Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından, Brüksel'de görevli Türk gazetecilerle NATO Karargahı'nda bir araya geldi.

Soruları yanıtlayan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Güler, Milli Savunma Bakanı olarak ilk defa katıldığı toplantıya yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine, toplantıda Vilnius Zirvesi öncesi hazırlıkların ele alındığını ifade etti.

"DESTEĞİMİZİ DİLE GETİRDİK"
İlk günkü oturumun öncesinde Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı'nın yapıldığını belirten Güler,  "Toplantıda, Kırım dahil Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, bağımsızlık ve egemenliğine olan desteğimizi bir kez daha dile getirdik. Yıkımın ve insani trajedinin artmasının önlenmesi için taraflar arasında bir an önce çatışmanın durdurularak ateşkesin sağlanmasına ihtiyaç olduğunu belirttik ve diplomasinin önemine vurgu yaptık. Bu konularda ve insani yardım konusunda şimdiye kadar olduğu gibi üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu belirttik" diye konuştu.

"MÜTTEFİKLERİMİZDEN TAM DESTEK BEKLİYORUZ"

Toplantı kapsamında bulunduğu NATO Karargahı'nda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in yanı sıra ABD, Birleşik Krallık, Estonya, Litvanya, Yunanistan, Fransa ve Hollanda Savunma Bakanları ile gerçekleştirdiği görüşmelerde NATO gündemindeki konular ve ikili ilişkiler açısından önem arz eden diğer hususları ele aldıklarını belirten Güler, "İkili görüşmelerimizde, NATO’nun 'Açık Kapı Politikası'nı desteklediğimizi ve İsveç’in de Üçlü Muhtıra’da kayıtlı taahhütlerini somut şekilde yerine getirmesi halinde Finlandiya gibi NATO üyesi olabileceğini müttefiklerimize beyan ettik" diye konuştu.

Savunma Bakanları Toplantısı vesilesiyle gündemdeki konulara ilişkin Türkiye'nin görüşlerini birinci ağızdan ifade ettiklerini vurgulayan Güler, şunları söyledi:

"Türkiye, NATO’ya en fazla katkı sunan ülkeler arasında yer almaktadır. Buna rağmen, müttefiklerimiz tarafından ihracat kısıtlamalarına maruz bırakılmamız asla kabul edilebilir değildir. Bu kısıtlamalar sadece ülkemizin güvenliğini değil, aynı zamanda NATO’nun müttefikler için belirlediği yetenek hedeflerinin karşılanmasını; dolayısıyla NATO’nun güvenliğini de olumsuz etkilemektedir. Türkiye olarak NATO’ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de önemli katkılarda bulunmayı sürdüreceğiz."