Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında Suriye, Gazze ve küresel gelişmelere ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Terör örgütü PKK’nın fesih kararı sonrası Suriye’deki uzantısı YPG/SDG’nin, 10 Mart mutabakatına rağmen Şam yönetimiyle entegrasyona yanaşmamasına sert tepki gösteren Fidan, Türkiye’nin tutumunun bir zafiyet değil bilinçli ve ilkeli bir tercih olduğunu vurguladı.
SDG’nin tutumunu değerlendiren Bakan Fidan, örgütün dış destekle hareket ettiğini belirterek,
“SDG, İsrail’den kesinlikle cesaret alıyor. Bu yeni değil, hep böyleydi. SDG hiçbir zaman muhalefetle Esad’a karşı hareket etmedi” dedi. Örgütün DEAŞ bahanesiyle süreci uzatmaya çalıştığını ifade eden Fidan, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
“SDG artık DEAŞ bahanesiyle süreci uzatmamalı” diyen Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada altını çiziyorum, bu sadece Suriye’nin güvenliğiyle alakalı bir mesele değil. Bu aynı zamanda Türkiye’nin güvenliğiyle de doğrudan ilgilidir. İdeolojik bir mücadelen varsa gelip siyaset yaparsın. Silahla yoluna devam edersen silahla karşılık bulursun.”
Suriye’de 8 Aralık’tan sonra başlayan yeni sürece de değinen Bakan Fidan, önemli adımlar atıldığını ancak sorunların büyüklüğü nedeniyle bunun hemen hissedilmediğini söyledi. ABD’nin Sezar Yasası’nı kaldırmasının yatırımların önünü açtığını belirten Fidan, Türkiye’nin havalimanı, enerji ve altyapı başta olmak üzere birçok alanda projeleri desteklediğini ve Türk iş insanlarını Suriye’ye yatırım yapmaya teşvik ettiğini aktardı.
Gazze’deki duruma ilişkin de konuşan Fidan, sağlanan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail’in ihlallerini sürdürdüğünü belirterek, “En önemli gündem maddemiz Gazze. Anlaşma sağlandı ancak İsrail bunu birçok kez ihlal etti” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşına dair değerlendirmelerde bulunan Fidan ise arabuluculuğun önemine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savaşın başından bu yana net bir tutum sergilediğini söyleyen Fidan, “Sayın Putin ateşkes konusunda istekli. Ancak tarafların talepleri arasındaki uyumsuzluk devam ediyor. Tam da bu noktada arabulucuya ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
ABD-Çin rekabetine de değinen Dışişleri Bakanı, ticari rekabetin sıcak çatışma riskini barındırdığına dikkat çekti. Türkiye’nin bu süreçteki duruşunu ise şu sözlerle özetledi:
“Türkiye’nin hem kapasitesi hem de ahlaki bir duruşu var. Gücümüz ve kuvvetimiz var, çok şey yapmaya muktediriz. Ancak biz iyi olmak istediğimiz için iyi davranıyoruz. Bunun doğru olduğuna inandığımız için böyle hareket ediyoruz.”
Kaynak: AA





