İzmir'in Bergama ilçesinde bulunan Okçular Mahallesi'nde OMSAN Mermer Sanayi Ticaret A.Ş. tarafından yapılmak istenen granit ocağı projesi için şirket tarafından ÇED süreci başlatıldı, ancak bölge halkının tepkileri sonucu halkın katılımı toplantısı yapılamadı. Daha sonra projeyi revize eden şirket, proje alanını 57 hektar alandan 39,847 hektar alana düşürdü. Duvar'dan Cihan Başakçıoğlu'nun haberine göre projeye ilişkin nihai kararı ise 15 Mayıs tarihinde toplanacak olan İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) verecek.

TARIM ALANLARI İÇERİSİNDE YER ALIYOR
Perperene Antik Kenti'ne bir kilometre mesafede olan proje, 6 milyon 791 bin TL’ye mal olacak. Yılda 51 bin 840 ton granit elde edilmesi planlanan proje alanı, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı'na göre tarım alanları içerisinde yer alıyor. 4 bine yakın ağacın kesilmesi planlanan proje alanı aynı zamanda Madra Barajı Uzun Mesafeli Koruma Alanı içerisinde. Bu durum ÇED dosyasında, "ÇED Alanı yaklaşık 963 metre mesafesinde ve kuzey yönünde, yaklaşık 1,09 kilometre mesafesinde ve güney yönünde, yaklaşık 6,24 kilometre mesafesinde ve doğu yönünde Madra Çayı'nın kolları yer almaktadır" diye belirtildi.

KONUTA 145 METRE MESAFEDE DİNAMİTLİ PATLATMA
Dinamitli patlatma faaliyeti de yapılacağı belirtilen projede, proje sahasına en yakın konut ise 145 metre mesafede Okçular Mahallesi'nde yer alıyor. Üstelik ayda 2 defa patlatma işlemi gerçekleştirilerek aynı anda 20 dinamit patlatılacak proje, Türkiye Deprem Bölgeleri haritasına göre 1'inci Derece Deprem Bölgesi'nde.

CHP'Lİ BEKO SORU ÖNERGESİ VERDİ
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, konu ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na soru önergesi verdi. Patlamalı granit ocağının çevre için adeta bir bombadan farksız olduğunu vurgulayan Beko, "Bölge halkının karşı çıktığı patlatmalı granit ocağı projesi ile Perperene Antik Kenti’ne bir kilometre uzaklıkta çoğunluğu fıstık çamı olan 4 bin ağacın kesileceği, bölgenin zarar göreceği ve patlatma kaynaklı titreşimlerin ise birinci derece arkeolojik sit alanını tahrip edeceği vurgulanmaktadır. Bergama’nın akciğerleri olan ormanların altın ve taş ocakları madenleriyle yok edilmesi sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Bu ranta dur demek zorundasınız" dedi.

'OKÇULAR ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLEREK TALAN EDİLMEK İSTENİYOR'
Okçular Mahallesi'nde yaşayan Meral Yıldırım, yaklaşık 40 yıldır bölgedeki taş ocağı projelerine karşı direnen isimlerden yalnızca biri. Söz konusu projenin bölgeye vereceği zararları anlatan Yıldırım, Okçular Köyü ve doğasının şirketlere peşkeş çekilerek talan edilmek istendiğini söyledi.

Şirketlerin bölge halkını, iş ve istihdam vaadiyle kandırmaya çalıştığını belirten Yıldırım, tarım arazileri ve doğanın yok oluşunun geri dönüşü olmadığını vurguladı. Projenin sonuna kadar karşısında olduğunu söyleyen Yıldırım, bölge halkının da bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yıldırım, "Para kaynağı olarak görüyorlar ancak bu işin geri dönüşü yok. Doğanın ve tarım alanlarımızın katledilmesi söz konusu. Bir bağ da tarım alanıdır. Bu proje yapılırsa bütün bağlar gider. Burada bir şey kalmaz. Burada yaşamımıza ve doğamıza sahip çıkıyoruz" dedi.

'NORMAL BİR ÜLKEDE OLSA PROJE GERİ ÇEKİLİRDİ AMA...'
Bergama Çevre Platformu'ndan Erol Engel, halkı bilgilendirme toplantısının yapıldığı dönemde yaşananları hatırlatarak, firma yetkilileri köye geldiğinde köylülerin projeye karşı çıkışını anlattı. Bölge halkının toplantıyı yaptırmadığını ve gerekli tutanakların tutulduğunu belirten Engel, "Projeyi istemediğimize dair beyanda bulunduk. Köy halkının bu projeyi istemediği tutanak altına da alındı. Ortak irademizi ortaya koyduk. Normal bir ülkede olsaydı Çevre Bakanlığı bu tutanağa baktığında yöre insanının bu projeyi istemediğine kanaat getirir ve projeyi geri çekerdi. Ama Çevre Bakanlığı buna rağmen bu süreci devam ettirdi ve şimdi nihai kararını vermek üzere İDK toplantısı yapılacak" diye konuştu.

'BU ÜLKENİN ORMANLARI, TARIM ALANLARI SİYASİ İKTİDARLARIN PARA DEPOSU MU?'
Yörenin yıllardır taş ocağı ile mücadele ettiğini söyleyen Engel, ardı arkası kesilmeyen projelere de tepki gösterdi. Engel, "Burada yöre insanının daha ne yapması gerekiyor? Bu insanlar kendilerini mi yaksınlar parçalasınlar mı? Bu köyde zaten 7 tane taş ocağı var. Bunların yaratmış olduğu bir kümülatif etki var. Köylerde insanlar uyku uyuyamıyor. Biri patlatıyor, o bitmeden diğeri başlıyor. Hava saçılan partiküller etrafa yayılıyor. İnsanlar nefes alamayacak hale gelmiş durumdalar. Bu kadar kendi yurttaşına, köylüsüne zulmeden bir anlayış olur mu? Bu ülkenin ormanları, tarım alanları siyasi iktidarların para deposu mu?" dedi.

'İNSANLAR ZATEN ÇARESİZ'
Projeye onay çıktığı takdirde gerekli hukuki girişimlerde bulunmaya hazır olduklarını da belirten Engel, son olarak şunları söyledi:

Yetkilileri yöre insanının, bizlerin sesine kulak vermeye davet ediyorum. Yöre insanının tarımına katkı sunamıyorsunuz bari yaşam alanlarına dokunmayın. İnsanlar zaten çaresiz. Bunun üzerine bir de yaşam alanlarını yok ederek, bir avuç sermaye için milyonları açlığa mahkûm ediyorlar. Bunu insanımız da doğa da affetmeyecek. Bir an önce yanlış adımdan geri dönülmelidir. Sermayenin sesi değil, yöre halkının vicdanının sesine kulak vermelerini istiyoruz.