Bu zihniyeti 50 yıldan beri izliyorum.

Amerikan emperyalizminin İslam dünyasını soymak için kullandığı siyasal dinciliktir bu.

En etkili şeyhleri de darbeci Kenan Evren’in çok sevdiği Mehmet Zahit Kotku idi. (Bu kişiyi ve öğrencilerini; TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE” adlı kitabımızda ayrıntılı biçimde gösterdik.)

İlginçtir ki Zahit Kotku gibi, Süleyman Hilmi Tunahan gibi tarikat elebaşıları bu ülkeye dışarıdan gelmişlerdir. Türk Müslümanlığı’nın Alici yapısı eski Sünnilik içinde böyle tiplerin yetişmesine izin vermiyordu.

Bu Amerikancı, laiklik ve cumhuriyet düşmanı siyasi çizgi için Türkiye hep “Dür-ül harb” yani kâfirler ülkesi olarak sayıldı. Bunlar, Türkiye’ye, “Kâfir devlet/malı ganimet” gözüyle baktılar. Cumhuriyet hükümetlerine vergi vermeyi dinsizlik gibi gösterip vergiden kaçmak için her yolu denediler.

Siyasetçiler, üç paralık bu yobazların önünde eğilip büküldüler; milletin bir kısmını bu adamların kutsallığına inandırdılar. Sonra bu sahte Allah’ları kullanarak cahil ve çaresiz kesimden oy devşirdiler.

AKP’de doruğa çıkan bu zihniyet yüzünden ülkenin en değerli kurumları satılıp etkisizleştirildi. Ülke, yüz milyarlarca dolar borca batırıldı. Yabancı para babalarına 500 milyar dolardan fazla para ödenerek ülkenin kaynakları emperyalistlere yağmalatıldı.

HESAP ORTADA
Yetmedi bir de garantili ödemeli inşaat modeli icat edilerek soygun, devlet garantisine bağlandı.

Son kazık, Çanakkale Köprüsü…

AKP yönetimi nasıl hesap etmişse hesap etmiş, o köprüden günde 45 bin araç geçer diye garanti vermiş.

Hem de araç başına KDV dahil 17.7 Euro tespit ederek… (Minibüslerde, kamyonlarda, Tır’larda bu rakam beş katına kadar çıkıyor da hadi biz en düşüğünü alalım.)

Peki bugünkü gerçek durum ne?

Günde 6 bin araç geçiyor.

Yani, milletin sırtından müteahhitlere her gün 39 bin aracın parası ödenecek.

Bu da 1 günde tam 690 bin 300 Auro ediyor.

Türk parası ile 11 milyon 251 bin lira…

Partizan müteahhitlere akıtılan bu para Tayyip Erdoğan’ın cebinden değil senin-benim cebimizden çıkıyor.

Tayyip Erdoğan, bu soygun projelerini, “Cebimizden 1 kuruş çıkmayacak!” diye ballandıra ballandıra anlatıyordu ama gerçek bu…

AKP’nin mucizesi de bu…

Türkiye’nin fakir fukarasından topladığı vergileri kendi müteahhitlerine işte bu inşaat modeli üstünden aktarıyor.

Kurdukları şehir hastanelerinin sebebi de…

Havaalanlarını böyle yaptırıyorlar.

Otoyollar bu model üstünden milleti soyup soğana çeviriyor.

Sözün özü; Türkiye’de kanuna uydurulmuş büyük bir soygun var.

Vatandaş yoksullaşırken AKP’liler zenginleşiyor. İnşaat yağmasından pay alamayan partililer de ayda yüz binlerce liralık maaşlarla köşeyi döndürülüyorlar.

PATATES KUYRUĞUNDAN EKMEK KUYRUĞUNA
Türkiye, 1990’ların ortasında dünyanın 16. veya 17. ekonomisi iken bugün ilk yirminin gerisine düştü.

Ama bu yıkımı gizlemek için AKP Lideri meydanlarda “Türkiye’yi yakında ilk 10 içine sokacağız!” diye nutuklar atıyor.

Dünyadan haberi olmayan bir kesim de bu palavraları alkışlıyor.

Soruyorum:

AKP Lideri Erdoğan’ın hangi dediği çıktı?

“Kişi başı milli geliri 25 bin dolara çıkaracağız!” diye nutuk atıyordu ama o zaman 11 bin dolar olan bu gelir şimdi 8 bin doların altına sarktı.

Çöküş budur işte…

İhracatı 500 milyar dolar yapacağız diyordu ancak yarısındalar ama ithalatı patlattılar.

Tarımda AKP gelene kadar kendi kendine yeten Türkiye’yi çiftçileri düşman görerek bir dilim ekmeğe muhtaç hale getirdiler. 70 yıllık yaşamımda bu milleti ilk kez ekmek kuyruğunda beklerken gördüm.

Bu millet ilk kez, 2019 yılında patates-soğan kuyruğuna girdi.

2022’de ekmek ve yağ kuyruğunda…

İşte AKP ve Erdoğan mucizesi(!)budur.

Şaşılacak olan da kuyrukta çile çeken bazılarının hâlâ bu partiye oy verebilmesidir.

***

Gidecekler gitmesine de Türkiye’yi tam çökertmeden gitmemek için direniyorlar.