Toplumsal Dış Haberler

Kolombiya'da 28 Nisan'da başlayan, hükümetin daha sonra geri çektiği vergi reformu tasarısına yönelik protestolar aralıksız sürüyor. Başkent Bogota'da göstericilerin bazı karakollara saldırılar düzenlediği açıklandı.

Protestoların başlangıcından bu yana, biri polis en az 24 kişi yaşamını yitirdi. Polis ve göstericiler arasındaki çatışmalarda 800'den fazla kişi yaralandı, 80'den fazla kişi ise kayıp.

Kolombiya Ombudsman Ofisi, en az 11 kişinin ölümünden polislerin sorumlu olduğunun düşünüldüğünü açıkladı.

KRİZİN YÜKÜ HALKIN SIRTINA YÜKLENMEK İSTENİYOR
Ülkede, protestoların hedefinde aslen hükümetin pandemiyle artan ekonomik krizi emekçilerin üstüne yıkmak için açıkladığı vergi reformu tasarısı vardı.

Ülkenin en büyük sendikalarının düzenlediği protestolar, reformlar sonucu yoksulluğa itileceğinden kaygılanan orta sınıfın da katılmasıyla giderek büyüdü.

Ülke nüfusunun yarıya yakını yoksulluk sınırında yaşıyor. Covid-19 salgını sonucu ülkedeki gelir eşitsizliği de artmış durumda.

Hükümetin vergi reformu tasarısı, aylık geliri 684 dolar ve daha fazla olanların daha fazla vergi vermelerini, kurumlar vergisinin de artırılmasını öngörüyordu. Reformların hayata geçmesi durumunda, bazı kesimlere yönelik vergi muafiyetleri de ortadan kalkacaktı.

Pazar günü Kolombiya Devlet Başkanı Iván Duque, vergi reformuna ilişkin tasarıyı geri çekme kararını açıkladı ancak protestolar sürdü.

Kolombiya

TEK SORUN VERGİ TASARISI DEĞİL
Zira halkın tek sıkıntısı artan vergiler değil. Emeklilik, sağlık ve eğitim sistemlerinin iyileştirilmesi talebiyle gösteriler devam ediyor. Göstericiler, güvenlik güçlerinin orantısız güç uyguladığı gerekçesiyle protestolarını sürdürüyor.

En şiddetli protestoların bazıları ülkenin en büyük üçüncü şehri Cali'de görüldü.

Göstericiler kentte çok sayıda yolda barikat kurdu, onlarca karakolla kamu ve özel şirketlerin binalarına saldırılar düzenlendi.

İçinde iktidar partisinden yetkililerin de olduğu kişiler, orduyu “durumu kontrol altına almak” için bölgede görevlendirdi.

HÜKÜMETE GÖRE OLAYLARIN SORUMLUSU SOL GRUPLAR
Kolombiya hükümeti, şiddetin tırmanmasından "sol grupları" sorumlu tutuyor.

Hükümet yetkilileri, Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) üyelerinin yanında, 2016'da hükümetle barış anlaşması imzalayarak siyasi partiye dönüşen ancak dağılmayı da reddeden Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) gerillalarını da suçluyor.

Kolombiya Savunma Bakanı Diego Molano, "Bu sistematik şiddeti suç örgütleri destekledi ve finanse etti" dedi.

Kolombiya Devlet Başkanı Iván Duque ise hükümetin göstericilerle diyaloğa açık olduğunu ve "vatandaşları dinleyip çözümler üretmeye" hazır olduklarını açıkladı.

Ülke tarihinde daha önce de hükümet karşıtı gösterilerde ölümler yaşanmıştı. Son olarak Eylül ayında Bogota'da polisin birini elektroşok tabancasıyla öldürdüğü gerekçesiyle düzenlenen protestolarda en az 7 kişi yaşamını yitirmişti.

Kolombiya

Kolombiyalı gazeteci ve Venezuela:Karanlık Dava, Tüm Guantanamo Bizimdir gibi belgesellerin yapımcısı Hernando Calvo Ospina’nın protestolar üzerine kaleme aldığı makalesinin José Martí Küba Dostluk Derneği tarafından yapılan, Sol Portal’da paylaşılan çevirisinde şu ifadelere yer verildi.

Kolombiya’da iktidar, 19. yüzyılın başından beri halkına karşı savaş halinde. Bu savaş, Simón Bolivar’ın, ihanete uğrayıp suikasta kurban gitmesinin ardından Bogota'da iktidarı bıraktığında başladı. Cesur birlikleriyle beraber, İspanyol tacı kovulana kadar savaşarak Kolombiya'ya özgürlük getirmişti.

Kolombiya’da, Latin Amerika'daki herhangi bir devletten önce, siyasi iktidar ve Katolik Kilisesi "komünizme" karşı baskıcı yasalar çıkarmaya başlamıştı: 1920 yılından bahsediyoruz.

Ancak yalnızca 1960’lı yıllara bakıldığında, her zaman ABD'nin himayesi altında olan Kolombiya’nın, kıtadaki diğer ülkelerin aksine diktatörlüğe ihtiyaç duyulmadan, Ulusal Güvenlik Doktrini'ni kurduğunu görürüz. Doktrini kavramsallaştıran ABD Başkanı Kennedy ve hükümeti, Kolombiya hükümetini uyum kabiliyetinden dolayı hayranlıkla kutlamıştı. “İç düşman” ilan edilen siyasi muhalefeti ortadan kaldırma stratejisi Kolombiya’da hâlâ yürürlüktedir. Bununla birlikte, dört yıllık hükümetin ardından her Kolombiya başkanı, ABD'nin Şili, Brezilya, Uruguay, Paraguay, Bolivya ve Arjantin'de kurduğu tüm diktatörlüklerden daha fazla ölüme ve siyasi nedenle kayıplara neden olarak görevi bırakır.

'NAZİLER BİLE BU KADARINI BECEREMEDİ'

Kolombiya’da krematoryumlar ve timsah çiftlikleri, halk liderlerinin ortadan kaldırılması için kuruldu. Her birinde iki binden fazla insanın bulunduğu toplu mezarlar başka hiçbir ülkede yok: Naziler bile bu kadarını becerememişti.

Paramiliter gruplar, altmış yıldır Kolombiya rejiminin bir parçası olmaya devam ediyor. 1980’li yıllarda İsrail, İngiliz ve Amerikan uzmanlar tarafından eğitilen bu gruplar, uyuşturucu kaçakçılığı parasıyla finanse edildi ve ediliyor. Ordunun "kirli işlerini" yapmaktan ve ülkenin stratejik kaynaklarını ele geçiren çok uluslu şirketlere ve toprak sahiplerine karşı olası muhalefetin ortaya çıkabileceği kırsal bölgeleri "temizlemek"ten sorumlular.

'ABD ASKERLERİ UYUŞTURUCUYU ENGELLEMEK İÇİN GELDİLER, FAKAT...'

Kolombiya, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahanesiyle ülkeye gelen ABD askerleriyle dolu olmasına rağmen, dünyanın başlıca kokain üreticisi ve ihracatçısıdır. ABD, Kolombiya’nın ürettiği uyuşturucunun ana tüketicisidir ve ABD bankaları uyuşturucu kaçakçılığından gelen kârın %95'ini elinde tutmaktadır.

Yine de, Kolombiya'nın Latin Amerika'daki en eski demokrasi olduğu tekrarlanmaya devam ediyor. Elbette ülkemizde düzenli olarak seçimler yapılıyor ve böylece gözlerimizi gerçeğe kapatıyorlar.

Benden mevcut olaylar (şimdiye kadar kırsal kesimde devam eden ve şimdi şehirlere taşınan) hakkında Başkan Iván Duque veya “Uluslararası Topluluğa” hitaben bir metin yazmam istendi, ancak bunu yapamam. Nedeni ise basit: Bildiğim gerçekler ve nedenleri hakkında yazarken sakin kalamıyorum (tıpkı Küba, Venezuela veya diğer birçok ülkeye yapılan saldırılar karşısında bunu yapamadığım gibi). "Toplumsal olarak kabul edilebilir" kelimeleri kullanamıyorum.

'PROTESTOLARIN ESAS HEDEFİ ABD OLMALI'

Ayrıca, protestoların muhatabı Kolombiyalı mafya politikacılar ve katiller olmamalı, çünkü buradaki politikacılar yalnızca ABD’nin uşaklarıdır: Protestolar esas ABD başkanına karşı olmalıdır, gerçek sorumlu odur. Kolombiya'da iktidarda ABD başkanı bulunmaktadır.

Bunu bana teklif ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Ekonomik baskı dahil korkunç baskılara rağmen her gün ve her şekilde savaşan insanlar için yapabileceğiniz ne varsa buna çok teşekkür ederim. Yalnız ben halktan bahsediyorum; devlet şiddetinin ne olduğunu zaman zaman hisseden, ancak “ayak takımının” aşırılıklarını parmakla göstermeye hazır olan şehirli küçük burjuva çoğunluktan değil.

'İNSANLARIN KAYBEDECEK ÇOK AZ ŞEYLERİ VAR'

Ve son olarak, vergi reformu önerisi, bardağı taşıran son damla oldu. Son derece zengin bir ülkede bulunan milyonlarca fakir insan artık çok az veya hiç arasında seçim yapacak durumda değil: Kaybedecek çok az şeyleri var.

En öfkeli protestoların yükseldiği ve devlet güçlerinin korkunç bir baskıyla susturmak istediği şehir, ülkenin güneybatısındaki Cali. Protestoları "sakinleştirmek" için, halihazırda mevcut binlere ek olarak, tüm askeri birlikleri Cali’ye gönderdiler. Ordu komutanının kendisi "operasyonlara" liderlik ediyor. Beni şaşırtır ama, belki ülke tarihini okumuşlardır ve biliyorlardır ki, İspanya Kraliyetini ülkeden kovmak için başlayan savaşın ilk bağımsızlık çığlığı o kentten yükselmişti.

O bağımsızlık, ilk bağımsızlıktı…