Toplumsal Özel
Eski İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, 10 ili kapsayan Kahramanmaraş merkezli depremde, ölüme götüren denetimsizlik sistemini Toplumsal'a değerlendirdi.
Gökçe, inşaat üretim sürecinin, hiç bir zaman inşaat mühendislerinin denetimine verilmediğini, iş cezalandırmaya gelince diplomalının mal varlığına el konduğunu ifade ediyor..
"Biz, denetim işinde görünürken bile sadece yapının öznelerinden biriydik."
"İnşaat mühendisleri o binaların nasıl ayakta kalacağıyla ilgili deprem ve doğal afetlere karşı hesap yapıyordu. 1938 yasası 3458 sayılı yasa mühendislik diploması alan herkes, her işi yapar" diyor!"
Gökçe, 85 yıl önce mühendis, mimar olmadığı için düzenlenen bu yasanın günümüzde de devam etmesini eleştiriyor.
"Gelmiş olduğumuz nokta itibariyle diploma mesleği yürütmek için ön şart ise de temel şart değildir. İnşaat mühendisliği diplomam var. Bir de gidip inşaat mühendisleri odasına kaydolmam lazım."
İnşaat mühendisleri meslek odaları tarafından daha donanımlı olmak üzere sertifikalandırıldıklarını anlatıyor. "2018'de İngiltere'de dünyanın tüm inşaat mühendisi oda başkanları çağrılmıştı. Türkiye dışında böyle bir durumun kalmadığını gördüm."
YETKİN MÜHENDİSLİK YASASI ÇIKMALI
Gökçe, 1992 Erzincan depreminden sonra meslek insanlarının sertifaklandırılıp yetkin mühendislik yasasının çıkarılması gerektiğini ifade etti.
1 YILLIĞINA DENETİMİN ÖZNELERİNDENDİK
1998'de bu yasanın taslağını hazırladıklarını analatan Gökçe, "Ama yasalaşmadı.1999'da deprem oldu. 'Bağımsız denetim kurullarının olması gerekir' dedik. Ecevit Hükümeti 595 sayılı yapı denetim kararnamesi çıkarıldı. Mesleğin nasıl yapılacağına dair bir kararname daha çıkarıldı. Bunun denetimi de odalara verildi."
Gökçe, müracat eden meslektaşlarına uzmanlık belgesi verdiklerini anlatıyor.
"Ne yazık ki bir süre sonra, 2001'e gelmeden Erbakan Hükümeti tarafından yürürlükten kaldırıldı. Ve odamız sürecin dışına çıkarıldı."
DENETİM BELGESİNİ BAKANLIK VERDİ!
Eski İnşaat Odası Genel Başkanı Gökçe, ölüme götüren denetimsizliğin hikayesine şöyle devam ediyor:
"Bağımsız denetim kuruluşları oluşturuldu. Denetim yapacaklara biz belge vermedik. İşlerini bakanlığa sunarak, bakanlıktan aldıkları belgelerle denetlemeye başladılar. Fark, 4708 sayılı yasa çıktıktan sonra, meslektaşlarımız meslek odalarından sicil durum belgesi almak zorundaydılar, 2017'de bunu da kaldırdılar."
Böylece, 2017'de meslek odası sicili de denetleyemediği için, son 6 yılda, inşaat işinde hiç bir seçicilik kalmadı.
Müteahitler odasının kurulmasının istendiğini anlatıyor, Gökçe, buna karşılık odanın mesleğin mühendis ve mimarlar tarafından yapılmasını istediğini vurguluyor.
"Oysa 30 koyununu satan günümüzde de müteahhit oluyor!
Yeterliliği olmayan bir çok insana mühendislik diploması verildi. Çok sayıda liyakatsız mühendis çıktı. 2019 yılına kadar mal sahipleri adına yani kendilerini denetleyecek firmaları müteahitler seçiyordu. 2019'da ise bu şirketler sıraya kondu."
YÜZDE 1 HATADA BİLE SORUMLU!
Yüzde 1 bile hataları bile olsa, aldıkları cezalar dışında, mühendis ve mimarların mal ve can kaybından sorumlu tutulduklarını kaydetti Gökçe.
HACİZ DİPLOMALIYA GELİR!
"Meslektaşlarımızın mal varlığına 1999'da da el konmuştu. Yani inşaat işlerinin kaymağını yiyen değil, diplomasını kullandıranlar sorumludur.
Türkiye ekonomisi inşaat sektörü üzerine kurulmuştur. Yapın da nasıl yaparsanız yapın anlayışı hakimdir. Mühendis ve mimarlar yaygın olarak diplomasını kullandıran figüranlardır."