Irak'ta Şii lider Mukteda es-Sadr'ın siyasetten çekilmesinin ardından özellikle başkent Bağdat'taki Yeşil Bölge'de yaşanan çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısının 30'a çıktığı belirtildi. Çoğunlukla Sadr destekçisi kişilerin yaşamını yitirdiği bildirilirken, 700'ü aşkın kişinin yaralandığı bildirildi.

Fars Haber Ajansı'nın haberine göre, Bağdat'taki sağlık yetkilileri ölü ve yaralı sayısının artmaya devam ettiğini aktardılar. Irak sağlık görevlisi, Yeşil Bölge'deki çatışmalarda ölü sayısının 30'u aştığını söyledi. 700'ü geçen yaralıların 110'unun Irak güvenlik güçlerinden olduğu belirtildi.

Irak medyasında çıkan haberlerde, Yeşil Bölge'ye füze saldırısı düzenlendiği duyurulmuştu.

SADR ÖZÜR DİLEDİ
Mukteda es-Sadr televizyonda canlı yayımlanan yayımlanan konuşmasında "Irak halkından af dilediğini" söyledi

Sadr, "Yaşanan çatışmalardan dolayı Irak halkından özür diliyorum. Bu devrim barışçıl olmaktan çıktığı için devrim değildir ve buna devrim diyemem. Batsın böyle bir devrim" dedi. 

Sadr'ın siyasetten çekileceğini açıklamasının ardından destekçileri Yeşil Bölge'deki hükümet sarayını basmıştı. Sadr destekçilerinin baskının ardından sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, Bakanlar Kurulu'nun çalışmaları askıya alınmıştı.

Sadr'ın destekçilerinden çekilmesini istemesi üzerine sokağa çıkma yasağı sona erdi. Çatışmalarda 30 kişinin yaşamını yitirdiği, 700'den fazla kişinin yaralandığı belirtildi.

Katille maktul ancak mezara gider" diyen Sadr halktan özür dilediği açıklamada, "Bu olaylardan tek zarar gören Irak halkıdır. Irak halkında özür diliyorum. Ülkem şiddet ve yolsuzluk esareti altında. Barışçıl bir protesto umuyordum, kurşunlarla roketlerler sefil bir devrim değil. Madem devrime şiddet olayları karıştı o zaman bu bir devrim değildir. Bundan böyle devrim demeyeceğim. Bu noktadan sonra Sadr grubunun devrimini de eleştiriyorum" diyerek barışçıl olmayan protestolara destek vermeyeceğini dile getirdi.

Peki tüm bu yaşananların anlamı ne? Irak'ta yaşananları anlamak için sürecin öncesine bakmak gerekiyor.

SEÇİMLER VE KRİZLER
Irak halkı, Irak'taki Amerikan işgali ve Saddam Hüseyin'in devrilmesinin ardından 5. kez sandık başına gitti. Ancak yapılan hiçbir seçimde Irak halkı için huzur ya da güven tesis edilemedi. ABD'nin Irak işgalinden sonra yaşanan sıkıntılar kronik bir soruna dönüşürken bugün devam eden ayaklanmaların ise kaynağını oluşturdu. Yani ABD işgalin ardından Irak'ın süreklileşecek birçok sorununun da tohumunu ekmiş oldu.

2018 yılında yapılan Irak seçimleri bugüne sorunlar devreden kısa bir okuma sunabilir. 2018 yılında yapılan seçimlerin ardından devam eden yolsuzluk ve ekonomik sorunlara karşı halk ayaklanmış ve artan protestolar yaygınlık göstererek ülkenin dört bir yanına yayılmıştı. 

2019 yılının Ekim ayında başlayan protestoların ardından hükümet süreci daha fazla götüremeyeceğini görmüştü. On binlerce insanın sokağa çıktığı eylemlerde ekonomik sorunlar başı çekiyordu. Yaklaşık 250 Iraklının yaşamını yitirdiği eylemler sırasında dönemin Irak Başbakanı Mustafa El Kazımi erken seçim ilan etmek zorunda kalmıştı. Ancak araya giren pandemiden dolayı seçimler 10 Ekim 2021 tarihinde yapılabildi.

Ancak bu seçimlerde de hükümet kurulamadı ve seçimlerin sonucunda bir konsensus sağlanamadı. Yaklaşık 25 milyon seçmenin yarısının dahi sandık başına gitmediği 2021 seçimlerinde Sadr grubu zafer ilan etse de hükümet kurmaya yetecek sayıyı yakalayamadı. 

2021 EKİM SEÇİMLERİNDE NE OLMUŞTU?
Irakta yaklaşık 40 milyon insan yaşıyor. Bunların da yaklaşık 25 milyonu seçmen. Ancak 2021 yılı Ekim ayında yapılan seçimlerde sandık başına gidenlerin sayısı seçmenlerin yarısını dahi bulmamıştı. Sadr grubu yola çıkarken 100 sandalye hedeflese de seçimlerden 73 sandalye kazanarak zafer ilan etti. Ancak bu tek başlarına hükümet kurmaya yetmiyor. 

Seçimlerin kısa özeti şu şekilde olmuştu:

Sadr Grubu: 73 sandalye. Irak'taki Şiileri temsil ediyor. Ancak Sadr İran ile arasında mesafe olan ve ABD ile ilişkileri devam ettirme taahhüdünde bulunan Şii lider.

Takaddum Partisi: 38 sandalye. Irak Eski Meclis Başkanı, Muhammed Halbusi liderliğindeki Sünni blok.

Kanun Devleti: 37 sandalye. Irak Eski Başbakanı Nuri el-Maliki'nin partisi. Sadr'a rakip olan güçlü bir Şii bloğu oluşturuyor. 

Fetih Hareketi (İttifakı): 14 sandalye. Hadi el-Amiri liderliğindeki grup İran Şiileri ile siyasal ilişkilerini devam ettiren, IŞİD saldırıları sürecinde kurulan Halk Seferberlik Güçleri'nin de belirleyeni olan grup.

Kürt Partileri: Kürt partileri toplamda 61 vekil gönderdi meclise. Ana bölmesini Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi'nin oluşturduğu partilerden KDP 32 sandalye, Talabani'ye ait Kürdistan Yurtseverler Birliği 15 sandalye, Yeni Nesil Hareketi 9, Kürdistan İslami Parti 4 ve Adalet Patisi 1 sandalye çıkardı. 

AYAKLANMA NEDEN KAYNAKLANDI?
Irak'ta uzun süren hükümet kuramama sorunlarından dolayı meclisteki en büyük grup olsan Sadr grubu, meclisten ve hükümet kurma sürecinden ayrılarak sürece olan tepkisini ilk süreçlerde barışçıl eylemlerle sokaklara taşıdı.

Hükümet kurma sürecinde iki temel aktör vardı. Sadr grubu ve Koordinasyon Çerçevesi. 

Sadr Bloğu, Sünni Iraklıları yani Takaddum Partisi'ni ve Kürt partilerinden Barzani hareketini yani KDP ile hareket ederken, Koordinasyon Çerçevesi ise Kürt siyasetinden Talabani ailesini ve diğer Kürt partilerini kapsıyordu. Sadr hükümet kurmaktan ve meclisten çekilince koordinasyon çerçevesi de Muhammed Şia Sudani'yi aday gösterince Sadr yanlıları Irak'ta dokunulmazlığı olan bölge olarak bilinen Yeşil Bölge'yi basarak parlamentoya girmişti geçtiğimiz ay. 

Yaklaşık 10 aydır kurulamayan hükmet toplasam sorunlar da birikince insanlarda bir tepkiye dönüştü. Sadr ekibi ise bu öfkenin şu an için sokağa yansıtan ilk örneği oldu. Dün yaşanan olaylarda ise bu eylemler silahlı çatışmalara dönüştü.

GÜNCEL GELİŞMELER
Irak'ta son yaşanan olaylar 2019 yılında yaşanan ve yüzlerce Iraklının hayatını kaybettiği olaylarla kıyaslanıyor. Basına yansıyan videolarda ise İran taraftarı olarak tarif edilen Şii gruplar (Koordinasyon Çerçevesi) ile İran'a mesafe koyan ve ABD ile ilişkiler de kurulabilir diye tarif edilen yine başka bir Şii grup ile (Sadr grubu) arasında yaşanan çatışmaları gündeme getiriyor. Yani her iki tarafında ana aktörleri Şii gruplar.

Mevcut durumda Sadr grubunun görece daha "Iraklı" bir tavır sergilediği tarif edilmekte. Aynı zamanda Sadr grubu İşgal yıllarında Amerika'ya karşı ilk silahlı ayaklanmaları başlatan ekip olarak Irak halkı arasında meşruiyeti olan bir örgütlenmeye sahip. Dolayısıyla bazı yorumlarda "ABD ile ilişkiler kurmak için değil", "Irak halkının refahı ve mutluluğu için gerekirse ABD ile de görüşürüm" diyen bir ekip olarak lanse ediliyor Sadr grubu. 

Yaşanan olaylar ve Iraklıların hayatını kaybetmesinin ardından Sadr açlık grevine başladığını ve olayların yatışması gerektiğini ifade etmişti. Irak'ta sokağa çıkma yasağı ilan edilirken Türkiye'de de Irak'a yapılacak uçuşların iptal edildiği duyuruldu Dışişleri Bakanlığı tarafından. 

Son yaşanan olayların ardından dün gecen bu yana yaklaşık 30 kişi hayatını kaybederken bine yakın Iraklı yaralandı. Çatışmalar Bağdat'taki Yeşil Bölge'de devam ederken son gelişmelerle birlikte Bakanlar Kurulu sokağa çıkma yasağını askıya aldığını ilan etti ve olayların yatışması için adım atacağını duyurdu. 

Son durumda ise yapılan çağrılardan biri mevcut meclisin feshedilmesi ve her siyasi partiden seçilecek temsilciler ile bir seçim hükümeti kurularak Irak'ın yeniden seçime götürülmesi. Ancak Irak'ta mevcut sistemin sıkıntılarının aşılamadığı her seçimde sorunların bir sonraki seçime kadar erteleneceği yaygın bir görüş olarak yansıyor kamuoyuna.