Gazeteci Fatih Altaylı, CHP’yle ilgili bir yazısındaki yorumlar için kendisini aradığını belirten Kaftancıoğlu’yla konuşmasını aktardı.

CHP’de değişim isteyen üyelere yakın kişilerin örgütten atıldığı iddia edilmiş, Altaylı’da buna ilişkin “Erdoğan bile daha demokratik olabilir” diye yazmıştı.

BEYKOZ İLÇE BAŞKANI
28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP içerisinde ‘değişim’ tartışması ve kurultay süreci başlamıştı. Tartışmanın önemli aktörlerinden biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.

Kaftancıoğlu’nunsa geçen ay, Beykoz İlçe Başkanı Aydın Düzgün’ü görevden aldığına dair haberler basına yansımıştı. Düzgün, ‘değişim’ çağrısı yapıyordu. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Düzgün kararı hukuksuz bularak yok saydığını ve görevine devam edeceğini dile getirmişti.

CHP yönetimi ‘Kılıçdaroğlu karşıtlarını etkisiz hale getirmekle’ suçlanıyordu.

'İMAMOĞLU'NA YAKIN TEK İLÇE BAŞKANI O MU'
Bu suçlamayı reddeden Kaftancıoğlu, şunları kaydetti:

1,5 ay sonra il başkanlığını devrediyorum ve rahatlıyorum. Beş yıllık görev süremde üç ilçe başkanını görevden aldım.

İlkinde, bir genç kız iki kez bir ilçemize üyelik için başvuru yapmış. İkisinde de reddetmişler. Yapmamışlar. Beni aradı. Ben de “Git üçüncü defa başvur. Eğer yine almazlarsa orada çaycı, odacı, kimi bulursan şahit yap, tutanak tut” dedim. Yine üye yapmamışlar. Bunun üzerine ilçe başkanını aradım. Gerekçe sunamadı. Keyfi bir davranış içindeydi. Görevden aldım. Babamın oğlu olsa yine alırdım. Bu bir. İkincisi, Beyoğlu ilçe başkanı. Onu da ‘herkes alma’ derken görevden aldım. Nedeni biliniyor. Parti meselesini burada anlatmama gerek yok. 

Şimdi beni suçladıklarıysa Beykoz ilçe başkanının görevden alınması. Ben ilçe başkanı Aydın Düzgün’ü sözde muhalif olduğu için görevden almışım. Yalan. Aydın bey, cumhurbaşkanlığı sürecinde Muharrem İnce’nin bayraktarıydı. İmza kampanyası için canhıraş çalıştı. Alacak olsam o zaman alırdım. Almadım. Güldük, takıldık. Çok da iyi adamdır. Tanısanız çok seversiniz. Ben de çok severim. Ama daha sonra aldım görevden. Daha doğrusu almaya kalkıştım. Partiye yeni üye olan bir kişinin evine gidip adamı korkutmuşlar. “Üyeliğin usulsüz, istifa etmezsen başına iş açılır” demişler. Adam da korkup istifa etmiş ve başıma bir iş gelir mi diye sormak için bizi aramış. Duyunca çok öfkelendim.

Seçim çalışması için ev ziyareti yapmayan tembeller üye korkutmak için evlere gidiyorlar. Hemen görevden almaya kalkıştım. Onursal Adıgüzel devreye girip genel başkana gitmiş. Kemal bey beni aradı. “Alma” dedi. “Siz öyle diyorsanız almam” dedim. Almadım. Ama 1,5 ay önce kendisinin de bildiği, partide de çok kişinin bildiği bir nedenle kendisini görevden aldım. Görevden almamın Ekrem başkanla yakın olmasıyla alakası yok. Ayrıca yakın olsa ne yazar, olmasa ne yazar. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na yakın tek ilçe başkanı o mu da, onu alayım. Daha pek çok başkan var. Onları niye almamışım da, Aydın Düzgün’ü almışım?