CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, AKP’nin seçim öncesinde gençlere yönelik vaatlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. 3,4 milyonun üzerinde adayın ter döktüğü YKS’nin ardından üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Akdoğan şunları kaydetti:

“Milyonlarca gencimiz sınavda başarı için alın teri döktü ve binlercesi de Eylül ayından itibaren yeni üniversite hayatına başlayacak. Ancak birçok gencimiz sınavda başarılı olsa bile bunun mutluluğunu yaşayamadan, barınma ve diğer ihtiyaçları ile ilgili ne yapacağını düşünmek zorunda kalacak.

'BARINMA KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖRNEK CHP’Lİ BELEDİYELER MODELİDİR'

AKP, her yıl yurt kapasitesinin artırıldığı yönünde bir propaganda yapıyor ancak resmi veriler bize gösterdi ki; 2022 yılındaki 115.000 civarındaki kapasite artışının yaklaşık 85.000’i mevcut odalara yatak eklenerek sağlanmış. Bu ayrıca hem yurtlarda mevcut kalan öğrencilerin konforunun bozulması hem de yeni gelen öğrencilerin konforsuz bir alanda barınmaya mecbur bırakılması demektir. Mevcut yurt kapasitesi artırılmadan yatak kapasitelerinin de sağlıklı bir şekilde artırılması mümkün gözükmüyor. Bu sorun nasıl çözülecek? Gelin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemi yapalım bu konuyu, biz size habbe habbe ne yapmanız gerektiğini anlatalım. Uygulamalı görmek isterseniz CHP’li belediyelerin örneklerine bakalım. Aksi takdirde üniversite öğrencilerimizin bu fahiş kira fiyatları ile zaten evde kalma şansı yok. Bu durumda yüz binlerce gencimiz belki de barınma sorunu çözülemediği için üniversite eğitimine devam edemeyecek.

Şimdi AKP’nin seçim vaatlerini hatırlatıyoruz. Gençler ve aileleri görevlerini yaptı, şimdi sıra iktidar sahiplerinde. AKP’nin ilk vaatlerinden birisi ‘gençlerimizin öğrenme ve kendini geliştirme dışında hiçbir konuyu dert edinmemelerini sağlayacağız’ şeklinde olmuştu. Ancak mevcut tabloya baktığımızda öğrencinin dert etmeyeceği bir konu yok gibi.

 'ÜNİVERSİTEYİ OKUYAMAYAN BİR OKUYAN BİN PİŞMAN'

Gençlerimiz önce sınavlarla sınanıyor. Sonra üniversite okumak için. Bu kez de yurt sorunu, nitelikli eğitim imkanlarına erişim sorunu gibi temel sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Kimi üniversitelerin akademik kadrosu dahi bulunmuyor. Bu üniversitelerde eğitim gören gençlerimizle her imkana sahip vakıf üniversitelerinde okuyan gençler arasında eğitimde fırsat eşitsizliği yüksek öğrenim döneminde de tüm ağırlığıyla hissediliyor. Ve nihayet gençlerimiz üniversiteden mezun olduklarında ilk ve orta öğrenim de dahil 16 yıl süren eğitim hayatının sonucunda işsizlik sorunuyla karşılaşıyor. TÜİK’in makyajlanmış genç işsizliği rakamları da bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. Böyle olunca da onca yılın emeği, çabası sonucu girilen üniversite sadece işsizlik dönemini bir 4 yıl ertelemekten başka hiçbir anlama gelmiyor. Kısacası, üniversiteye hazırlanmak bir sorun, üniversiteyi kazanınca barınmak yurt bulmak bir sorun, üniversitede okurken nitelikli eğitim olanağı bulmak sorun, mezun olunca iş bulmak sorun, iş bulunca geçinmek sorun. Nerede kaldı ak partinin seçim beyannamesindeki ‘gençlerin öğrenme ve kendini geliştirme dışında hiçbir konuyu dert etmemelerini sağlayacağız’ vaadi. Gençler bunları bilmiyor mu görmüyor mu yaşamıyor mu? Sonra hepimiz gençler neden yurtdışında hayallerinin peşinde koşuyor diye sorguluyoruz. Geleceğini yurt dışında arayan gençler açık açık ‘madem öyle işte böyle’ diyor.