Ankara Barosu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı ramazan ayının ilk Cuma günü verdiği hutbedeki eşcinselleri hedef gösteren açıklamaları nedeniyle haklı olarak eleştirmişti. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise Ankara Barosu'na çattı, Ali Erbaş'ı korumaya aldı. Çelik, bunu yaparken de insanlığı Nazi belasından kurtaran Sovyet lider Josef Stalin'i de 'andı'. Sovyetler Birliği lideri Stalin, Batı medyasının yalan propagandasının aksine, yaptıklarıyla halen dünyada gericiliğin ve faşizmin korkulu rüyası olarak biliniyor...

Açıklamasında "Faşizmin en küstah ve terbiyesiz hallerinden birinin bir baro adına yapılan açıklamada görülmesi ibretliktir" ifadelerini kullanan Çelik, insanların inandıkları değer sistemine göre konuşmasının en doğal hakkı olduğunu savundu. Oysa Erbaş'ın açıklamaları açıkça eşcinselleri hedef göstererek hayatlarını tehlikeye atıyor.

İLGİLİ -  Ankara Barosu hakkında soruşturma başlatıldı

AKP Sözcüsü Çelik, Ankara Barosu adına bu açıklamayı kaleme alanların, baro mensubu hukuk insanlarını ve hukuk değerlerini aşağıladıklarını belirtti. Bir baronun sahip olması gereken değerlerle konuşmayanların, başkalarına nasıl konuşacaklarını dayattıklarını kaydetti.

Çelik, şöyle devam etti:

Sayın Ali Erbaş'tan bahsederken, 'Anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı' düşünmesi gibi eleştiri kılıfına sokulmuş terbiyesizlikler sıralamışlar. Bir baro açıklamasının bu kadar düşük bir anlayışla yapılması tarihe geçecektir. Aydınlanmadan nasibini almamış sözde bir 'Aydınlanmış despotizm' adına faşizmin en bilinen yargılarını sıralamış Ankara Barosu. Dini değerleri savunanları en azılı Stalinist yöntemlerle suçlayanların Türkiye'ye çektirdiği acılar biliniyor. Bundan hiç ders almayan bir hukuk kurumu olamaz. Olsa olsa aynı faşizmi savunma konusunda kararlı bir zihniyettir karşımızdaki. Türkiye’de herkesin kendi değer sistemi içinde konuşma hürriyeti esastır. Sorun İslami değerleri savunan Ali Erbaş hocamızın açıklamaları değil, demokratik değerlere göre buna saygı duyması gereken Ankara Barosunun bir kere daha militan bir baskıcılığa soyunmasıdır.