Artık biraz mürekkep yalamış herkes iyi biliyor ki AKP Lideri Erdoğan’ın “Yeni Türkiye!” projesi, laik ve çağdaş cumhuriyet rejimini ortadan kaldırma projesidir.

Peki bu proje için hangi araçları kullanıyor bu ekip?

Bunlar çok yazıldı çizildi.

Gel gör ki bu yıkıcı gerçeği daha derinden anlatacak sanat eserleri ortaya konulamadı.

İşte, “KİRLENME” isimli bu roman, Türkiye’nin kadınlar üstünden nasıl dönüştürüldüğünü ortaya koyan çarpıcı bir kurguyla karşımızda…

İstanbul’dan Van’a, Van’dan Ahlat’ın ünlü mezarlıklarına uzanan olaylar kurgusunun içine Çaldıran giriyor, Tokat’ın kuş uçmaz kervan geçmez bir şaman köyü giriyor, Mekke-Medine giriyor, hatta ABD giriyor…

Ama ana kurgunun her yerinde karşımıza Türklerin Gök Tanrısı çıkıyor; şarkılar çıkıyor ve hatta yeri göğü oynatan Neşat Ertaş çıkıyor. Bütün bunlar iktidara eklemlenmek sevdasındaki bir müteahhit ile güzel karısının çevresinde gelişiyor. Sonuçta bugünkü Türkiye’nin derin panoraması beliriyor.

ROMAN OYUNCAK DEĞİLDİR
Değerli okurlarım!

Son yıllarda önüne gelen roman yazmaya başladı.

Roman, anlatı sanatının en derin türüdür. Roman, kuru bir olay anlatımı değildir. Romanda bir ana olayın etrafında ikincil üçüncül olaylar canlandırılarak temel bir gerçek gösterilmek istenir. Bunu siz basit olay anlatımı ile yaparsanız, o roman olmaz daha çok senaryo olur. Romanı roman yapan onun dilidir. Her roman yazıldığı dilin en gelişmiş, en canlı, en kıvrak cümleleri ile örülmek zorundadır. Kirlenme işte öyle bir Türkçe ile can bulmuştur.

Roman, zor bir tür olduğundan ancak öykü yazarlığında belli bir aşamayı geçtikten sonra el atılabilecek alandır. Ben, yazarlığa 1968’de öykü ile başladım. 1970’lerin başında artık Türkiye’nin en büyük sanat dergilerinde öykülerim yayımlanıyordu. Türk Dili Dergisi bunların başta gelenidir. Yine Güney, Yelken, Öykü, Varlık, Yansıma vb… dergilerinde öykülerim yayımlandı. 1979 yılında Türk edebiyatının en akıcı çağdaş destanı olan ve Kızıldere olayını anlatan Sonsuz Yarım Gün’ü yayımladım.

Daha sonra Bilgi Yayınevi’nden iki tarihi romanım çıktı: “Esirciler Hanı”, “Sultanlar ve Cellatlar

Sözün kısası, son romanım Kirlenme, bir amatörün ilk denemesi değil tam yarım yüzyıllık bir mayalanmanın ürünüdür.

Kirlenme, aynı zamanda bir meydan okuma romanıdır ve Arapçılığa karşı Türkçülüğün açık bir manifestosu niteliği de taşımaktadır. Bunu da insanlığın ortak değerleri çerçevesinde sunmaktadır.

Kâfir devlet/Malı ganimet” diyen zihniyetin derinlerinde nelerin yattığını, Türk kadınının türban üstünden nasıl siyasal sömürü aracına çevrildiğini hiç kimse bu kadar parlak biçimde anlatamadı; üzüntüm odur ki anlatamayacaktır da…

Toplumsal Yayıncılık’tan çıkan bu eseri, Abdülhamit sansürü toplatmadan bulup okuyun. Bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacaksınız; bundan da eminim.