gelmiş. İzmir umut dolu. İzmir neşe dolu.

Gençler bu iktidar ne diyor. İş var ama gençler iş beğenmiyor diyor. Arkadaşlarım beğenmediğiniz ne varsa haklısınız. Bugünkü hayatınız çocukken hayal ettiğiniz hayattan farklıysa elbette beğenmeyecekseniz. Yarınlarınızı göremiyorsunuz elbette beğenmeyeceksiniz. Haklısınız. Biz de beğenmiyoruz. Bu ülkenin sizlere bir gençlik borcu. Sizlere bir gençlik borcumuz var.

Hedefimiz her alanda ama her alanda Avrupa standartlarını yakalamış bir Türkiye. Çünkü Türkiye her alanda en iyisini hak ediyor. Demokrasi, temel hak ve özgürlükte, ekonomide, sağlıkta, sanatta Türkiye en iyisini hak ediyor. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımız en yüksek yaşam standartlarını hak ediyor.

Bu ülke çok güçlü bir ülke ama kötü yönetiliyor.

Bu güzel ülke iyi yönetildiği zaman 1923'ten bu yana, gördük ve yaşadık. Dürüst ve ehil insanlar başa geldiğinde bu ülke nasıl uçuyor yaşadık.

Türkiye maalesef dünyadan koptu. 2003 yılında Sertap Erener 'Every Way That I Can' diyerek bize büyük bir gurur yaşatmıştı. Hatırlıyor musunuz o günleri. Yine başaracağız. Madonna'yı, Metallica'yı, Roger Waters'ı, Rihanna'yı ve çok sayıda müzisyeni biz kendi ülkemizde ağırladı. Hepsi geldi Türkiye'ye. Türkiye bütün Avrupa'nın gözbebeği oluyor. Ne zaman oluyor? Düzgün yönetildiğinde oluyor. Yine dinleyeceğiz inşallah.

14 Mayıs'ta birinci oy pusulasını önümüze aldığımızda, kabine girip vicdanımızla baş başa kaldığımızda Sayın Kılıçdaroğlu'nun 13. cumhurbaşkanı olmasına evet diyecek miyiz? İkinci pusulada, ister Deva için, ister Gelecek için, ister Saadet için, ister Demokrat Parti için CHP'nin altına eve diyecek miyiz?

Bu seçimi, emekliler, işçiler, memurlar, esnaf, çiftçiler kazanacak. Bu seçimi otoriter iktidarın görmezden geldiği milyonlar kazanacak.

İmamoğlu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

Her şey çok güzel oluyor. Kazanıyoruz İzmir, kazanıyoruz. Sizlere güveniyoruz. İzmir'e güveniyoruz, Türkiye'ye güveniyoruz. Doğusuna batısına güveniyoruz. Pırıl pırıl gençlere güveniyoruz. Demokrasi aşığı milletimize güveniyoruz. 

Cumhuriyetimiz kurulurken millet iradesi esas alındı. Millet iradesi öne koyuldu ve o yol takip edildi. Samsun'dan Amasya'ya, Amasya'dan Erzurum'a, Erzurum'dan Sivas'a...

Sonunda Ankara'da 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' denildi. Mustafa Kemal Atatürk hem cumhuriyeti hem milletin meclisini hem de demokrasiyi emanet etti. 

Millet İttifakı işte tam da cumhuriyetin yolunu takip ediyor.

İşte burada beni görüyorsunuz. Bu ittifakın en önemli kazanımlarından biri. Beraber kazandık. Milletin iradesinin bir arada oluşu ile kazandık. 

15 Mayıs sabahı, 13. Cumhurbaşkanımız olacak Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyoruz.

Millet İttifakı'nın kadroları liyakatlı kadrolar.

13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde ortak aklı esas alan, milletin isteklerini dinleyen gözlerinin içine baka baka dinleyen ve asla ama asla insanları ayırt etmeyen, partizanlığı bütün devlet kademelerinden söküp atan ve esas olan Millet İttifakı'nın iktidarı mileltin iktidarıdır. 86 milyon insanın iktidarıdır. 

Esas olan biz bu süreci, Türkiye'nin 2. yüzyılının başlangıcını sizlerle, milletin evlatlarıyla yöneteceğiz. 

Türkiye'nin sorunları çözülsün, ekonomi rahatlasın istiyoruz. 

Paramız pul olmasın istiyoruz. Gençleri yeniden işe, aşa ve üretime ve geleceği teknolojileriyle buluşsun istiyoruz. Hep birlikte bunun için çalışacağız. Ortak akıl işbaşına geliyor. Hazır ol İzmir, hazır ol Türkiye.

Sahadaki demagojik cümlelere aldanmayın. Unutmayın ki Millet İttifakı'nın güçlü kadroları, ittifakın arkasındaki toplumsal güç sadece bu ittitfak için değil 86 milyon insanımız için seçim kazanacak. 

Seçimi onlar kazanırsa milli irade, Millet İttifakı kazanırsa darbeymiş hadi ordan!

akşener

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki tarihi konuşmasında şunları kaydetti:

Atatürk'ün, Atatürkümüzün hemşerileri, Zübeyde Hanım'ı bağırında taşıyan İzmir... Ben Atatürkümüzün hemşerisiyim, dolayısıyla benim hemşerilerim İzmir. Çaka Bey'in 1000 yıl evvel fethettiği Çaka Bey'in İzmir'i. Ve işgale karşı Atatürkümüzü Samsun'a gönderen İzmir.

14 Mayıs gecesi eğer biz kazanırsak işgalci olacakmışızı ya. İşgali sona erdiren İzmir, bugün burada gördüğüm İzmir kararını vermiş. Atatürkümüzün bıraktığı emanete sahip çıkan İzmir bizi istismar eden, vatandaşlık satan, 10 milyon Suriyeliyi ülkemize dolduran bu harami düzene son verecek.

İzmir'e gâvur diyenler Cumhuriyetimizin kurucularına ayyaş dediler. Sonra ne oldu? O iki ayyaş sözüne karşı önce kadınlar, sonra gençler ayağa kalktı ve 14 Mayıs akşamı inşallah ve mutlaka 13. cumhurbaşkanı seçilecek. Kendisini alkışlarla makamına oturtacağız. Ama sayın Erdoğan ve arkadaşlarını da nezaketle emekli edeceğiz.

Burada bütün siyasi görüşten insanlar var. İYİ Partililer hem Kılıçdaroğlu'na hem de kendi logosuyla seçime giren İYİ Parti'sine oy verecekler. Her aileden bir oy istiyorum. Çünkü şu ana kadar en fazla eziyet gören benim. Bir anaya, bir babaanneye, bir eşe söylenmeyecek ne varsa bana söylendi.

Moralim için istiyorum, iradem için istiyorum, ailem için istiyorum, torunum için istiyorum, tüm kadınlar için istiyorum. Çünkü bu mücadeleyi verebilmek için sizlere ihtiyacım var.

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Duy Recep Bey duy, emekliye sevk edildin.

Kılıçdaroğlu

Mitingin son konuşmasını 13'üncü Cumhurbaşkanı Adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları kaydetti:

Benim umudum sizlersiniz, beraber, birlikte Türkiye'nin içine düştüğü bu durumdan Türkiye'yi çıkarmayı birlikte yapacağız. Türkiye'yi birlikte aydınlığa çıkaracağız.

Bay Kemal'in sözünü veriyorum. Ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım. Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağım. Adaleti birlikte gerçekleştireceğiz. Hiçbir ayrım yapmayacağız. 85 milyonu kucaklayacağız. Oy versin vermesin, herkes emin olsun Bay Kemal onun yanında olacaktır.

Bu seçimler gençlerin kendilerini göstermeleri gereken bir seçimdir. Bu seçimler demokrasiyi yeniden inşa etme seçimidir. Bu seçimlerin hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye'yi inşa etmenin seçimdir. Bu seçimler kadın erkek eşitliğini sağlayacak seçimlerdir. Bu seçimler kucaklaşma seçimidir, ayrışma değil. Bu seçimler Türkiye'ye demokrasi getirme seçimidir.

Gençlerimiz tarihe bir not düşecekler. Ve daha ileri yaşlarında çocuklarına anlatacaklar. Türkiye'de otoriter bir yönetim vardı. Bir tweet atarken bile ailelerimiz bizi uyarırdı. Ben 14 Mayıs'ta sandığa gittim, oyumu kullandım ve otoriter rejimi değiştirdim. Benim bir oyumun demokrasi için değeri çok büyüktü diye anlatacaktır.

21. yüzyılda Türkiye'nin büyümeye, kalkınmaya, gücünü göstermeye ihtiyacı var. Türkiye'nin dünya ile rekabete ihtiyacı var.

Dünyanın her tarafından en yetkin insanlarla birlikte çalışıyoruz. Bir Kemal kurdu, 1. yüzyıl başladı. Bir Kemal geldi, 2. yüzyıl başlıyor. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Sizden tek isteğim sandığa gidin, sizden tek isteğim geçen seçimlerde AKP'ye, MHP'ye oy vermiş bir yakınınızı ikna edin ve beraber sandığa gidin. Türkiye'nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın ve Millet İttifakı'na oy isteyin.

Bu ülkeye baharları getireceğim, bu ülkeye huzuru getireceğiz, bu ülkeye kardeşlik getireceğim, çiftçiyi toprakla buluşturacağım göreceksiniz. Kırsalda hiçbir kadının, gencin aç kalmasını düşünen düşünceyi tersyüz yapacağız.

Her kadının sosyal güvencesi olacak. Her kadın evladını okula huzur içinde gönderecek.

5 yıl içinde 300 milyar dolar para gelecek ve tamamı yatırıma ayrılacak.

O dışarıya götürdükleri 418 milyar dolar var. O parayı son kuruşuna kadar alıp Türkiye'ye getireceğim. Endişe etmeyin.

Uluslararası hiçbir mahkeme bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Amerika'da çiftlikler alacaklar, gökdelenler yapacaklar. Bay Kemal bunları yiyecek? Yemem efendim yemem. Son kuruşuna kadar alıp getireceğim.

2015'ten bu yana emeklilere Ramazan ve Burban bayramında birer maaş ikramiye veriyorlar. Biner lira verdiler. Şimdi seçime giriyoruz diye artırdılar. Önümüzde Kurban Bayramı var, bankaya gittiğinde 15 bin lira paranız olduğunu göreceksiniz.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemem, tüyü bitmemiş yetimin hakkını da asla yedirmem.

Köylerdeki bütün okulları açacağız ve 100 bin öğretmen atamasını yapacağız. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız. Kırsalda veteriner olacak, ziraat teknisyeni olacak, hayvanların aşıları olacak. Öğretmenler gibi onlar da devletten maaş alacaklar.

Dışarıdan arpa, yulaf, buğday, et, canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor ya? Bunların tamamını biz Türkiye'de yapamaz mıyız. Yapabiliriz. Ama bir siyasi tercih var. Onları yoksulluğa mahkûm etmek. Bu siyasi tercihi değiştireceğiz. Onlar beşli çeteye çalışacak, Bay Kemal vatandaşa çalışacak.

Benim saraylarda gözüm yok, Mustafa Kemal'in Çankaya'sına gideceğiz, orada kalka hizmet edeceğiz.

5 yerden, 6 yerden aylık alanları kapının önüne koyacağım.

İklim değişikliği ile beraber Akdeniz Havzası giderek ısınıyor, orman yangınları giderek artıyor. 16 uçağı var beyefendinin. 16 uçağın 16'sını da satacağım, orman yangınları için uçak alacağım.

Ekrem Başkan'ın söylediği çok güzel bir söz vardı. Ne diyordu? Her şey... İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülkeye baharları getireceğiz, inanın hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, inanın beşli çetelere çalışmayacağız, inanın. Bu güzel ülkeye huzuru, bereketi getireceğiz.