Ercan Çankaya

Bugün, “Ankara Çankaya'da, yakınındaki inşaat çalışmaları nedeniyle temelinde kayma olan ve istinat duvarı yıkılan 8 katlı bir apartmanla birlikte toplam 21 bina”nın boşaltılmasıyla ilgili bir haber geçmiştik.

Temelinde çökme meydana gelen binanın Çankaya Belediyesi ekiplerince yıkıldığını duyurduğumuz haberde, sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen yıkımı izlemeye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Alper Taşdelen’in de geldiğini belirtmiştik.

‘RANT HIRSIYLA BİR FACİA YAŞANMIŞTIR’
Bahsi geçen binanın temeli göçünce Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan da olay yerinde incelemelerde bulundu. “Meslek odaları olarak defalarca kez uyardığımız, ağaçlandırılması gereken alanların, vadilerin yıllar içerisinde yapılaşmaya açılması, denetimsiz inşa faaliyetleri ve rant hırsıyla meslek etiğinin ihmali sonucu faciaya ramak kalan bir süreç yaşanmıştır” dedi.

‘KENDİ ARSAM İSTEDİĞİM GİBİ KAZI YAPARIM’
Yaşanan durumun yıllara yayılan yanlış kentleşme ve planlama sürecinin bir sonucu olduğunu belirten Candan, “Yapı denetim kuruluşu tarafından inşa çalışmalarına başlanır diye yer teslimi yapılmadan müteahhit firmanın işe başlaması mevzuata aykırıdır. Böylesine riskli bir alanda özel yapı ve çevre güvenliği önlemlerinin alınarak, yıkım hafriyat ya da yapım işlerinin yapılması ve inşa faaliyetleri başlamadan günler öncesinden çevre halkının uyarılması gerekir. Yapılan görüşmelerde böyle bir uyarının yapılmadığı tespit edilmiştir. Semt sakinlerinin asfaltta açılma olmasından kaynaklı müteahhitle görüştüklerini ancak müteahhidin ‘Kendi arsam istediğim gibi kazı yaparım’ dediği ifade edilmiştir. Risk altındaki binalar boşaltılmış, kayan yapının yıkım süreci başlatılmıştır. Alanın kentsel dönüşüm alanı ya da riskli alan ilan edilmesinin gündemde olduğu dile getirilmiştir’’ diye konuştu.

‘AĞAÇLANDIRILMASI GEREKEN ALANA İNŞAAT’
Tezcan Karakuş Candan, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

Meslek odaları olarak defalarca kez uyardığımız, ağaçlandırılması gereken alanların, vadilerin yıllar içerisinde yapılaşmaya açılması, denetimsiz inşa faaliyetleri ve rant hırsı ile meslek etiğinin ihmali sonucu faciaya ramak kalan bir süreç yaşanmıştır. Can kaybının olmaması sevindiricidir. Süreci yakından takip ediyoruz, sorumluların cezalandırılmasını, ailelerin nitelikli mimarlık, sağlıklı kentsel planlama sağlanarak barınma ihtiyaçlarının karşılanmasını bekliyoruz.

'11 BİNA BOŞALTILIP KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULANACAK'
Bölgede inceleme yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise riskli görülen 21 binada yaşayan 900 kişinin misafirhanelere yerleştirdiğini belirterek, “Yapılan kontrolsüz kazı sebebiyle Açelya Apartmanı ve etrafındaki apartmanlar şu an için risk altında. Kontrollü bir şekilde belediyemizle birlikte yıkım sürecini yürütüyoruz. Yıkım sürecinin bitmesini müteakip de etraftaki 11 binayı da riskli görüyoruz. 11 binayı da dâhil ederek toplamda 14 parselin olduğu 155 bağımsız bölümün risk altında olduğunu arkadaşlarımız tespit ettiler. Bu çerçevede kentsel dönüşüm projesi gerçekleştireceğiz. Oluşturacağımız kriz masasında vatandaşlarımıza taşınma, kira, eşya yardımı yapılacak” dedi.

Bakan Kurum, “Burada kontrolsüz kazı sebebiyle ihmali olanlarla ilgili de her türlü cezai süreç yürütülecektir. Burada bir inşaat yaparken diğer vatandaşların can güvenliklerini risk altına atmadan çalışmak gerekiyor. Bu konuda vatandaşlarımız gerekli uyarıları yapmışlar. Sonuçta bir inşaat kazısı esnasında tedbir almak zorundasınız. İnşaat yaparken diğer binalara zarar veremezsiniz. İhmal varsa da gereği hukuk nezdinde yapılacaktır” açıklaması yaptı.

‘MÜTEAHHİT TELEFONLARIMIZA CEVAP VERMEDİ’
Çökme tehlikesi bulunan 8 katlı binanın teras katında oturan Turan Evli, inşaat çalışmasını yapan iş makinesinin operatörüne, bugün saat 12.00'de binasının temeline zarar verdiği yönünde uyarılarda bulunduğunu söyledi. Evli, operatörün, uyarılarını dikkate almadığını iddia ederek, şöyle konuştu:

Eski binanın perde betonu vardı orayı da yıktılar. Çalışma sırasında benim binam gümbür gümbür sallanıyor. Operatör, 'belediyenin verdiği ruhsat var gerekçesiyle bana karışamazsın' dedi. Ben de Çankaya Belediyesine gittim şikâyette bulundum. Belediye ekipleri gelip kontrol ettiler, 'inşaat çalışmasına devam edilebilir' dendi. Ben cahil insan olarak dedim ki kepçe vurdukça benim binam ayrılıyor. Benim binamın ön cephesi yoldan 35 santimetre ayrıldı. Müteahhit saat 17.00'ye kadar kepçeyi çalıştırdı. En sonda bizim oradaki duvar uçtu. Şu an biz mağdur olduk. Binamızı komple boşalttık.

‘BİNADA 40 KİŞİ YAŞIYORDU’
Binasında 11 dairenin bulunduğunu, 40 kişinin yaşadığını aktaran Evli, eşini ve çocuklarını tahliye sonrasında kayınvalidesine gönderdiğini ifade etti. Yetkililerin binasını yıkacağı yönünde bilgi verdiğini anlatan Evli, şöyle devam etti:

"Müteahhidi arıyoruz, Kırıkkale'de yeğeni vefat etmiş diye telefonlara cevap vermiyor. Şu anda binamızın yıkılmasını bekliyoruz. Ben 4 yıldır burada oturuyorum. İnşaat 2 gündür yapılıyor. Bu üçüncü kepçe operatörüdür. Duyduğumuza göre bundan önce iki kepçe operatörü gelmiş, burası riskli diye çalışmayız diyerek bırakıp gitmişler. Yetkililere çağrım benim binamın çözümü neyse bir an önce yapılsın. Benim bu zararımı kim karşılayacak? Benim dairem 800 bin liralık dairedir. İçinde 200 bin liralık eşyam var. Yan binanın köşesi de koptu geldi, halen de oynuyor"

‘SORUN KEPÇE DEĞİL’
Evi zarar gören yurttaş olayın acısıyla olayın sorumlusu olarak kendisine verilen işi yapan kepçe operatörünü gösterse de konu basit bir kepçe kazası olmanın çok ötesinde. Konuyla ilgili görüş aldığım Ankaralı Akademisyen İhsan Seddar Kaynar şöyle konuştu:

Buradaki asıl sorun, üst sokak erkenden evleri yıkıp yüksek katlıları döşemiş, alt sokaktakiler evi yıkıp çok katlı yapmakta geç kalmış. O üst sokaktakiler o yeni evleri yükseltmese bunların hiçbiri olmaz.

Mimarlar Odası Şube Başkanı ‘defalarca kez uyardığımız’ dediği açıklamasında kimi uyardıklarını dile getirmedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum suçu yüklenici firmaya attı. Çankaya Belediyesi’yse “İleri Mahallesi Altay Sokak’ta kayma riski taşıyan binanın yıkım işlemi kontrollü bir şekilde devam ediyor” açıklamasını yaptı. Mağdur vatandaşa göreyse sorumlu kepçe operatörü…

PROJEYİ, KİM RUHSAT VE DENETİMDEN GEÇİRDİ?
Toplumsal olarak soruyoruz. Anıtkabir koruma kanununa aykırı olarak Anıtkabir çevresinde 4 kat sınırına aykırı bir şekilde 10 kat bina yapılabilir kararı alan Çankaya Belediyesi’nin olayda hiç mi suçu yok? Her kötü olayın arkasında “CHP zihniyeti” arayan AKP iktidarının Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bu olayda neden CHP’li Çankaya Belediyesi’ne yönelik tek bir olumsuz ifade kullanmıyor ve belediyeyle birlikte yıkım çalışmalarını kontrollü bir şekilde sürdüklerini dile getiriyor?

Yüklenici firma tabii ki olayın ilk sorumlusu… Fakat projeyi ruhsat ve denetimden geçirenler “yıkımı kontrollü bir şekilde” yürütmeden evvel, projeyi yapım aşamasında kontrol edemez miydi? Çankaya Belediyesi’nin en az bir memuru, yani projeyi denetleyen memuru bu işten sorumlu değil midir?

Zarar gören bina tamamen yıkılsa, daha da kötüsü 11 binanın önemli bir kısmı çökse bu “kepçe kazası” onlarca insanın hayatına mal olabilirdi.

Hem Çevre ve Şehircilik Bakanı hem Büyükşehir ve Çankaya Belediyeleri olayın farklı bir yönüyle, bölgede kentsel dönüşümle 10 katlı binalar yaparak “rant yaratmak”la meşgul. Fakat yaratılan rant, kentin siluetini altüst edeceği gibi Anıtkabir Koruma Kanunu’na da açıkça aykırı.