Kübra Karabulut

Dayanışma, birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta, Petrol-İş Sendikası Eski Genel Sekreteri Ahmet Kabaca son 21 yıldır değil, daha uzun süredir ülkede yaşanan her olumsuzluğun işçi sınıfına fatura edildiğini söyledi. Kabaca, buna rağmen son 21 yılın işçinin alım gücünün düştüğüne dikkat çekti. “2002 yılında 1 asgari ücretle 7 tane çeyrek altın alınabilirken şu an 1 asgari ücretle 4 çeyrek altın alamıyor” ifadesiyle işçi sınıfının alım gücünde yüzde 50 bir düşüşün olduğuna dikkat çeken Kabaca, örgütlenme ve sendikalaşmada da benzer bir düşüş olduğuna dikkat çekti. Kabaca, işçi sınıfının haklarını arayabilmesi ve hak mücadelesi verebilmesinin demokrasinin egemen olduğu bir ortamda mümkün olabileceğini şu sözlerle ifade etti:

Örgütlülük düşmüş, sendikalaşma oranı düşmüştür. Biat kültürüyle bir işçi sınıfı oluşturulmuştur. İşçi sınıfı her anlamda çok kötüye gitmiştir. Parlamenter sisteme geçmek, demokratik bir ortam yaratmak tüm işçi sınıfı için de halkımız için de emek camiası için de oldukça önemli. 14 Mayıs’ı emekçiler bir dönüm noktası olarak görmektedir. Ülke bu ucube sistem denilen tek adam rejiminden, aslında bu sistem başkanlık sistemi falan değil. Bu sistem parti devleti sistemidir. Bu sistem, Türk cumhuriyetlerinin bazılarında vardır. Bu sistem aslında Esad’ın uyguladığı bir rejimdir, bu yönetim şekli Saddam’ın yönetim şeklidir. Sözde demokrasi ve seçim vardır ama iktidarda olan baskıcı lider çok yüksek oranlarda oy almaktadır. Türkiye halkı özellikle emekçi kesim bu baskıya bir direnç gösteriyor. Umarım bu sefer bu rejimden de bu kötü yönetimden de kurtulacağız. 13 gün sonra sandıkta olacağız. Emekçinin hakkının verileceği, emekçinin hakkını arayabileceği bir ortam umarım kurulur.

TÜRKİYE'DE SENDİKALAŞMA VE ÖRGÜTLENME ORANI ÇOK DÜŞÜK 
Türkiye’de sendikalaşma ve örgütlenme oranının yüzde 10 civarında olduğunu belirten Kabaca, bu oranın çok düşük olduğuna dikkat çekti. Kabaca bu ortamda sözleşme yapabilen, hakkını arayabilen örgütlü yapının ise yüzde 5’i geçmediğini söyledi. Örgütlü mücadeleyi sekteye uğratan öncelikli sorunun işçi ve emekçilerin bölünmesi olduğuna dikkat çeken Kabaca, “İşçinin emekçinin gücünü kullanamaması için ellerinden geleni yapmaktalar. Bence sendikal mücadele emekçi sınıfının birlik içinde olmasıyla verilebilir. Beyaz yaka, mavi yaka, memur, işçi ayrımı asla olmaması gerekir” dedi.
Şu an memur sınıfının da zaten sendikalaşma oranının yüksek gibi görünmesinin bir anlamı olmadığını söyleyen Kabaca, memurlar için sendikal bir yapıdan bahsetmenin mümkün olamayacağını ifade etti. Kabaca kamu çalışanlarının örgütlenmesine ilişkin şu açıklamayı yaptı:

Memur sınıfında sendikalaşma oranı belki yüksek gibi görünüyor olabilir ama sendikal yapıdan bahsedilemez. Herhangi bir hak arayabilecek ve hak mücadelesi verilecek ortam yok. Bu ortamda yardımlaşma derneği ile bir fark yok çünkü grev hakkı yok çünkü masada mücadele etme, sözleşme yapabilme hakları yok. Herhangi bir anlaşmazlıkta üretimden gelen gücünü kullanabilme gibi bir hakları da yok. Bunların ortadan kaldırılıp işçi, emekçi sınıfını tek çatı altında toplayıp, örgütlü çalışmayı teşvik edici kanunlar ve yaptırımlar uygulanması gerekir. Aksi takdirde bu durum hükümetin değişmesiyle düzelmez.”

'BİR İŞ YERİNDE ÖRGÜTLENME 4 5 YIL SÜRÜYOR' 
İşçi sınıfının örgütlenmesinin çok zor olduğunu dile getiren Kabaca, bir iş yerinde örgütlenebilmenin en az 4-5 yıl sürdüğünü söyledi. Kabaca “Bir iş yeri kurmuş olan işveren, kendi iradesiyle ne üreteceğini de iş kolunun ne olduğunu da beyan ediyor ve Çalışma Bakanlığı da bunu kabul ediyor. Ancak bu iş yerinde bir örgütlenme başladığı an aynı işveren bu sefer, bu iş kolunun yanlış olduğunu kendisinin bu iş koluna girmediğini söylüyor” dedi. Kabaca, işverenin örgütlenme başladığı an yaptığı itirazın yetkililer tarafından araştırılmadan kabul edilmesinin yanlış olduğunu savunurken, bu durumun örgütlenme açısından büyük bir soruna yol açtığına değindi. Bir yerde işveren müsaade etmediği zaman 4-5 yıl sürdüğünü vurgulayan Kabaca, bu eksikliklerin ve hataların düzeltilmesi gerektiğini belirtti.

'KAYIT DIŞILIĞIN ÖNLENMESİNİN TEK YOLU ÖRGÜTLÜ ÇALIŞMADIR' 
Kayıt dışılığın önlenmesinin en etkili ve tek yolunun örgütlü çalışma olduğunu belirten Kabaca, “Örgütlü çalışılan yerde asla kayıt dışılık olmaz. Bu iktidarların da düzenli bir şekilde vergisini almasına vesile olur. Bu sebeple iktidarların örgütlü çalışmayı desteklemesi gerekir. Doğru olan yöntem de budur” dedi.

Kabaca, sözlerini tüm emekçi ve işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı kutlayarak sonlandırdı.