Bugün, Avrupa'nın pek çok ülkesinde Dünya Kediler Günü olarak kutlanıyor. Ne kadar sevildiklerini Kediler Günü'nün çeşitli ülkelerde 8 Ağustos'ta, ABD'de 29 Ekim'de, Rusya'da ise 1 Mart'ta kutlanmasından da anlayabiliriz. Özellikle Türkiye'de heykellerini dikecek kadar (bkz. Kadıköy'deki Tombili heykeli) onları seviyoruz. Ama bu kedi günleri enflasyonuna rağmen, en azından 17 Şubat'ın tarihi çok da geriye gitmiyor. #Tarih'e göre her şey 1990'da İtalya'da yayımlanan Tuttogatto (Tüm Kediler) isimli derginin anketiyle başlamış. Oriella Del Col'un 17 Şubat teklifinin kabul edilmesinin arkasında Şubat'ın astrolojide aynen kediler gibi bağımsız, özgür ruhlu olmasıyla tanımlanan Kova burcunun ayı olması; ayrıca 13 gibi uğursuz kabul edilen 17 rakamının kedilerin tekinsiz yapısıyla özdeşleştirilmesi gibi ilginç nedenler varmış. 

Aslında bizim hayvan hakları tarihimizde de 17 Şubat’ın önemli bir yeri var. Osmanlı Devleti’nde hayvan haklarına dair en eski belge, 17 Şubat 1587 tarihli Mühimme Defteri’ne kaydedilmiş bir hükümdü. Divan-ı Hümayun’da hayvanlara, özellikle de at ve katırlara iyi davranılması, eziyet edilmemesi hususunda ilgililere sert bir şekilde ihtarda bulunulmuştu.

Bundan iki yıl önce 1585’te ise İstanbul’da kasaplık yapan cömert bir esnaf olan Hacı Evhadüddin Efendi, İstanbul Yedikule'de Mimar Sinan'a bir cami, tekke, hamam ve çeşme yaptırtarak bunların ayakta durması için bir de vakıf kurmuştu. Bu vakfın şartnamesinde, her gün iki sırık ciğer satın alınarak cami ve çevresinde bulunan kedilere verilmesini vasiyet etmişti. Hacı Evhad Camii, 437 yıldır ayakta, ama 16. yüzyıldan kalma vasiyet unutulmuş gibi görünüyor. Bereket, mahalleli caminin etrafındaki kedileri beslemeyi ihmal etmiyor.