İstanbul Planlama Ajansı’nın “İstanbul’da Gençliğin Demografik ve Sosyoekonomik Profili: 20 Yıllık Değişim” başlıklı raporu, İstanbul’da gençlerin son yirmi yılda ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan ciddi bir sıkışmışlık yaşadığını gözler önüne serdi. 18-30 yaş grubundaki gençlerin alım gücünün düştüğü, yaşam maliyetlerinin arttığı ve gelecek beklentilerinin belirsizleştiği raporda özellikle vurgulandı.
KYK burslarının alım gücündeki gerileme dikkat çekici: 2005’te bursla 5,67 gram altın alınabilirken bu miktar 2025’te yalnızca 0,88 grama düştü. Aynı şekilde, bursun asgari ücrete oranı da yüzde 31,4’ten yüzde 13,6’ya geriledi. Simit-çay örneği ise tabloyu daha somut kılıyor: 2005’te bursla 275 adet simit ve çay alınabilirken, bugün bu sayı sadece 43.
Katılımcıların yüzde 77,6’sı gençlerin geçmiş kuşaklara göre daha ağır şartlarda yaşadığını belirtirken, bu oran 18-35 yaş grubunda yüzde 80,6’ya çıkıyor. Gençler arasında üniversite öğrencisi, çalışan ya da “ev genci” ayrımı olmaksızın temel ihtiyaçların karşılanmasında zorlanıldığı vurgulanıyor.
Barınma krizinin gençleri kentin dışına ittiği, 20 yıl önce İstanbul’da barınmanın bir tercih meselesiyken artık bir kriz haline geldiği ifade ediliyor. Beslenme başlığı altında ise kaliteli protein kaynaklarının erişilmez hale gelmesiyle birlikte gençlerde sağlığa dair kaygıların arttığı belirtiliyor.
Raporda sosyal yaşama katılımın da önemli ölçüde kısıtlandığına değiniliyor. 2005’te bir öğrenci bursunun yüzde 11,4’üyle bir konser etkinliğine katılabilirken, 2025’te aynı deneyim bursun yüzde 46,5’ine mal oluyor.
YÜZDE 35'İ BAŞKA ÜLKE DÜŞÜNÜYOR
Bir diğer dikkat çekici veri ise yurt dışına göç etme eğilimindeki artış. 20 yıl önce gençlerin yüzde 35,1’i başka bir ülkeye taşınmayı düşünürken, bugün bu oran yüzde 50,4’e yükselmiş durumda. Bu da gençlerin Türkiye’deki mevcut koşullardan ne kadar umutsuz olduklarını gösteriyor.