Toplumsal Haber Merkezi

2 Şubat’ta Ankara Kızılay Meydanı’nda Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için yapılan eylemde darp edilerek gözaltına alınan 83 kişiden biri olan sosyal medya kullanıcısı “gökçe @komikbiriii” isimli kullanıcı, eylem sırasında ve sonrasında polisin uyguladığı şiddeti tek tek anlattı.

"Alanda herhangi bir uyarı yapmaksızın saldıran polisin yapmış olduğu işkencelerin hepsinin videosu yok maalesef. Altı arkadaşımla birlikte yerdeyken tekme ve yumruklara, hakaretlere maruz kaldık" diyen @komikbiriii, yurttaşların müdahaleye tepki göstermesi üzerine polisin etraflarını kalkanlarla çevirdiğini ve gazetecilerin görüntü almasına da engel olduğunu anlattı.

Polislerin kendi aralarında “Nasılsa çeken yok üstlerine biber gazı sıkalım” diye konuştuğunu iddia eden sosyal medya kullanıcısı, gözaltı aracında, hastaneye götürülürken ve emniyette sistematik bir biçimde kötü muameleye maruz kaldıklarını anlattı.

'POLİSİN GÜCÜNÜ GÖRECEĞİMİZ SÖYLENDİ'
İşte, Ankara’daki polislerin eylem yapan öğrencilere müdahalesinin fotoğrafını ortaya koyan o mesajlar:

-Yaklaşık 20 dakika boyunca yerde darba, küfürlere ve hakaretlere maruz kaldık. Polisin gücünü göreceğimiz söylendi. Sonrasında ise saçımdan tutularak yere yatırıldım. Polis sırtıma ayağıyla basarak ters kelepçe yaptı ve yerde 5 dakika ters kelepçeli bekletildim.
-Bekletilirken de aynı şekilde tekmelere maruz kaldım, sürüklenerek gözaltı aracına bindirildim. Daha araca binmeden telefonumu ve kimliğimi aldılar. Tutanak tutmadan yapamayacağını söylediğimde “şikayet edebileceğim, ama bir şey olmayacağı” söylendi.

'HASTANEYE GÖTÜRÜLÜRKEN TERS KELEPÇE ÇIKARILMADI'

-Hastaneye götürülürken dahi ters kelepçe çıkarılmadı, buna tepki gösterdiğimizde ise çok daha fazla darp edildik. Hastane önünde dört tane gözaltı aracı vardı. Her araçtan “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sesleri vardı.
-Kızılay Meydanı’nda yapamadıklarını bilerek isteyerek sistematik bir biçimde hastanede öğrencilere uyguladılar. Dişi kırılan arkadaşımız travma geçirme olasılığına rağmen darp edilerek, kelepçelenerek hastaneye götürüldü.
-Sağlık kontrolü için aracın içinde beklerken, polis bizim bulunduğumuz aracın içine girip hakaretler ve küfürler savurdu. Sonrasında ise sözlü saldırıda bulunan polise gerginlik yarattığını ve araçtan inmesi gerektiğini söyledik.

'SAÇIMDAN ÇEKİP GÖZALTI ARACINDAN YERE FIRLATILDIM'

-Hastane kontrolüne ters kelepçe ile gitmeyeceğimizi söylememiz üzerine, işkencenin boyutları arttı. Saçımdan çekip gözaltı aracından yere fırlatıldım. Kafamı defalarca kez gözaltı aracına çarptılar.
-Tekmelenerek, yumruklanarak, üst üste iki kez ters kelepçe yapılarak, sürüklenerek hastane kontrolüne götürüldüm. “Bizim gücümüzü göreceksin sen, hadi şimdi diren de görelim, kamera da yok. ” şeklinde tehdit edildim.

'ARACIN KAPISINA KAFAM DEFALARCA VURULDU'

- Muayene esnasında ise kapıda beklemesi ve kelepçemi çıkarması gerektiğini belirtmeme rağmen hiçbiri yapılmadı. Bunun hukuksuz olduğunu belirtmeme rağmen “hızlıca” rapor alıp farklı bir araca götürüldüm. Aracın kapısına kafam defalarca vuruldu ve tekrar üst aramasına maruz kaldım.
-Bunlar sistematik bir biçimde bütün arkadaşlarımıza uygulandı. Güvenlik şube otoparkında 3 saate yakın ters kelepçeli tutulduk. Tuvalet, su gibi temel ihtiyaçlarımızın hiçbiri giderilmedi. Normalde her şeyi hızlıca halleden Güvenlik şubede 12 saate yakın hukuksuzca tutulduk.
-Aynı akşam İstanbul’daki arkadaşlarımızın da işkenceyle gözaltına alındığını öğrendik. 10 arkadaşımızı bu süreçte aramızdan aldılar. Bir haftada toplamda 24 ev hapsi kararı verildi. 600’e yakın öğrenci gözaltına alındı.

-Kararlılıkla sürdürdüğümüz mücadeleyi algı operasyonları ve korkutma niyetiyle verilen emsal tutuklama kararları ile bitirmek çabasındalar ama cevabımız ilk günden beri aynı; direnişimiz bitmez. Arkadaşlarımız bir adım geri atmadı, biz de atmayacağız.