Esra Örnek
Kalkınma Bakanlığı 2015 yılında ‘’Büyük Deney Hayvanı Araştırma Altyapı’’ çağrısında bulunmuştu. Bu çağrının sonucunda 28 milyon yatırım maaliyeti ile projeyi Dokuz Eylül Üniversitesi yapmaya başladı.
46 kurumun desteklediği laboratuvarın mayıs ayında açılması beklenirken, hayvan hakları savunucuları milyonlarca hayvanın deneyde kullanımına engel olmak için çağrıda bulundu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Yılmaz projeye ilişkin sunumunda, deneyde kullanılacak hayvanların 10 ile 25 kilogram ağırlığında hayvanlar olduğuna vurgu yaparak bir dehşeti de gözler önüne serdi.
‘HAYVANLARLA İLGİLİ HER KONUDA KARŞINIZA LOBİLER ÇIKIYOR’
Gazeteci, yazar ve aktivist Zülal Kalkandelen Dokuz Eylül’de yapılan laboratuvara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kalkandelen; bir üniversite bünyesi altında böyle bir laboratuvarın yapılmasın ilişkin ‘’Türkiye’de hayvan haklarında nerede olduğumuzun göstergesidir’’ ifadelerini kullandığı konuşmasına ‘’hayvanları koruma yasasında gereken düzenleme yapılamadı. Hayvanlarla ilgili her konuda karşınıza lobiler çıkıyor. Hayvanlar bedenleriyle metalaştırılan canlılar olduğu için, onlar üzerinden çıkar sağlayanlar bunu bırakmamak için büyük bir çaba içerisine giriyor’’ diyerek devam etti.
Günümüzde birçok alternatif yöntem olduğunu dile getiren Kalkandelen, hayvan üzerinde deney yapılmasının daha ‘’ucuz’’ olduğu için tercih edildiğini ifade ederek kayıp gönderge olan hayvana tekrar vurgu yapıyor.
HAYVANLAR ÜZERİNDE DENEY YAPILMASI NEDEN DOĞRU DEĞİL?
Hayvan deneyleri canlı hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen her türlü prosedürü kapsar. İnsan ve hayvan fizyolojisindeki farklılıklar, hayvanlar üzerinde yapılan testlerin sonuçlarını doğrudan değiştiren etkiye sahiptir.
Çok az bilinmesine rağmen hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin yüzde 92’si insanlar üzerinde yan etkisi olduğu gerekçesiyle piyasaya sürülmeden atılır.
Diğer bir gerçek ise insan hastalıklarının ancak yüzde 2’den azı hayvanlarda görülebilmektedir.
TÜRKİYE’DE 120’Yİ AŞKIN DENEY MERKEZİ VAR
Deneye Hayır Derneği Başkanı Yağmur Özgür Güven, laboratuvarın yapımının duyurulduğu andan itibaren olayın takipçisi olduklarını ve konu hakkında CİMER’e başvurduklarını dile getirdi.
Rektörlüğe gönderdikleri bilgi edinme başvurusunun gizlilik ilkesi gerekçe gösterilerek reddedildiğini aktaran Güven, cevap verilmemesi durumuna itirazda bulunduklarını ve süreç hakkında cevap bekledikleri bilgisini verdi.
Türkiye’de 120’yi aşkın deney merkezi olduğunu söyleyerek yeni yapılan laboratuvarın hayvan hakları ilkesine aykırı olduğunu dile getiren Güven, ‘’bir deney merkezinde hayvan, deney adı verilen korkunç süreçlerden geçerek, öldürülüyor. Bu işin bir de ekonomik boyutu var. Aslında bir rant kapısı diyebiliriz çünkü o hayvanın tedariğinden, üretilip, satılmasından, o hayvanın içerisinde yaşadığı kafes dahil birçok sektörden insanlar para kazanacak’’ ifadelerini kullandı.
HAYVAN DENEYİ MERKEZİ’NE HAYIR PLATFORMU’NDAN İMZA KAMPANYASI
4 Nisan tarihinde Üniversite Rektörlüğü önünde açıklama yapan ‘’Hayvan Deneyi Merkezi’ne Hayır Platformu’’ rektör Nükhet Hothar’a çağrıda bulundu.
Açıklama yapan Platform üyeleri, ‘’ O güç aldığın yerler birer birer yıkılır, sen de tarihin çöplüğüne işkenceci bir rektör olarak gömülürsün! Geç olmadan bu işkence merkezini açmaktan vazgeçmezsen biz de senin yakanda olmaktan vazgeçmeyeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasını sosyal medya üzerinden paylaşan Platform, ‘’ Bizler; araştırma laboratuvarı adı altındaki bu işkence ve cinayet merkezine karşı bir araya gelen "Dokuz Eylül Üniversitesinde Deney Merkezine Hayır Platformu" olarak tüm demokratik kitle örgütlerini, yaşam ve hak savunucularını, tüm türlerin özgürlüğü için mücadele etmeye ve hayvanlarla dayanışmaya çağırıyoruz.
Savunmasız hayvanlar üzerinde işkence ve deney yapacak ve yaşam haklarını gasp edecek bu cinayet yuvasının "bilim" adı altında aklanmasına izin vermeyecek ve bu işkence merkezini açtırmayacağız!’’ açıklaması yaptı.
Change.org üzerinden imza kampanyası da başlatan platformun mücadelesi devam ediyor.
