Ercan Çankaya

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından ilk kez Ankara'ya geldi. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman'ı Saray'da resmi törenle karşıladı.

Bin Selman'ın, ülkemizde işlenen Cemal Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi olduğu iddiaları hem dış basında hem Türkiye'de geniş bir yankı bulmuş; deliller ortaya konulmuştu. Bin Selman, bu iddialar dolayısıyla yargılanmamışken gerçekleşen bu ziyaretin özellikle dış basında Türkiye'nin itibarını olumsuz etkilediği konuşuluyor. 

Madalyonun bir diğer yüzüyse Prens bin Selman'ın ülkesinin veliaht prensi olduğu halde Türkiye'de cumhurbaşkanı düzeyinde karşılanması. İşin bu yönünü, yani bin Selman'a uygulanan protokolün diplomatik teamüllere ne derece uygun olduğunu emekli diplomat, TKP Danışma Kurulu Üyesi Engin Solakoğlu'na sorduk.

'PROTOKOL YÖNÜNÜN TEAMÜLLERE UYGUNLUĞUNU TARTIŞMAK ZAMAN KAYBI OLUR'
"Ziyaretin protokol yönünün teamüllere uygunluğunu tartışmak zaman kaybı olur" diyen Solakoğlu, ziyaretin zamanlaması, dışarıda nasıl görüldüğüyle ilgili geniş kapsamlı bir yanıt verdi. 

Solakoğlu, demecinde şunları kaydetti:

Olur olmaz yerlerde itibardan dem vuran AKP yönetiminin işine geldiğinde bu tarz konulara son derece pragmatik yaklaşabildiğini biliyoruz. Ziyaretin şekli esasen içerik hakkında da net  bir resim veriyor. AKP Genel Başkanının iktidarda kalmasını sağlayabilecek ve vadesini uzatabilecek her türlü eyleme girişebileceğini artık öğrenmiş olmamız gerektiğine göre içeriğe bakalım. 

Bağlam Napolyon’a atfedilen anektodu hatırlatıyor.  Cephane yok, yani para yok. 

AKP’nin ülkeyi içine soktuğu, yoksul emekçinin sırtından burjuvaziyi daha da palazlandıran ekonomik modelin bir süre daha yürütülebilmesi için sadaka parasına ihtiyacı var. Şeref kıtasını “n’aber ya!”  diye selamlamadığı için belki de sevinmemiz gereken Muhammed bin Selman'ın ziyareti öncelikle bu amaca hizmet ediyor olsa gerek.

'KATİL İSRAİL VE KATİL PRENS'LE BALAYI YAŞIYORUZ'

Diğer yandan Muhammed bin Selman'ın ziyaretini son birkaç gün içinde yapılmış ve yapılacak olan diğer ziyaretlerle birlikte ele almak da yararlı olabilir. Dün Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Truss’u uğurladık. Bugün, İsrail’in birkaç gün içinde geçici Başbakanlığı devralacak Dışişleri Bakanı Lapid Türkiye’de. İsrail tarafından yapılan ilk açıklamalarda İran’a atfedilen bir takım saldırı/suikast planlarının etkisiz hale getirilmesi bağlamında Türkiye’ye teşekkür edildi. AKP Dışişleri Bakanı ise diplomatik temsil seviyesinin yükseltilmesi için çalışmalar başlatıldığı “müjdesini” verdi. Özetle “Katil İsrail” ve “Katil Prens”le balayı yaşıyoruz.

'ABD YÖNETİMİNDEN AFERİN ALMA BEKLENTİSİ...'

İktidarda kalabilmek ABD yönetiminin yeniden gözüne girmek, bunun için de İsrail ve S. Arabistan’la arayı düzeltmek gerekiyor diye düşünülmüş olmalı. İşe yarar mı? Çok emin değilim. 

İzleyebildiğim kadarıyla dış basında bu ziyareti anlamlandırmaya çalışanlar da yukarıda işaret ettiğim iki nokta üzerinde duruyorlar: 1) Mali kaynak ihtiyacı 2) ABD yönetiminden aferin alma beklentisi.