İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu görüşme gerçekleştirdi. Akşener ve Davutoğlu görüşmenin ardından Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde kameraların karşısına geçti.

İyi Parti lideri Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında Akşener'in “başbakanlık” açıklamasıyla ilgili, "HDP, bu hanımefendiyi veto etmiştir" sözlerine tepki gösterdi. Akşener, “HDP’yle, Abdullah Öcalan’la, Osman Öcalan’la, PKK’yla sayın Erdoğan ve paydaşlarına aralarına mesafe koymayı öneriyorum” dedi.

Erdoğan’ın, “Bu hanımefendinin '28 Şubat kararlarına ben imza attım, uygulanması gerektiğine inanıyorum' sözünü unutmadık” sözlerine tepki gösteren Davutoğlu'ysa “1999 seçimlerinde başörtüsüyle seçimi kazanmış bir hanım efendinin başını açtırarak Meclis’e sokmak suretiyle 28 Şubat’ın başörtü yasağını Meclis’te meşrulaştıran Sayın Bahçeli nerede? Sizin yanınızda" ifadelerini kullandı.

DAVUTOĞLU: BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İkili görüşmenin ardından görüşmenin içeriğine ilişkin ilk olarak Gelecek Partisi lideri Davutoğlu konuştu. “Elimizde ne varsa farklı damakların bir nehre, bir okyanusa açılması gibi Türkiye’yi yeni dönemde demokrasi denizine açacak çabalara da omuz omuza vermemiz lazım” ifadelerini kullanan Davutoğlu görüşmenin içeriğine ilişkin şunları söyledi:

Bu işbirliğini İYİ Parti ve Sayın Akşener’le sürdürüyor olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Bundan sonra da daha sık görüşeceğiz. Her aşamada, her konuda istişare etme içerisindeyiz. Bu istişareyi de partiler arasında yapısallaştırdık. Parlamenter sistemle ilgili yürütülen çalışmaları da bugün ele aldık. Bunlar, işbirliği çalışmalarıdır. İttifak meselesi bunun ötesinde bir alandır ama her konuda, her partiyle Türkiye’nin geleceği ve iyiliği, milletimiz refahı, demokratik hak ve özgürlükleri için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

‘PEK ÇOK DEZAVANTAJLI KONULARI KONUŞTUK’
Yaz boyunca Anadolu gezilerinde yaptıkları çalışmaları, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e ilişkin atılan adımları istişare kültürü çerçevesinde diğer siyasi partilerle paylaştıklarını belirten İyi Parti lideri Akşener'se görüşmenin içeriğine ilişkin şunları söyledi:

Sayın başbakanla bu görüşlerimizi paylaştık, onları dinledik. Ekonomiyi, sosyal devlet anlayışını, işsiz gençleri, demokrasinin geldiği noktayı, hukukun, adaletin nasıl yerlerde süründüğü de dahil pek çok dezavantajlı konuları konuştuk. Bunlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Bizim için fevkalade faydalı olan, istifade ettiğimiz bir görüşme oldu. Misafirperverlikleri için sayın başbakana ve arkadaşlarına çok teşekkür ederim.

‘ERDOĞAN ‘BERBER DÜKKÂNI KURALIM’ DEDİ REDDETTİM’
Akşener ve Davutoğlu, görüşmelerinin içeriklerine dair yaptıkları açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yöneltilen sorulara verdikleri yanıtlar şöyle:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan grup konuşmasında bir video paylaştı ve sizin 28 Şubat kararlarıyla ilgili ‘uygulanacak’ sözlerinizi hatırlattı. Bir değerlendirmeniz olur mu?

MERAL AKŞENER: 28 Şubat’la ilgili olarak o kararlar, o dönemlerde başka işler peşinde koşanları bilgilendirmek için söylüyorum, rahmetli Başbakan Sayın Erbakan hocamızın imzaladığı, iktidarın diğer ortağı sayın Çiller’in imzaladığı ve en son benim imzaladığım hükümet kararıdır. Dolayısıyla uygulanacağını söyledim. Ama 28 Şubat üzerinden bir yürüme söz konusu olursa, Sayın Erdoğan’a çok üzülürüm. Aynı Sayın Erdoğan 2001’de partisinin kuruluşuna beni davet etti. 2015’te Sayın Erdoğan bana Başbakan Yardımcılığı teklif etti. Aynı Sayın Erdoğan 2020’de, ne kadar milli ve yerli olduğumu ifade edip ‘Buyrun beraber bir berber dükkânı kuralım’ dedi. Ben bunların tamamını reddettim. Şimdi bunları geçelim.

AHMET DAVUTOĞLU: Soru Akşener’e ama müsaade ederseniz ben de bir hususa dikkat çekmek isterim. Bu konuşmayı izlediğimde derin bir hüzün duydum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin benim de konuştuğum AK Parti grup salonunda tekrar tanklar gösterildi. Bu çok kötü bir görüntü. Sayın Akşener’e dönük ithamın ötesinde bir şey ifade etmek isterim. Sayın Erdoğan sıkıştığı zaman geçmişte kötü hatıralarla anılan dönemleri hatırlatıp kendisine oy veren kitleleri dolaylı olarak tehdit etmeyi bir siyaset zannediyor. Yani, “28 Şubat geri gelebilir, 28 Şubat’ı unutmayın, kazanımlarımızı kaybederiz” diyerek üstünde oturduğu yolsuzluk düzenini meşrulaştırmaya çalışıyor. Evet. 28 Şubat’ın bütün acılarını yüklenmiş insanlar olarak diyoruz ki, bir daha 28 Şubat’ın yaşanamamasının teminatı Sayın Erdoğan ve kirlenmiş, yozlaşmış düzen değil 28 Şubat’ın çilesini yaşamış bizleriz. Sayın Akşener, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zamanki Refah-Yol’un bakanıydı. Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ta Perinçek neredeydi? Sayın Perinçek neredeydi? “Ezan Türkçe okunsun, başörtü tümüyle yasaklansın, şapka yasası geri gelsin” diyen Perinçek şu anda nerede? Peki 28 Şubat’ın bir vesayet yönetimi olarak iktidardan indirdiği hükümetin bakanına bunu söylüyorsunuz da, 28 Şubat’ın ardından darbe hükümetinin başbakan yardımcılığını yapmış Bahçeli nerede? Başörtüsü diyorsunuz. 1999 seçimlerinde başörtüsüyle seçimi kazanmış bir hanımefendinin başını açtırarak Meclis’e sokmak suretiyle 28 Şubat’ın başörtü yasağını Meclis’te meşrulaştıran Sayın Bahçeli nerede? Sizin yanınızda. Sayın Bahçeli’yi yanınıza alacaksınız, arkanızda da rotayı yöneten Perinçek duracak, rahmetli Erbakan hocamızın kabinesinde görev yapmış insanları 28 Şubat’la korkutacaksınız. Bu sefer Sayın Erdoğan’a hitap etmiyorum. Onun 28 Şubat’ta korktuğu tiplere hitap ediyorum. Bir gün birisi 28 Şubat’ı getirmek isterse belki Erdoğan onlarla pazarlık yapabilir. Ama biz asla pazarlığa gelmeyiz. 28 Şubat’ın karşısında olan bizleriz.

‘BİZ 40 KİŞİYİZ BİRBİRİMİZİ BİLİRİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘sizin Başbakanlık’ açıklamanıza ilişkin, HDP’nin sizi veto ettiğini söyledi. Bu açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?

MERAL AKŞENER: HDP’yle, Abdullah Öcalan’la, Osman Öcalan’la, PKK’yla sayın Erdoğan ve paydaşlarına aralarına mesafe koymayı öneriyorum. TRT’ye 31 Mart’ta Abdullah Öcalan’ın mektubu çıktı. Osman Öcalan mülakat verdi. Ne için verdi ve bu mülakatın ve mektubun çok değerli olduğu söylendi. Ne için biliyor musunuz? İstanbul’da seçim alınsın diye. Yazık. Yazık. Onun için biz 40 kişiyiz birbirimizi biliriz. Bu kadarla bırakayım. Teşekkür ederim.

‘ERDOĞAN’IN TEMSİL İSTEDİĞİ SİSTEM MİLLETİMİZİN OYLARIYLA ORTADAN KALKACAK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasa çalışmaları için 'uzlaşma olmazsa 2023 seçimlerinde hep birlikte milletin terazisine çıkarız' dedi sizin bu açıklamaya yorumunuz ne olur, bir uzlaşı söz konusu mudur?

MERAL AKŞENER: Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, Cumhur İttifakı'nın hazırladığı anayasaya dair herhangi bir fikrimiz yok. Kendi aralarında hazırlıyorlar, kamuoyunun da bir bilgisi yok. Tevatürün dışında hiçbir şey yok. İkincisi doğrudur, 2023 ya da daha önce yapılacak seçimde bu ucube sistemle parlamenter sistemin, hukuksuzlukla hukukun üstünlüğün, adaletsizlikle adaletin kavramının yeniden sağlanmasının, demokrasinin ortadan kaldırılmasıyla demokrasinin tam ve kamil uygulanmasının, liyakatsizlikle liyakat kavramının yeniden ihtas edilmesinin, yandaşlıkla kayırmacılığın ortadan kaldırılacağı bir tartıya çıkmak olacak. Kesinlikle katılıyorum. O tartıda da maalesef sayın Erdoğan'ın temsil ettiği partili cumhurbaşkanlığı sistemi, milletimizin oylarıyla ortadan kalkacak. Bazılarımıza göre güçlendirilmiş parlamenter sistem, bize göre güçlendirilmiş, iyileştirilmiş parlamenter demokrasiye milletimizin feraseti ve irfanıyla demokrasi yoluyla geçilecek.

AHMET DAVUTOĞLU: Anayasa konusu iki şekilde ele alınmıştır. Türk siyasi tarihinde birincisi iyi niyetle, hatta, üç şekilde diyelim. Bir iyi niyetle gerçek bir anayasa yapabilmek, yazabilmek için. Keşke böyle bir çaba olsa ve buna iktidar öncülük etse de 2023'e tam demokratik bir anayasa ile gitsek. 1982 darbe anayasası yükünden, aynı zamanda da 2017'deki otoriter cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yükünden kurtulabilsek. İkincisi, darbe sonrası yapılan anayasa tartışmaları onlar zaten gölgeli. Üçüncüsü ise gündem değiştirmek için. Anayasa öyle elverişli bir konu ki gündemi orada tutarsınız, topu çevirirsiniz. Hiçbir zaman da işin esasına gelmezsiniz. Eğer Sayın Erdoğan, samimi ise gerçek bir anayasa konusunda Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi'nin de tartışılacağı bir zemin başlatır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni bir parametre olarak alalım, o orada kalsın. Bozuk bir sütunu, binanın ortasına koyalım, etrafında dolaşalım. Samimi olsa yapacağı şudur 'evet Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni denedik, ama Türkiye uçmadı, şaha kalkmadı, ben bu gerçeği görüyorum' demezse bile 'buyrun denedik olmadı, her şeyi tartışalım' dese bile eminim bütün siyasi partiler zihin ve emek gücünü ortaya koyarlar. Aldatmacayla 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müthiş, bunu da tahakküm edecek, otoriterliği de tahküm edecek şekilde etrafını da donatalım' dediği zaman burada samimiyet falan aranmaz.

DAVUTOĞLU: PANDORA DOSYALARINI TAKİP ETTİM, UTANÇ DUYDUM

Gazeteciler son dönemde vergi kaçakçılığı ve vergi kaçırmaya dair Pandora Papers isimli bir haber ortaya koydular. Bu, hangi ülkelerin vergi cenneti sayılacağı biliyorsunuz ki uluslararası bir liste var. Her ülkenin de bu listeyi ayrı ayrı yayınlaması gerekiyor. Türkiye bu belgeyi 15 yıldır bu belgeyi yayınlamıyor. Sizin Başbakanlığınız döneminde bu belgeyi yayınlama yetkisi Bakanlar Kurulu'ndaydı. Bu döneme dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz acaba. Başbakanlık döneminizde bu liste neden yayınlanmadı?

AHMET DAVUTOĞLU: Sadece bir liste yayınlanması değil, Başbakanlık dönemimde bütün bu bataklığı kurutmak için şeffaflık yasasını çıkarma sebebim buydu. Liste yayınlarsınız ama o sistem devam eder. Mesele, o gün ki teknik detayı bugünden bilmiyorum ama şeffaflık yasasını ve mal beyanını getirmiş olsaydık bunun yurtiçi, yurtdışı irtibatlarıyla birlikte engellenmemiş olup, getirmiş olsaydık zaten o listelerde Türkiye'nin adı geçemezdi. Utanç verici. Ben de takip ettim Pandora dosyalarını. Utanç duydum. Devamı da gelecekmiş gibi duruyor. Siyasilerin de iş dünyasının da, ülkenin de herkesin en büyük borcu vergidir. Siyasilerin borcu da o vergiyi en doğru şekilde kullanmaktır. Maalesef bizim 'otoriter yolsuzluk düzeni' adını verdiğimiz, temiz siyaset belgesiyle bu sene 15 Şubat'ta kamuoyuyla da paylaştığımız büyük bir reform planlıyoruz. Ben Başbakanken o reformu yapmak istediğim için bütün o çeteler, orada adı geçen veya geçmeyen rantiyeciler... Hepsinin organizasyonuyla harekete geçildiğini artık herkes biliyor. Şimdi iktidara geldiğimizde ise bütün bu bataklığı kurutacak, otoriterliği ve yolsuzluğu da yok edecek kapsamlı bir reform yapacağız. Bunun da 165 adımını her yerde zikrettik. Uluslararası irtibatlar da dahil olmak üzere buradan çağrıda bulunuyorum. Cumhurbaşkanına geçmişte, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık yapmış kim olmuş olursa olsun açık ve net bir şekilde birinci, ikinci derecede mal beyanlarını içeride ve dışarıda açıkladıklarında ki ben buna açığım. Bunun için “araştırma ve soruşturma komisyonu kurulsun Meclis'te” dedim, bana yönelik bir itham üzerine. Bütün bunları bir gün şeffaflaştığımızda ve temiz bir siyaseti kurma iradesi gösterdiğimiz bütün bu tartışmalar biter. Pandora denilen dosyada bunlar yer almaz ister Pandora ise 'p' ile başlayan hangi dosya olursa olsun hepsinin sonunu getirecek olan şey şeffaflıktır. Biz bunu öyle veya böyle bu ülkeye getireceğiz ve bu ülkenin adı bir daha o kara listelerde geçmeyecek.

AKŞENER: DAYAK YERİM POSTA YEMEM
Basın mensuplarının sorularının ardından Akşener, “Unutmadan söyleyeyim” dedi ve şu ifadeleri kaydetti:

Bu ülkede ölümle tehdit edildim. Evim basıldı her şeyler oldu ama bana posta koyup benim de geri durduğum hiçbir hadise olmamıştır. Dayak yerim posta yemem ağabey.