Avrasya ekseninde askeri dengeleri sarsacak gelişmeler yaşanıyor. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (KDHC) nükleer denizaltı projeleri ile Rusya’nın sualtında “stratejik üs” niteliği taşıyan yeni platformları aynı hatta buluşurken, Batı blokunun güvenlik hesaplarının yeniden şekillendiği değerlendiriliyor. Uzmanlara göre nükleer caydırıcılığın ağırlık merkezi giderek Avrasya’ya kayıyor.
Kim Jong-un, ülkesinin deniz kuvvetlerini köklü biçimde dönüştürmeyi hedefleyen yeni bir stratejik planı devreye soktu. Resmi haber ajansı KCNA’nın aktardığına göre Kim, sualtı silah sistemlerinin geliştirilmesine yönelik gizli projeleri inceledi ve donanma bünyesinde yeni bir askeri birim kurulması talimatını verdi.
“Nükleer balina” sahada
Kim Jong-un, stratejik güdümlü füzelerle donatılmış, yaklaşık 8 bin 700 ton deplasmana sahip yeni bir nükleer denizaltının inşa edildiği tersaneyi ziyaret etti. “Nükleer balina” olarak nitelendirilen bu platformun, Pyongyang’ın denizden nükleer caydırıcılık kapasitesini önemli ölçüde artırması bekleniyor. Kim, projedeki ilerlemeye ilişkin ayrıntılı rapor alırken, yeni nesil gizli sualtı silah sistemlerini de yerinde denetledi.
Kuzey Kore lideri, bu tür sistemlerin geliştirilmesini ülkenin ulusal güvenlik gereksinimlerinin ayrılmaz bir parçası olarak tanımladı ve deniz gücünün “nükleer silahlarla tahkim edilmesini” acil bir görev olarak niteledi.
ABD-Güney Kore hattına sert tepki
Ziyareti sırasında Güney Kore’nin ABD ile iş birliği içinde nükleer denizaltı geliştirme girişimlerini sert sözlerle eleştiren Kim Jong-un, bu adımları “karşı konulması gereken bir tehdit” olarak değerlendirdi.
Pyongyang’ın bu hamlesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekim ayında Seul’e yaptığı ziyaret sırasında Güney Kore’ye nükleer denizaltı inşası için “yeşil ışık” yakmasının ardından geldi. Söz konusu onay, Kuzey Kore yönetiminde ciddi rahatsızlık yaratmıştı.
KDHC, geçen ay ABD ile Güney Kore arasında bu alanda varılan mutabakata ilişkin yaptığı ilk açıklamada, programı “tehlikeli bir çatışma girişimi” olarak nitelendirmiş ve bölgede bir “nükleer domino etkisi” doğabileceği uyarısında bulunmuştu.
Askeri analistler, Moskova’nın sualtı kabiliyetleriyle Pyongyang’ın nükleer denizaltı hamlelerinin eş zamanlı ilerlemesinin, Pasifik’ten Avrupa’ya uzanan geniş bir coğrafyada güç dengelerini kalıcı biçimde etkileyebileceğine dikkat çekiyor.