Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği yayını aylık edebiyat dergisi Üvercinka’da 2015-2017 yılları arasında makaleler yayımladım.Önemli kısmı, sağın solunderken dünyanın olmuş Tanpınar üzerine.Ayrıca UNESCO yayınlarından Paul Dumont çevirisiyle 1995’te çıkmış Beş Şehir’i yazsı dünyaya tanıtsın diye 2016’da Türkiye’ye davet edilen Manguel, edebiyat ve kanon, direniş edebiyatı gibi konular üzerine.

73. sayısı Kasım 2020’de çıkan Üvercinka’yı ağırlığıyla bugün taşıyıp götüren,devrimci ruhlu mücadeleci şair, başmakale yazarı Seyyit Nezir’dir. Edebiyat ve şiir adına savaşımda Cemal Süreya’nınkeskin ironisi, lirizmi onun da üslubudur.

Nezir’in bu özelliğini iyi bilirim çünkü hiç tanışmazkenTanpınar hakkında bir yazısına katılmadığımı belirten mektubumabu dille yanıt vermis, beni2013 Bursa Tüyap’ın er meydanında tartışmayaçağırmış,kanıtlarınızı kitapseverlerin önündeortaya koyun,görelim,demişti.

O gün BursalılaraseslenerekNurullah Ataç’a ait « Kırtipil Hamdi »[1]deyişinin Tanpınar’ı kızgın demirle dağlanmış bıraktığını,devamında medyanın diline dolandığını, « eşikte » kaldı, ötesine geçemedi deyişine kimilerininhâlâ itibar ettiğini söyledim.Onu dünya edebiyatına geçirenözgün ve eşsiz değerleridaha 1950’lerde sezdiğinden dünyaya açılabileceğini hissetmiş, düşünmüş olduğunugerçek, bilinçli güvenle çoksesli romanın öncülüğünüyaptığını anlattım.

Bursalılara; hangi Fransızbugün kalkar dakuşkularından dolayı mesela 18. yy yazarı, düşünürü Diderot’yumesela 20. yy şairi, düşünürü Valery’yi tereddütte, ikiliktenitelendirir diye sordum ve böylesi bir görüşe Paris kütüphanelerinde taradığım 200’den fazla kitapta raslamadım dedim. Neden bizler Tanpınar için böyle düşünelim? Tanpınar’a çirkin ve yersiz yakıştırmalar yapanların farklı insani ve dünyevi değerleri var.

Savunmam Seyyit Nezir’ietkilemiş olacakbana Üvercinka’da yazmamı önerdi.

Dergiye sempatim ilerleyen zaman içinde arttı. O kesif başlangıç yerini yavaş yavaş aydınlığa bıraktı. Çünkü gördüğümgerçekşuydu:Polemikçi dergiydi ancak duruşunu hakkıyla savunan farklı seslerekolektif kadrosu içinde yer veriyordu. Bu önemli kurumsal demokratik bir jestti.

Başka türlü olabilir mi ?

Cemal Süreya’nınçocukluğunda başlayan, yaşamını bütün eserini dolduran yurt, ülke sevgisi onun da ötesinde insan, dünya sevgisiÜvercinka’da tatlı hicivle yaşıyor. Süreya’yı sevenler ülke adına, yurttaşlar adına, dünya ve insanlık adına duydukları kaygılarıorada ironiyle, lirizmle dile getiriyor.

Aritmetiği bozulmuş ülkemizin, dünyanın, geldiği yorucu ahlak noktasında, insancı, adilduruş sergilemek öyle kolay olmasa.

Bugün kimi akademisyenler, meclis teknokratları, mühendisler, devlet adamları, şairler, sanatçılar, mesela demokrasi için mesela insan hakları mesela çevre sorunları, işsizlik için, neler yapılacağını tartışacak yerde, var olanı özenle koruyacak, halkı huzur ve refah içinde yaşatacak yerde çıkar tartışmasında, hesaplaşmada.

Yazımı bitirirken ;

Tanpınar’ın«Mucizeli Bir Ömür»başlıklı makalesindengünümüzü çokdüşündüren sözlerini aktarayım :

« Biz İstiklal Savaşını, daima vatana sokulmuş bir düşmanla mücadele safhasında görmeğe alıştık. Vatan ne halde idi? Bunu pek az düşünüyoruz. Asıl güç olan içişleri idi. Şirazesi kopmuş bir cemiyete, maruz bulunduğu birçok ayırıcı fikirlere, dolu dizgin yol alan bir yığın ferdi menfaat ve ihtirasa rağmen bütünlüğünü vermek, menfi, müsbet, bir yığın dağınık temayülü, tek bir hamle halinde toplamak... İşte Atatürk’ün ilk yaptığı şey. (...)Birdenbire onun gür ve cömert sesini işittik. (…) Yaşama irademiz canlandı. (…) Birdenbire, iradesinde bütün bir milletin yaşama hakkı gürleyen bu kahraman kimdi, nereden, hangi yollardan, hangi tecrübelerden gelmişti? (...)Halkımız kendisinden olan bu adamı, dehası dehasına ayna tutan başbuğu, sonuna kadar benimsedi.(...) »

Ülkemizin cömert seslere ihtiyacı var.

Milletin yaşama hakkının, iradesinin canlanmaya ihtiyacı var. Sevmeye, yapıcı olmaya ihtiyaç var. Saygıyı,özgürlüğü, adaleti, ahlâkı, eşitliği özledik. Laik, eğitimli, bilinçli, ilericiyurttaşlar, birlikte ömür geçirmeyiözledik. Bu değerleri kazandıracak sesleri çocuklarımıza, gençlerimize borçluyuz ve buna hâlâ zaman var!

[1] Leylek ve Levrek Ciddi & Gayri-Ciddi Laga Luga : https://mavciefendi.wordpress.com/2015/09/01/velev-ki-kirtipiliz-ahmet-hamdi-tanpinar-ya-da-kirtipil-hamdi-neden-evlenmedi/