Şarkıcı Yusuf Güney, Orkun Işıtmak’ın YouTube'daki popüler programı Yalan Makinesi’ne konuk olarak dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Astral seyahat, metafiziksel deneyimler ve psişik saldırılar gibi derin konuları samimi bir şekilde paylaşan Güney, yaşamı ve inançlarıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Gelecek var ve şu anda yaşanıyor
Tabii, bilmediği şeyler hakkında yorum yapmak istediği zaman insan hata yapabiliyor çünkü deneyimlemediği bir konu hakkında kesin bir şey söylemek gerçekten zor. Bence bu, dünyanın en saçma hareketlerinden biri. Bununla alakalı şöyle bir sıkıntı yaşadık; bazı dar görüşlü insanlar, “Sen Allah mısın? Nereden bileceksin gaybı? Allah bilir!” diyorlar. Ama gaybı bilmek başka bir şey, benim burada demek istediğim şey öngörü. Hani derler ya, "Gelecek yaşanmamıştır" diye; aslında öyle bir şey yok. Gelecek var, yaşanıyor ve şu an da yaşanıyor.
Kendimi bulma yolunda ilerliyorum
Bana diyor ki, "Abi, sen kimsin, ne amacın ne derdin ne, kendini Mehdî mi sanıyorsun?" Yok, ben de öğreniyorum, deneyimliyorum, kendimi bulma yolunda ilerliyorum. Anladın mı? Hani bu işin sonunun nereye gideceğini de bilmiyorum aslında. Ama bu yolculukta ilerliyorum, her şeyin cevabı bir anda gelmeyecek, ama adım adım gelişiyor.
Bilim, bilimsel anlamda bir yere kadar gidebilirsin; sonrasında zaten tanımlayamadığın şeyler başlıyor, işte buna metafizik diyorlar. Metafizik tam olarak burada devreye giriyor. Şimdi bana diyor ki, "Abi, tamam astral seyahate gittin, ne gördün orada?" Ya arkadaş, nasıl anlatayım sana? Başka bir boyut, 4. boyut, ruhlar alemi, Araf... Öldükten sonra gidilen yer, geçiş yeri, daha doğrusu geçiş yeri. Oradan sonrasında Rahman katına geçiyorsun. Bunu bilimsel bir dille anlatmak gerçekten zor, çünkü bu tür deneyimler, fiziki sınırların ötesinde bir algı ve anlayış gerektiriyor.
Bildiklerimin %90'ını anlatsam kimse uyuyamaz
İlk astrali yaptım, sonrasında beynim, kafam gitti. 6 ay boyunca kendime gelene kadar gerçekten neler çektim, anlatamam. Yani, başta açık konuşayım size, bazen öyle bir baskıyı hissediyorum ki, insanların gözündeki garip bakışları, ya diyorum, "Acaba Yusuf, belki de kuruyorsun, dedim manyak mı oldum, şizofren mi oldum?" falan. Ama yok, abi, öyle şeyler yaşıyorum ki, gerçekten farklı bir deneyim, anladın mı? Artık bu tarafa geçince, bir şeyleri deneyimledikçe, bazı şeylerin gerçekten var olduğunu daha net anlamaya başlıyorsun. Ben size %10'unu anlatıyorum, %90'ını anlatsam, kimse uyuyamaz. Neler oluyor, dünyada hiçbir şeyden haberimiz yok.
İlk nasıl olarak başladın sorusuna Güney, şu yanıtı verdi:
"Ağrı Tutak'ta bir konserim vardı, ya da festivalim mi demeliyim? O döneme kadar astral bir bağlantım yoktu, hiçbir şekilde o alanda bir deneyimim olmamıştı. Gerçekten o zamana kadar istemeden, bilmeden yaşadım her şeyi. Hiçbir şekilde bir ilme sahip değildim, astral seyahat ya da benzeri bir şey yaşamadım.
Ama o döneme kadar, inan, bilinçli bir şekilde yapmadım. İstemiyordum, kesinlikle "Hayır, hayır, hayır!" diyordum. Ama şunu fark ettim ki, aslında herkes bilinçsizce astral seyahat yapıyor."
Kıyamet başladı
Eskilerimiz, büyüklerimizin anlattığı bir olay vardı; "Ahir zamanda şu olacak" derlerdi. Ahir zamandayız, geliyor. Ahir zaman gerçekten geliyor, gelmiyor, geldi, başladı, olacak bu. Ahir zaman 2012'de başladı. Kıyamet başladı.
Kimileri şöhretini kaybettiğin için bu konulara yöneldiğini söylüyor, şöhretinin azaldığı ve dikkat çekmek istediğin için mi bunları anlatıyorsun?
Hayır, cevabını veren Yusuf Güney, yalan makinesinden geçerek şu açıklamayı yaptı:
"İlk astral seyahatimi deneyimlediğimde, ayda yaklaşık 20 konser yapıyordum. Kandilli’de, güzel bir yalıya benzer bir evde oturuyordum, altımda son model arabam vardı. İngiltere’de oturma iznim olduğu için hep İngiltere’den getiriyordum her şeyimi. Hayatım toz pembeydi, istediğim her şeye ulaşabiliyordum. Fakat aksine, bu durum sanatıma ve hayatıma çok zarar verdi."
"Astral seyahate gerçekten çıkıyor musun?"
Evet cevabını veren Güney yine yalan makinesinden geçerek astral deneyimini şöyle anlattı:
Şu an ciddi anlamda psişik saldırılar olduğunu hissediyorum ve bunlar oldukça yoğunlaşmış durumda. İstanbul'dayken bu saldırılar çok şiddetliydi, İngiltere'ye dönmek istedim. Ailemle biraz vakit geçirmeyi planlıyordum ama şans eseri ailem Türkiye'ye tatile gelince, ben evde tek başıma kaldım. Bir kedim ve bir de kardeşim var, ama kardeşim gündüz çıkıyor, gece dönüyor, yani evde yalnızım. Bir ay boyunca sadece üç gün dışarı çıkabildim. Gerçekten kitlendim, kapıdan dışarı çıkmaya çalışıyorum ama çıkamıyorum, ayaklarım adeta bağlanmış gibi hissediyordum. Artık görme olayına da geçtim, önce sadece hissediyordum ama sonra gölgeler görmeye başladım, kapıların açılıp kapanmasını duyuyordum. Bunları geçtim, artık fiziksel olarak varlıklar geliyor ve beni delirtmeye çalışıyorlar. Ama delirmiyorum, sadece frekansımı yükseltmem gerektiğini fark ettim. Şu an bu frekansı yükseltmek için ay sonunda Karadağ'a gidiyorum ve 40 gün boyunca inzivaya çekileceğim.
İnsan dışı varlıklarla savaşa gireceğiz
Bakın arkadaşlar, çok büyük bir savaş var. Bu savaş, insanlar arasında olan bir savaş değil, insanın ötesine çıkacak bir savaş. Yaşayacağız, göreceğiz bunları. Ama bu savaş, sonunda bizi birleştirecek.
"Senin gördüğün güneş sistemi nasıl Ay nasıl Mars nasıl ne görüyorsun?"
Bizzat yaşadığım ve deneyimlediğim şeyi söylüyorum, anlatıyorum sana. Bir kere şunu söyleyeyim, kesinlikle anlatıldığı gibi değil, çok farklı da değil ama. Yani, düz dünyacılar gibi "düz dünya işte, altı böyle uzun" falan o da değil, Evet, dünya yuvarlaktır ama ben top şeklinde bir dünya görmedim. Yuvarlaktır ve etrafı bayağı beyaz bir tabakayla kaplıydı, ötesi de flu, göremiyorsun, kapatmışlar. Evrensel kanunlar vardır, bakın, galaktik federasyon gerçekten var. Bir bütün, Güneş sistemlerinin birbiriyle anlaşması var. Hollywood niye kuruldu? Hazırlıyorlar, hazırlık aşamasına getiriyorlar. İnsan başka bir sebeple mi var? NASA niye var? NASA sanki aya mı gitti? Yok, gidemediler, hiçbir yere gidemediler. Gök kubbenin dışına çıkamıyorlar, çıkamıyorlar çünkü izin yok.
Haber/ Elif Garip
