Toplumsal Haber Merkezi

İlki 2021’de yayımlanmaya başlanan, P24 bünyesindeki Punto 24 Bağımsız Gazetecilik Derneği, 2022 yılı 4. Çeyrek ifade ve basın özgürlüğü raporunu yayımladı. Toplumsal Haber Merkezi'nin Rapordan derlediği bilgilere göre; son çeyrekte ifade özgürlüğü daha da kötüye gitti. İnternete erişim engeli seçim güvenliğini tehdit ediyor!

Rapora göre, gazetecilere yönelik yargılamalar Türkiye’de halen basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki en yaygın baskı aracı olmayı sürdürüyor. Gazetecilere yönelik yargılamalar Türkiye’de halen basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki en yaygın baskı aracı olmayı sürdürüyor.

Rapordaki bilgilere Expression Interrupted tarafından yürütülen kapsamlı dava takip ve medya ve açık kaynak bilgi kaynaklarına dayanıyor.

2022’NİN SON ÇEYREĞİNDE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ORTAMI

2022’nin son çeyreği, Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü alanında yaşanan gerilemenin daha da derinleştiği bir dönem oldu. Hükümetin uzun zamandır hazırlıklarını sürdürdüğü “dezenformasyonla mücadele” düzenlemesi bu dönemde Mecliste kabul edilerek yasalaştı. Yasalaşan 40 maddelik düzenlemenin “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymayı” suç haline getiren 29. maddesinin özellikle yaklaşan 2023 seçimlerine giden süreçte bilgi ve haber akışını kısıtlayacağı ve sansür ve otosansürü daha da yaygınlaştıracağı öngörülürken internet haber siteleri ve sosyal medya platformlarına yönelik maddelerin uygulamada ne tür kısıtlamalara yol açacağının önümüzdeki aylarda netleşmesi bekleniyor.

HÜKÜMETİN İNTERNETE ERİŞİMİ ENGELLEMESİ SEÇİM GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR!
İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım tarihinde düzenlenen ve altı kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bombalı saldırının ardından yaşanan sosyal medya platformlarına yönelik bant daraltma uygulaması ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından getirilen yayın yasağıyla saldırı sonrası bilgi akışı son derece kapsamlı bir biçimde kısıtlandı. Hukukçular, bilhassa bant daraltma uygulamasının tüm toplumun ifade özgürlüğü ve bilgi alma hakkına yönelik keyfi bir müdahale olduğunu belirtirken bu tür ağır müdahalelere özellikle seçim döneminde başvurulabileceği ihtimali seçim güvenliğiyle ilgili endişeleri artırdı.

TTB ÜYELERİNE TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLUĞU SUÇLAMASI
İnsan hakları savunucuları ve sivil topluma yönelik baskılar, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve hak savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından PKK hedeflerine karşı kimyasal silah kullanıldığı iddialarının araştırılması gerektiğine dair açıklamaları nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanmasıyla arttı. Fincancı ve diğer TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla ayrı bir soruşturma başlatıldığı da haberlere yansıdı. Gezi Davası’nda tutuklu iş insanı Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ve yedi hak savunucusuna verilen 18’er yıllık hapis cezaları istinaf mahkemesince onandı. Göç İzleme Derneğinin (GÖÇİZDER) üye ve yöneticileri ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) sosyal hizmet uzmanı Bilal Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 17'si tutuklu 23 hak savunucusunun yargılandığı davanın rapora konu dönemde görülen ilk duruşmasında dört tutuklu sanık tahliye edilirken Yargıtay, Büyükada Davası olarak bilinen davada hak savunucuları Taner Kılıç, İdil Eser, Özlem Dalkıran ve Günal Kurşun hakkında verilen mahkûmiyet kararlarını bozarak yeniden yargılamanın önünü açtı.

Gazetecilere yönelik yargısal baskılara bakıldığında, tutuklu gazeteci sayısında 2022 yılının ortalarından beri yaşanan artış, Kürt basınına yönelik baskıların yoğunlaşmasıyla bu dönemde de devam etti. Haziran ayında Diyarbakır’da Kürt medya kuruluşlarında çalışan 16 gazeteci ve medya çalışanının tutuklanmasının ardından Ekim ayında da Ankara’da Mezopotamya Ajansı ve JinNews çalışanı dokuz gazeteci tutuklandı. Expression Interrupted verilerine göre, 2022 sonu itibarıyla cezaevindeki gazeteci sayısı 75 oldu.

Yılın son üç ayında 173 gazetecinin yargılandığı 99 dava görüldü. 26 gazeteci toplam 47 yıl 8 ay 1 gün hapis cezası ve 82 bin 40 lira para cezasına çarptırıldı. 15 gazeteciye 11 yeni dava açıldı. 32 gazeteci gözaltına alındı

Yılın son üç ayında gazetecilerin sanık olarak yargılandığı toplam 99 dava görülürken bu davalarda altısı yabancı uyruklu 173 gazeteci hâkim karşısına çıktı. Karara bağlanan 29 davanın 16’sında toplam 26 gazeteci hakkında mahkûmiyet kararı verildi. 18 gazeteci toplamda 47 yıl 8 ay 1 gün hapis cezasına, sekiz gazeteci 82 bin 40 lira para cezasına çarptırıldı. 15 gazeteci hakkında 11 yeni dava açıldı. 32 gazeteci gözaltına alındı. En az dokuz gazeteci hakkında soruşturma açıldı.

Dava ve soruşturmaların yanı sıra gazetecilere yönelik şiddet ve engellemeler de bu dönemde hız kesmedi. Gazetecilere yönelik en az 19 saldırı, şiddet içeren polis müdahalesi ve tehdit vakası yaşandı.

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı’nın açıkladığı 2022 rakamlarına göre RTÜK, yıl boyunca ağırlıklı olarak Halk TV, Tele 1 ve KRT TV gibi muhalif kanalları cezalandırırken hükümet yanlısı pek çok televizyon kanalına hiç ceza vermedi. Taşcı’nın açıkladığı rakamlara göre RTÜK 2022 yılında Halk TV’ye 23, Tele 1’e 16, KRT TV’ye altı, FOX TV’ye beş ve Flash TV’ye dört defa olmak üzere toplam 54 ceza verirken TGRT’ye iki, Beyaz TV ve ATV’ye birer defa ceza verdi. A Haber, Ülke TV, Kanal 7, TV Net ve TV 24’e ise hiç cezai yaptırım uygulanmadı. Üst Kurulun Halk TV, Tele 1, KRT, Fox TV ve Flash TV’ye verdiği cezaların toplamı 17 milyon 335 bin lira tutarında olurken TGRT, Beyaz TV ve ATV’ye uygulanan cezaların toplam miktarı 1 milyon 674 bin lira olarak kaydedildi.

BİK tarafından resmi ilan yayımlama hakkı kalıcı olarak iptal edilen Evrensel gazetesinin rapora konu dönemde bu karara yönelik yaptığı itirazları reddedildi. Ocak 2020’den beri BİK kararıyla resmi ilan alamayan Yeni Asya gazetesinin ilan yasağı ise aynı dönemde 1000. gününü doldurdu.

DANIŞTAYIN BASIN KARTI İPTAL KARARI
Daire, basın kartı iptalinde Basın Kartı Komisyonunun devre dışı bırakılıp İletişim Başkanı’nın yetkili kılınmasını ve RTÜK ile kamu kurumlarında çalışanlara basın kartı verilmesi gibi bazı düzenlemeleri hukuka uygun bulmadı. Danıştay daha önce de yönetmelikteki bazı maddelerin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiş, bunun üzerine İletişim Başkanlığı yönetmelikte yeniden düzenleme yapmıştı. Karar ile ikinci değişikliğin bazı maddeleri de durdurulmuş oldu.

SİYASİ BASKILAR
2022’nin son çeyreğinde, basın özgürlüğünü kısıtlayıcı unsurlardan biri de gazetecilere yönelik hedef gösterici açıklamalar, idari tedbirler, keyfi akreditasyon uygulamaları ve siyasetçilerin şikâyetleriyle açılan davalar oldu.

Yurt dışında yaşayan gazeteci Can Dündar, İçişleri Bakanlığının “terör arananlar” listesine eklendi. “Gri” kategoride yer alan Dündar'ın “FETÖ/PYD terör örgütünden” arandığı ifade edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dündar’a 2015’te yayımlanan MİT TIR’ları haberi nedeniyle 27 yıl 6 ay hapis cezası vermişti. Dündar’ın mal varlığına da el konulmuştu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 18 Kasım tarihinde BirGün gazetesinde yayımlanan “Deniz manzaralı araziyi Varank’ın ‘kuzeni’ kaptı!” başlıklı haber nedeniyle BirGün muhabiri İsmail Arı’dan şikâyetçi oldu. Varank’ın suç duyurusunda Arı’nın söz konusu haberle "kamu görevlisine alenen hakaret ettiği, kamuoyu önünde Varank’a yönelik güvensizlik yaratılmasına neden olduğu" iddia edilerek "kamu görevlisine hakaret suçundan yargılanması" istendi. Soruşturma daha sonra Arı aleyhine davaya dönüştü. Davanın ilk duruşması Nisan’da görülecek.

Gazetecilere yönelik siyasi figürlerin şikâyetiyle açılan bir diğer dava ise Evrensel gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Görkem Kınacı ve İmtiyaz Sahibi Kürşat Yılmaz’ı hedef aldı. Hükümet yanlısı Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın şikâyetiyle açılan davanın nedeni suç örgütü lideri Sedat Peker’in Albayrak’la ilgili iddialarına ilişkin gazetede yayımlanan haberler. Albayrak’ın avukatları tarafından verilen suç duyurusu dilekçesinde “haberlerde yer alan hakaret ve iftiralar müvekkilimizin kişilik hakkı ihlaline sebebiyet vermekte olup, suç teşkil etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Gazetecilere yönelik keyfi akreditasyon uygulamalarının kayda geçen mağdurları ise Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı gazeteci Sibel Hürtaş ve Deutsche Welle muhabiri Alican Uludağ oldu. Hürtaş, “dezenformasyon” yasası olarak bilinen kanun teklifinin görüşmelerini izlemek için Meclise gitti ancak polisler tarafından kendisine Meclise girişinin yasaklandığı söylendi. Alican Uludağ ise Anayasa Mahkemesinin yeni üyesi Muhterem İnce’nin yemin törenine katılması için Anayasa Mahkemesi tarafından davet edildi, ancak daha sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının müdahalesiyle ismi davetli listesinden çıkarıldı. Uludağ’ın basın kartı da Eylül ayında İletişim Başkanlığı tarafından iptal edildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Halk TV’de yayımlanan bir programda sarf ettiği sözleri nedeniyle gazeteci Şirin Payzın’ı sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla hedef aldı. Soylu paylaşımında “Kana susamış vampirler... Bir Başbakanın iki Bakanın kanını içtiler, yetmedi. Batı'nın ve Soros’un Operasyon Çocukları... Elinizden geleni ardınıza koymayın" ifadelerini kullandı.

Al-Monitor yazarı Amberin Zaman, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Londra’da görüşmesinden bir fotoğraf paylaştıktan sonra sosyal medyada çok sayıda tehdit mesajı aldı. Zaman’ı hedef gösterenler arasında yer alan AKP milletvekili Mehmet Ali Çelebi Twitter paylaşımında “Amberin Zaman… -PKK-Öcalan sever -Sözde Soykırımcı -Taraf Gazetesi yazarı…Ergenekon Balyoz tetikçisi -FETÖ destekçisi olduğu için hakkında yakalama kararı var…” ifadelerini kullandı.

AİHM VE YÜKSEK YARGI KARARLARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) tutuklu iş insanı Osman Kavala ve tutuklu Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş başvurularında verdiği ihlal kararları 2022’nin son çeyreğinde de uygulanmadı.