Toplumsal Ekonomi Özel

İMF Başkanı Georgieva, 1990 bu yana, 33 yılın en büyük küresl durgunluğunun içerisinde olduğumuz tespitini yaparken, "Küresel piyasalarda güçlü toparlanma zor" dedi!
Georgieva, küresel ekonominin 2023 yılında yüzde 3'ün altında büyümesini beklediklerini açıklarken, büyümenin 2024 yılında da gelecek 5 yılda da yüzde 3'ü aşamayacağını söyledi.
İMF'nin 1990'dan bu yana en düşük orta vadeli büyüme tahminleri olduğunu söyledi.
ABD'nin kontrolündeki İMF, küresel ekonomide 2021'deki güçlü toparlanmanın ardından Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle büyümenin 2022'de yarı yarıya ve yüzde 6,1'den yüzde 3,4'e düştüğünü söyledi.
Yani durgunluğun nedeni Rusya, dedi!
Toplumsal Ekonomi Servisi, durgunluğun konuşulmayan perde arkasını araştırdı!

JAPON EV KADINLARI
Japon ev kadınları, ülkelerindeki sıfıra yakın faizden hareketle, Türkiye gibi ülkelerde yatırım yaptılar. 15-20 ev kadını, 2000 yılından itibaren ortalama çeyrek puanlık faizle, Japon bankalarından çektikleri krediyle Türkiye gibi ülkelerden neredeyse yüzde 30'lara dayanan faizlerle devlet tahvili ve bazen de mevduat hesaplarına yatırım yaptı. Yıl sonu, kendi ülkelerindeki bankaya çeyrek puanlık faizi ödeyip, aradaki fark kadar da kar ettiler!
Karşılıksız para basan ABD "Ben de bunu yapacağım" dedi.
Ve başta Türkiye olmak üzere yüksek faiz veren ülkelerin devlet tahvillerine yatırım yaptı.
Bu durum, Türkiye'ye bol ve ucuz döviz girmesi anlamına geliyordu. Ve sahte bir gül bahçesi algısı yaratıyordu. ABD'nin işine geliyor para kazanıyordu. Ancak, ekonomistler ABD'nin karşılıksız para basarak, bu parayı ülkesi dışına saçmasıyla olası bir hiper enflasyona işaret ederek, uyardılar:

HİPER ENFLASYON UYARISI
"Bu durumdan derhal vazgeçin!"
Bunun üzerine, ABD dışarıdaki parasını ülkesine geri çağırmak için faizleri peyderpey artırmaya gitti.
ABD'nin yüksek faiz politikası hiperenflasyonu durdursa da, 2008'de 600 milyar dolarlık (o dönem bu rakam Türkiye'nin GSMH'sinden fazlaydı) Lehman Brothers'ın batışını getirdi.
2008 krizine mortgage, yani konut krizi dediler. Aslında, ABD kredi ödeme kabiliyeti olmayan, sokaktaki evsizlere dahi konut kredisi vererek, yine sigorta şirketinden diğer aracılara kadar tüm piyasayı besleyen içi boş, sahte bir piyasa yaratmıştı.

ÇÖKEN YALANLARDI
Çöken ise yalanlardı! Fakat bunu böyle söylemek de o gün işine gelmedi.
2023'te ABD'de tekrar bankacılık krizi önce Silikon Vadisi Bank ve ardından da Signature Bank'ın batışı ile kendini gösterdi. Sırada 10'un üzerinde banka vardı. Fakat hükümet duruma el koydu. 
Yüksek faiz, kapitalizmin kalesi bankacılık krizini vuruyordu!
Bu dalga etkisini Avrupa'da, dünya devi, Credit Suisse krizi ile gösterdi. Bu kez müdahale Avrupa merkez bankası'ndan geldi.
Sırada, irili, ufaklı pekçok banka vardı ama pislikler halının altına süpürülmüş, sanki kriz bitti, gibi gösterilmişti.

2008'DE SİSTEM ÇÖKTÜ
Gerçekte, 2008 yılında kapitalizm çöktü. Halka dağıtılan karşılıksız çekler, fiziki ya da ekonomi üzerinden çıkarılan savaşlarla gasp edilen paraya çevrilebilir değerlerle durum idare edildi.
Ve bugüne geldik.

SONUÇ
Emekçiye verdiğiniz ücreti enflasyon marifeti ile neredeyse hergün azaltıyorsunuz.
Gerçek enflasyon yüzde 123, resmi enflasyon yüzde 50, ücretlere yansıttığınız 30+15!
Bir süre sonra, asgari ücretin ortalama ücrete dönüştüğünü, ve ortalama ücretin açlık sınırının altına düştüğünü, hatta konut kirasına bile yetmediğini gördük. 
Halkın açlığa mahkum edilmesine, "Çin modeli" dediler, kimse itibar etmeyince, heterodoks yaklaşımlar, diye devam ettiler.
Türkiye gibi ülkelerdeki vatandaşlar, son safhaya açlık seviyesine çekildi. 
Sistemin arkasındakiler de, halk da bunun böyle gitmeyeceğinin farkında. Ancak, hiç kimse kral çıplak, diyemiyor!