Sakarya Hendek’te, Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada, yaşamını yitiren 7 işçi, bugün fabrika sahasında yakınları tarafından anıldı.

Patlamada ağabeyini kaybeden Merve Nur Yılmaz "Katiller, katliamlarına; Recep Tayyip Erdoğan’ı, Vedat Bilgin’i, Süleyman Soylu’yu referans gösterdi" dedi. Yılmaz "Biz Süleyman Soylu’ya, Recep Tayyip Erdoğan’a sorduk. Bizler onların adlarını dahi ağzımıza almaya çekinirken, katillerin ağzından onların ismi düşmedi" diye konuştu.

Anmada önce, tutuklu avukat Can Atalay’ın, cezaevinden gönderdiği mesajı okundu. Atalay, avukat Elif Sıla Işık tarafından okunan mesajında şunları söyledi:

Kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin. Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi, işçi canı olmasın. Türkiye’de adaletin dili, ekmeğiyle geçinen insanın hakkı söz konusu olduğunda lal olmasın. Hendek’te göz göre göre ölüme gönderilen yedi işçi kardeşimizin adı; ailelerin adalet mücadelesi, memleketin geleceğine yazılıdır. Adalet istiyoruz. Sosyal adalet istiyoruz. Adalet için sosyal adalet.

'DENETÇİLER ÇAYINI İÇİP GİDİYOR'

Daha sonra, patlamada yakınlarını yitiren aileler söz aldı. Patlamada ölen Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz şöyle konuştu:

Ben kısaca o güne götüreceğim sizi. O günden önce bu fabrikaya 2004-2005’te ruhsat verilmiş. Usulsüzce bir ruhsat verilmiş. Biz, bilirkişi raporlarından okuduk. Bu fabrika dört defa denetleniyor, senede. 15 yılı 4 ile çarptığım zaman, 60 denetleme eder. 60 kerede bir kere bu usulsüzlüğü görmeyen denetlemeciler, denetlemenin yapılmadığını, usule uygun yapılmadığını; ikincisi, sanıklardan büyük patron, küçük patron ifadelerinde var. Ankara’dan gelecek denetlemeciler, bir hafta önce bizi arıyordu, İzmit’e araç gönderiyorduk, denetlemecileri getiriyorduk, yediriyorduk, içiriyorduk, gönderiyorduk. İtiraf… Denetlemeciler geliyor çayını içip, mangalını yapıp gidiyor. Burası hiçbir şekilde denetlenmemiş.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetlemecileri; itfaiye, hangi belediyeye aitse, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı… Bunlar, devlet kurumu. Devlet, bunların sorgulamasını yapmadığı sürece, devlet suç ortağıdır benim gözümde. Ben kendi çocuğum açısından söylüyorum. Kaçak bir yapı yapılıyor. Mesul olmadığı bir yerde çalıştırıyor. Barut ürettiriliyor. Yanına kaçak depo yapılıyor. Neymiş? Bu da sanık itiraflarında var. ‘Riski azaltmak için.’

'DEVLET SUÇ ORTAĞIDIR' 

Benim çocuğum burada öldürülüyor. Öyle olası kast, bilinçli taksir falan değil. Benim çocuğum direk katlediliyor. Ondan sonra, mahkeme heyeti… Gerekçeli kararı okudum ben. İşte adam kendi fabrikasını öyle yapar mı? Böyle yapar mı? İşçi zararlı. Bu devlet kurumları, gerekli şekilde yargılanmadığı sürece devlet, suç ortağıdır. Katildir.

Patlamada kardeşi Sebahattin Tepeçınar’ı kaybeden Hatun Tepeçınar ise şöyle konuştu:

'ADALETİN BİZE GÖSTERDİĞİ: KATİL HAKLI, İŞÇİLER SUÇLU'
 

Yine; katliamın gerçekleştiği, cehennem çukurunun ikinci yıl dönümünde buradayız. Yedi kan kardeşi anmak için buradayız. Biz artık hepimiz kan kardeşi olduk. Bizim canlarımızın kanları, yukarıda döküldü. Hepsi paramparça, yukarıda. Ama bizim adaletimizden gördüğümüz, adaletin bize gösterdiği ilgi diyeyim; ‘katil haklı.’ Katiller haklı. İşçiler suçlu. Biz bunu gördük. Bunu yaşadık. İşçinin patrona sermaye olduğunu bir daha yaşadık. İşçiler, patrona sermaye oldu. Bu ülkede bu asla değişmedi. Bundan sonra da değişeceğine umudumuz kalmadı. Bir ülkede adalette zafiyet varsa, o ülke bitmiştir. Benim gözümde o ülke bitmiştir.

'GÖZYAŞLARIMIZ KURUMADI, KURUMAYACAK' 

Göz göre göre insanı öldürüp, varilin içine koyan bu şerefsizlere; bunlar insan olamaz, bu katillere indirim yapan HSK’ya sesleniyorum. Benim yedi tane kardeşim, burada paramparça oldu. Bir tanesinin eşi dün dedi ki gelemedi kendisi: ‘Abla benim tabutumun içine iki tane kum torbası koyuldu.’ Bu ne demek? Gelemiyor, artık yaşamıyoruz, nefes alamıyoruz Bizim davamızda şahsiyet; 12 bilirkişinin, yüzde 100 kusurlu, bir sürü maddi delil önlerine konulduğu halde, ‘ben kabul etmiyorum’ diyerek, bu şahsiyet ceza indirimi aldı. Katil, ceza indirimi aldı. Neymiş, mağduriyetleri giderdiği için. 10 bin lira, 20 bin lira, haram zıkkım olsun alıp da yiyenlere. Bizim mağduriyetimiz nerede? Benim kardeşim gelmiyor. Bunun kocası gelmiyor. Onun ağabeyi gelmiyor. İki yıldan beri bizim gözyaşlarımız kurumadı. Kurumayacak da… Kardeşimi çok özledim çünkü. Kardeşim aklıma gelince burnum sızlıyor. Vicdanım sızlıyor. Çünkü kardeşime yapılan… Katliamın bedelini, benim devletimin adaleti vermedi.

'BU ÜLKEDE KATİL OLMAK ÇOK UCUZ'
 

Savcılar, hakimler bu davanın gidişatını izleyin. Maddi delillerine bakın. Bu dava olası kasıt davası. Bile bile öldürme davası. Benim kardeşim, bir ay önce dedi; ‘abla biz patlayacağız.’ Sesimi duyun. Türkiye, hakimler, savcılar; sesimi duyun. Bunlara müebbet versinler. Bu ülkede katil olmak çok ucuz. Öldürün, yedi yıl beş yıl yatın, çıkın. Bu ülke artık değişsin, bu adalet sistemi değişsin artık.

'KATLİAMLARINA ERDOĞAN, BİLGİN VE SOYLU'YU REFERANS GÖSTERDİLER'
Patlamada ağabeyini kaybeden Merve Nur Yılmaz şunları söyledi:

İki yıldır acımızı, yasımızı içimize gömdük. Adalet mücadelesi verdik. Fakat 28 Şubat’ta biz, bir katliama daha şahit olduk. 28 Şubat’ta, adalet katledilerek yedi işçinin yanına gömüldü. Katiller, katliamlarına; Recep Tayyip Erdoğan’ı, Vedat Bilgin’i, Süleyman Soylu’yu referans gösterdi. Mahkeme heyetinin, katillere iyi hal indirimi verdiği yetmezmiş gibi üst düzey yöneticiler hakkında, denetçiler hakkında suç duyurusunda dahi bulunmadı.

Biz Vedat Bilgin’e sorduk. Düzenli olarak denetlenen bir fabrikada nasıl kaçak barut üretilebilir? Nasıl ruhsatsız binalar olabilir? Nasıl denetimler önceden haber verilebilir? Biz Süleyman Soylu’ya, Recep Tayyip Erdoğan’a sorduk. Bizler onların adlarını dahi ağzımıza almaya çekinirken, katillerin ağzından onların ismi düşmedi.

Madem siz katillere, sermayedarlara, patronlara kıyamıyorsunuz; madem gerçek sorumluları yargılamıyorsunuz benim ağabeyimi bana geri getirin o zaman. Anneme evladını geri getirin o zaman. Katillere hesap sormayan hukukunuz, benim; evladını paramparça teslim almış babama jet hızıyla iddianame hazırladı. Hapisle de tehdit etseniz, canımızla da tehdit etseniz sizin yüzünüze nasıl bir işçi katili olduğunuzu haykıracağım her zaman.