Toplumsal Haber Merkezi

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını savunduğu açıklamasında, Kuranı Kerim’in tüm kurallarının, yani şeriatın uygulanmasıyla İstanbul Sözleşmesi’yle hedeflenen sonuçlara varılabileceğini iddia etti.

Kadına yönelik şiddetin engellenmesinde İstanbul Sözleşmesi’nin değil dinin esas alınmasını isteyen Ünal şu ifadeleri kullandı:

‘ADINI BİLE ANMAK İSTEMEDİĞİMİZ LGBT’LER’
Bir defa burada Müslüman toplumlara, Türk Milletinin örfüne, geleneğine, göreneğine uymayan ve asla kabul edemeyeceğimiz maddeler de var. İsimlerini anmak bile istemediğimiz LGBT vs bireyler diye tanımlar var. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Dinimizde bunların yeri yoktur. Allah insanı nasıl yarattıysa öyle hayatını sürdürmelidir. Tartışılması bile yanlıştır.

‘KURAN’I OKUYUN BAŞKA BİR ŞEYE GEREK YOK’
Halbuki biz bunları 1400 yıl önce aştık, insan hayatının güvencesi yüce dinimizdir. Kitabımız Kuran-ı Kerimdir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) dir. Müslüman hem kadına hem erkeğe hem hayvana, kısacası tüm canlıların hayatlarını her türlü şiddetten, kötülükten koruma altına almıştır. Bunu şimdi şu sözleşmede bu sözleşmede aramaya gerek yok. Açın Kur’an-ı Kerimi okuyun. Hadisleri okuyun, İslami sözleri okuyun anlayın. Başka bir şeye gerek yok. Hukukta orada yazılı, kadın hakları da orada yazılı.

‘HUKUKSUZLUĞUN ÇÖZÜMÜ DİNİ KURALLAR’
Tüm bunları bir kenara bırakıyoruz, İstanbul Sözleşmesi diye bir şey yazalım buna uyarsak her şey düzelir, düzelmiyor işte. Her gün ekranlardan, medyadan okuyoruz, izliyoruz. Gelin kadına şiddeti, tacizi, haksızlığı, hukuksuzluğu dini kuralları yaşatarak aşalım. Mağdurun korunmasını, zorbalığın engellenmesini, adaleti dinimizde arayalım, tek tek, madde madde yazılı burada. Toplumumuza bunları anlatalım, bilgilendirelim bu şekilde bir farkındalık oluşturarak tüm kötü durumları engelleyebiliriz. Avrupa’ya da Dünya’ya da kitabımızla dinimizle örnek olan biz Müslümanlarız.