CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, TBMM Genel Kurulu’nda hakkındaki Yargıtay kararının ardından infaz işlemleri için Silivri Cezaevi’ne götürülen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun cezaevi kapısından yapılmadığını anlattı. Emre, “Bir başçavuş geldi, dedi ki, ‘Efendim, Karbey Tesislerine götürdük, çıktı demin siyah camlı Ford ile.’ İstanbul İl Başkanı, TEM'in kenarında bir tesise götürüldü. ‘Bu nasıl iştir?’ dedik. Cezaevinden çıkmış, tahliye olmuş bir insan, sizin tesiste onu serbest bırakmanız ne? Gittik tesise, gerçekten orada” dedi. CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre, dün TBMM Genel Kurulu’nda; hakkındaki Yargıtay kararının ardından infaz işlemleri için 31 Mayıs Cuma günü Çağlayan Adliyesi’ne giden, buradan Silivri Cezaevi’ne gönderilen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun tahliyesi sırasında yaşananları aktardı. Emre, Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, şunları söyledi: 'CHP KİTLESİ TOPLANIR DİYE SON ANDA SİLİVRİ CEZAEVİNE GÖTÜRÜLDÜ' “Adliyeye, cezaevine gitmekten Meclis’in normal yasama faaliyetlerine birçok arkadaşımızla birlikte gelemiyoruz. İl Başkanımızın infazını tamamlamasıyla ilgili meselede görevlendirdi partim, gittim. Sadece gözlüyoruz. Bakırköy Kadın Cezaevine götürülmesi lazım ama CHP kitlesi toplanır diye son anda Silivri Cezaevi… Orada da kademeli bir trafik yoğunluğu hedefleniyor. Yani bizatihi memurlar tarafından yapılıyor bu, gözlerimizle gördük. 'CEZAEVİNE GİRMEDEN MEMURLAR GİRİŞ YOĞUN OLUR DİYE KİTLEYİ DIŞARIDA TUTTU'' Oraya gittik ve İstanbul İl Başkanı; ilçe başkanları, belediye başkanları, partililer geliyor, yaklaşık birkaç bin kişilik bir kitle var. Cezaevi girişine daha girmeden, dedi ki memurlar; ‘Ya, girişte burası çok yoğun olur sizi, kitleyi burada tutacağız, milletvekili ve avukatları öbür tarafa alacağız’ dedi. Peki yolu da kapatmayalım, siz burada durun. Ne yapmak istiyorlar? İl başkanları çıkıncaya kadar bekleyecekler, bu kadar. Görüşüyoruz, ‘İşlemler altıya kadar biter’ deniyor. 'GÖREVLİ MEMUR BURADAKİ KİTLEYİ BURADAN GÖNDERMEZSENİZ BIRAKMAYIZ DEDİ' İstanbul İl Sekreteri telefonla aradı. Biz ön kapıda duruyoruz, onlar aşağı kapıda. Buradaki memur arkadaş, bize diyor ki; ‘buradaki kitleyi buradan göndermezseniz, işlemi bitti ama, biz bırakmayız.’ Nasıl bırakmazsınız? Tahliye olmuş. ‘Bırakırız, ama siz burayı göndermezseniz biz E6'da Karbey Tesisleri var, E6'nın kenarında, götürüp oraya bırakacağız.’ Böyle bir şey insan alıkoymadır bu, suçtur! Bir arkadaşımız Başsavcıyı aradı, Silivri Başsavcısı; ‘Benlik bir şey yok’ diyor. Başsavcı diyor ki ‘Kapıda bırakılması lazım.’ Memurlara ‘Biz Başsavcıyı dinlemeyiz, biz İçişleri Bakanlığına bağlıyız’ diyorlar. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü’nü aradım, müsait değilmiş, Genel Müdür Yardımcısıyla konuştum, durumu izah ettim, ‘Bu olacak şey mi?’ dedim. Süreç de ilerliyor. Arkadaşlarımızı arıyorum, diyorum ki ‘Ya, biz bir tesise niye gidelim? Bu, tahliye olmadı mı? Cezaevi kapısı burası değil mi? Karşısında duruyorum.’ Bu görüşmeleri yaparken başka bir başçavuş geldi, dedi ki, ‘Efendim, Karbey Tesislerine götürdük, çıktı demin siyah camlı Ford ile.’ İstanbul İl Başkanı TEM'in kenarında bir tesise götürüldü. Bakın, kameralar var, yer veriyorum, Karbey Tesisleri. ‘Bu nasıl iştir?’ dedik. Bir defa, cezaevinden çıkmış, tahliye olmuş bir insan, sizin tesiste onu serbest bırakmanız ne? Gittik tesise, gerçekten orada.”