Kamu bankası Ziraat Bankası, büyük sermaye gruplarına tanınan ayrıcalıklar ile üreticiye uygulanan sert tahsilat yöntemleri arasındaki çelişkiyle yeniden gündemde. Bankanın, Demirören Grubu’na kullandırdığı kredilerin önemli bir bölümünün yıllardır tahsil edilemediği Meclis’te kabul edilirken, çiftçinin borcunu bir gün geciktirmesi hâlinde haciz süreci işletildiği belirtiliyor.

Altını geride bıraktılar: Yılbaşından Bu Yana Yüzde 171,5 Değer Kazandı
Altını geride bıraktılar: Yılbaşından Bu Yana Yüzde 171,5 Değer Kazandı
İçeriği Görüntüle

Akaryakıt zamları ve zirai don nedeniyle maliyetleri artan, ürününü düşük fiyatla satmak zorunda kalan milyonlarca çiftçi borç baskısı altında ayakta kalmaya çalışırken; kamu bankasının büyük bir holding karşısında aynı refleksi göstermemesi tepkilere neden oluyor.

Bir Gün Gecikmede Haciz

Sözcü’de yer alan habere göre Ziraat Bankası, Doğan Grubu’nun satın alınması sürecinde Demirören Grubu’na kullandırılan kredinin tamamını tahsil edemedi. Buna karşılık çiftçilerin kredi taksitlerinde bir günlük gecikmede dahibankanın yasal haklarını devreye soktuğu, ödeme güçlüğü yaşayan üreticinin traktör ve arazilerine haciz işlemi başlatıldığı aktarılıyor.

110 Milyon Dolar Borç Hâlâ Tahsil Edilmedi

Ziraat Bankası Genel Müdürü Alparslan Çakar, TBMM’de yaptığı sunumda, Yıldırım Demirören’in başkanlığını yaptığı Demirören Grubu’nun yedi yılda 1 milyar doları aşan borcunun 890 milyon dolarının tahsil edildiğini açıkladı. Çakar’ın ifadesiyle 110 milyon dolardan fazla borç ise hâlâ ödenmiş değil.

Muhalefetten Sert Tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Sayıştay raporlarına dikkat çekerek Demirören Grubu’nun mali durumunun riskli olduğunun altını çizmişti. Raporda, grubun “gelir yaratma kapasitesinin düşük olduğu, öz kaynaklarının tükendiği ve yüksek mali borçlanma içinde bulunduğu” belirtilirken, “yasal takip dahil her türlü önlemin hızla alınması gerektiği” vurgulanmıştı. Bulut, bu tabloya rağmen “görünmez bir elin Demirören’in kredisine kalkan olduğunu” ifade etmişti.

Uzmanlar, kamu bankalarının tahsilat politikalarında eşitlik ve şeffaflık ilkesinin zedelenmesinin hem kamu zararını büyüttüğünü hem de üreticinin finansmana erişimini daha da zorlaştırdığını belirtiyor.