Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçileri, 4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için bir çağrı yapmış, büyükelçilerin çağrısı iktidar cephesinde sert karşılanırken; AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na büyükelçilerin istenmeyen kişi ilan edilmeleri için talimat verdiğini açıklamıştı. 

Erdoğan'ın açıklaması sonrası 10 büyükelçiden 8'i yeni bir açıklama yaparak Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesini hatırlatmıştı. Büyükelçilerin son hamlesinin ardından Erdoğan ise "Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür" şeklinde değerlendirmişti.

'GERİ ADIM ATAN TÜRKİYE'
AKP'nin ilk Dışişleri Bakanı ve emekli Büyükelçi Yaşar Yakış ise durumu, "Aslında geri adım atan Türkiye. Kriz çözüldü, ama kalıntıları ortada kalacak. Erdoğan'ın diplomasiyi bilmediğini bir kez daha gördük" şeklinde değerlendirdi.

Yakış sözlerini şöyle sürdürdü:

Geri adım atan Türkiye'dir. Erdoğan, istenmeyen adam inadını kırmak durumunda kalmıştır. Türkiye'yi bundan böyle kurtaracak olan AİHM kararlarını uygulamak ve Kavala'yı, Demirtaş'ı serbest bırakmaktır.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre; Erdoğan'ın "istenmeyen kişi" ilan edilmesi kararına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun sıcak bakmadığı ve Çavuşoğlu'nun, Erdoğan'a "büyükelçiler 'istenmeyen kişi' ilan edilirse, ben de bakanlıktan gitmek zorunda kalırım" mesajını ilettiği iddia edildi. 

Büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmesinin Türkiye'nin önemli işbirliklerine zarar vereceğinden endişe eden AKP'li kurmayların ise Erdoğan'la temas kurup krizin çözümü için formül arayışına girdiği ifade ediliyor. Ardından Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri'nin devreye girdiği ve büyükelçiliklerin Türkiye'nin iç işlerine karışmamayı kabul etmelerinin sağlandığı da belirtiliyor.