“26 Ağustos Anadolu Zaferi (Büyük Taarruz) öyle muazzam bir vakadır ki…Dünyada hiçbir millete, tarihinin hiçbir devresinde bu kadar şanlı, bu kadar muazzam, bu kadar ferahlık veren bir zafer olmamıştır.” ( Tevhid-i Efkar 10 Eylül 1922 )

28 Temmuz Cuma günü Akşehir’de bir maç. 2-2 sonuçlanan bu maç bir bahane aslında. Batı cephesi komutanlarının bir araya gelmesi gerekiyor. İşgal güçlerine karşı bir kamuflaj. Maç sonrası sabaha kadar sürecek olan bu toplantıda taarruz planı konuşulur. Kolordu komutanları ilk kez öğrendikleri plan karşısında başta tereddüt ederler çünkü Yunan ordusunun en büyük gücü Afyon civarında ve güneyindeki Trikopis’in emrindeki birliklerdir. “ Burayı düşürürsek bütün cephe düşer” diyerek anlatır planını Mustafa Kemal. Fakat çılgın bir plandır bu çünkü orduyu oraya toplamak demek Anadolu’yu boş bırakmak demektir. Bunu kabul etmez Mustafa Kemal. Ordu yorgun, cephane az, asker az her yönden yunandan gerideyiz derler; “hayır” der Mustafa Kemal, “Yunan ordusu yorgun, evine dönmek ister. Fakat Türk ordusu evini geri almak ister” ve ekler “ bütün sorumluluk bana ait. Türk milletine karşı ben sorumluyum”. Çılgın bir fikirdir ama komutanların Mustafa Kemal’e olan güvenleri tamdır. Ordu gündüzleri köylerde konaklayacak, geceleri yürüyecek; Yunan tarafından kuzeyden beklenen Türk ordusu güneyden girecek Afyon’a.

24 Ağustosta Afyon Orduevi’nde verilen bir baloda öğrendi Yunan subaylar Mustafa Kemal’in çay partisi verdiğini. Ortada bir çay partisi yoktu fakat Ankara’da yayılan bu söylenti fazladan gün kazandırmıştı Mustafa Kemal’e.

Bu mu korkmamız gereken Mustafa Kemal, bu mu o Türk ordusu diye dalga geçiyorlardı. Çünkü Mustafa Kemal’de Türk ordusu da maçlarda, çay partilerindeydi. Yani artık Yunan için, toprağını savunanlar yerine eğlenen bir başkomutan ve millet vardı.

26 Temmuz 1922 gecesi saat 03:30’da Başkomutan, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve karargah kademeleri atlarına bindiler. En önde fenerle yol gösteren iki süvari, arkalarında Mustafa Kemal Paşa gidiyordu. Ankara’da sanılan Mustafa Kemal Paşa ordusunun başında, en öndeydi. Ağır ağır Kocatepe’yi çıktılar.

Kocatepe’deki Gözetleme yerine vardıklarında şafak sökmek üzereydi. Başkomutan başıyla İsmet Paşa’ya işaretini verdi. Önce bir tek top sesi duyuldu ardından bütün toplara düzenleme ateşi verildi. Saat 05:30’u gösteriyordu. Bu ateş 20 dakika kadar sürdü daha sonra siperler ve gözetleme yerleri hedefteydi. 06:45’te 5. Tümen Kalecik Sivrisi’ni ele geçirdi. 10 dakika sonra 15. Tümen’in 38. Alayı Tınaz Tepe’yi aldı. 09:00’da 23. Tümen Belen Tepe’yi ele geçirdi. Telgraf ve demiryolu hatları tahrip edildi; Yunan Kolordularının İzmir’le haberleşmeleri ve ulaşımları kesildi, saat 14:00’tü.

27 Ağustos’ta Türk orduları işgal kuvvetlerinin peşinden Sincanlı ve Afyon Ovası’na ilerledi. Hacianseti’nin yaveri Yüzbaşı Kazanidis gazetecilerin taarruza geçen Mustafa Kemal komutanlığındaki Türk ordusu sorusuna ; “birkaç gün sonra sizi esir Mustafa Kemal ile tanıştırabilirim cevabını verdiğinde saat 13.00’tü. Yunan ordusu geri çekildi. Saat 17:30’da 8. Tümenden bir alay Afyon’a girdi. Aynı gün 57. Tümen Komutanı Albay Reşat Mustafa Kemal’e söz verdiği saatte Çiğiltepe’yi alamadığı için intihar etti. 27 Ağustos gecesi çok az çatışma oldu.

28 ve 29 Ağustos tarihlerinde dağılmış olan Yunan ordusu Uşak yönüne kaçmaya başladı. Yunan ordusu güneyden 1. Ordu, kuzeyden 2. Ordu tarafından Dumlupınar’da sıkıştırıldı.

Başkomutan Mustafa Kemal, 30 Ağustos’ta Zafertepe’den bizzat yönettiği savaşta çok önemli yerleri geri almıştı.

Atatürk 1 Eylül 1922’de ordularına “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini verdi.

2 Eylül 1922’de Eskişehir kurtarıldı ve Yunan ordusu komutanı Trikopis esir düştü.

Türk Ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e geldi.

6 Ekim 1922’de İstanbul tek kurşun atılmadan yine Türklerindi.

Vatan düşman işgalinden kurtulmuştu.

1071 yılından beri Türklere ait olan topraklar 1918-1922 yılları arasında benzeri görülmemiş bir işgale şahitlik ettiler. Türkleri Anadolu’dan çıkarmayı planlayan işgal kuvvetlerinin planını Mustafa Kemal Atatürk bozmuştu. Üstün askeri zekası sayesinde planladığı savaş beklediği gibi sonuçlandı. Anadolu, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve vatansever Türkler sayesinde yine Türklerindi.

Kutlu olsun ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve aziz Türk milleti sayesinde kazanılan topraklarda 30 Ağustos Zafer Bayramı…Zaferimizin bayramı…