İliç'teki siyanürlü maden faciasında 9 işçi iki gündür toprak altında. Madenci ailelerinin bekleyişi sürüyor.

Siyanürlü Çöpler Altın Madeni'nin havzasının en iyi görüntülendiği Sabırlı köyüne de girişler yasaklandı. Köylüler ancak jandarma eşliğinde köylerine girebiliyor. Sözcü TV'nin aktardığına göre altın madenini protesto eden köylüler de alana alınmıyor.

Madende 13 Şubat günü saat 14.28 sıralarında toprak kaymasının hemen öncesinde işçilerin çektiği ve topraktaki çatlakların göründüğü fotoğraflar ortaya çıktı.

FACİA ADIM ADIM GELDİ

Medyascope'un haberine göre fotoğraflarda bir makinanın da çatlaklara saplanarak yana doğru eğildiği görüldü. Bir işçi, sahadaki çatlakları raporlayan işçinin de göçük altında kaldığını söyledi.

Fotoğrafları çekerek üst birimlere ilettiğini belirten işçi, kopma olacağının bilinmesine rağmen personelin sahadan çekilmediğini söyledi. Madenciler, olay sırasında tüm alanın terk edilmesi için herhangi bir uyarının yapılmadığını, siren sesinin çalmadığını aktardı.

HEYELAN RİSKİ VAR, ÇATLAMALAR TESPİT EDİLDİ

Maden ocağında incelemelerde bulunan bilim insanları bulgularını basınla paylaştı.

İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, madende yaklaşık 800 metre uzunluğunda, 30 metre derinliğinde ve 50 metre genişliğinde alanın kaydığını söyledi.

Hem Sabırlı Deresi'ne hem de arka tarafta yer alan terk edilmiş maden sahasının içine doğru kaymanın yaşandığını belirten Kumral, "Yeni bir heyelan riski var mı?" soruları üzerine Kumral, heyelan riskinin sürdüğünü, kayan bölgenin hem arka kısmında hem önünde atık sahasının bulunduğunu söyledi.

Kumral şunları söyledi:

Bazı çatlamalar olduğunu gözlemledik. Bu riski de göz önüne alarak bu çalışmaların bir an önce bitmesi gerekiyor, bu risk var. Ondan dolayı da siyanür gibi konular biraz daha ikinci plana atılmış vaziyette ama heyelanı da göz önüne getirdiğimiz zaman AFAD çalışanlarını da düşünmemiz gerekiyor. Yani öyle bir kontrolde gitmesi gerekiyor ki bu işin... Bir işi yapalım derken başka kötü sonuca sebebiyet vermemek için son derece tedbirli davranılıyor.

SİYANÜR DÜŞÜK SEVİYEDE, ATIKTAN GELEN SU DEŞARJ EDİLECEK

Gerekli önlemlerin alındığı belirtilse de toprağa ve su kaynaklarına kimyasal madde sızıntısı ihtimali reddedilemiyor. Mustafa Kumral, şunları kaydetti:

Tabii ki burada bir siyanür olayı var ama çevreye ne kadar etki yapar bunun araştırmaları devam ediyor. Kendilerinin buldukları ilk verilere göre şu anda düşük seviyede devam ediyor ama DSİ, bu siyanürün ortamdan uzaklaştırılması veya akarsuya, yer altı suyuna ulaşmaması için gerekli tedbirleri kısa, orta ve uzun vadede almaya çalışıyor. Kısa vadede aldıkları tedbir, hemen o atığın alt tarafında set oluşturdular. Bu setin amacı hem kaymanın içinde bulunduğu sıvıların ortamdan uzaklaştırılması çünkü orada birikecek. Onu da sonra iç havuzlara geri pompalıyorlar. Orta vadede madenin etrafında oradaki suyu ortamdan uzaklaştıracak şekilde set kurmaya çalışıyor. Bu şekilde atıktan gelecek suların temiz şekilde başka taraftan deşarjı söz konusu olacak. Bu da bizim için son derece önemli.

YENİ NUMUNELER ALINDI 

Ekipler, arama çalışmalarının yanı sıra maden ocağı sahasından aldıkları toprak numunelerinden bazılarını, incelemek üzere burada bulunan Mobil Su ve Atıksu Analiz Laboratuvarı'na, bazılarını ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çevre Referans Laboratuvarı'na götürüyor.

Sahanın farklı noktalarından alınan yeni bazı toprak örnekleri, akşam saatlerinde numune kaplarına konularak Ankara'ya gönderildi.