Bak sen şu yaygaraya! CHP’li Ali Mahir Başarır, Sakarya’daki ünlü Tank- Palet Fabrikası’nın Katarlılara bedavaya verilmesinden söz ederken dil sürçmesi sonucu, “Türk ordusunu Katar’a sattınız!” dediği için yeri göğü inletiyorlar.

Halbuki Mahir Başarır, o sözünü düzeltti, “Öyle demek istemedim!” diyerek gerçek niyetini açıkladı.

Ama CHP’ye saldıracak bir sürçme buldular ya… Kürsülerden vatan-millet nutukları arasında vurup duruyorlar. FETÖ’cülerin 15 Temmuz darbesi için yaptıkları hazırlıkları duymayan ama bu yanlış cümleyi duyan Hulusi Akar da dahil olmak üzere…Bunlara, CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu gerekli cevabı verdi. Ama bir önemli konuyu o da atladı. Ben sadece Türk ordusuna gerçek kumpası kimin kurduğunu hatırlatıp bırakacağım.

1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra Utah Üniversitesi’nde konferans veren CIA’nın Türkiye uzmanı Henri Barkey, Türk ordusu ile ilgili olarak şöyle diyor: “Avrupa Birliği adaylık sürecinde müzakereler yoluyla orduyu çok sıkı bir kafese kapattık.

Bu CIA ajanı AKP’nin kuruluş dönemindeki toplantılarına katılmış. AKP kurucularından Bülent Arınç TV 5’teki konuşmasında ne diyor biliyor musunuz?

"Refah Partisi zamanında Henri Barkey, bizim için muteber bir adamdı. (…) AK Parti'nin kuruluşunu önemsiyordu. Hakkımızdaki ön yargıların silinmesi gerektiğini söylüyordu. O tarihte Sayın Cumhurbaşkanımız milletvekili bile değilken, hükümet bile kurulmamışken önce Batı'da üst düzey ziyaretler yaptı. (Barkey’in) Bizim toplantımıza gelmesi nasıl suç değilse, Osman Kavala ile görüşmesi de suç olarak gösterilmemesi lazım."

Türk ordusunun ABD’nin denetiminden çıktığını gören CIA elemanları, Refah Partisi yerine AKP’nin iktidara gelmesi için Batı’da bir ortam hazırladılar. Bunlar, Atatürk’e ve milli orduya karşı her türlü kumpası da AKP ve FETÖ ile işbirliği yaparak kurdular. Meşhur Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve Poyrazköy gibi davalar Türk ordusunun kolunu kanadını kırıp ABD emrinde tutmak için yapıldı.

Bu yüzden Türk ordusu, vesayetçi gösterildi. Demokratikleşme yaftası altında ordunun gücü budandı. TSK’nın PKK’ya operasyon yapmasını engellemek için ordunun bu yetkisini subaylardan alıp valilere verdiler.

Türk ordusundaki bütün milli güçleri budamak için Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u Ergenekoncu (terör örgütü üyesi) göstererek tutuklattılar. TSK’yı FETÖ’cü subaylara teslim ettiler. 15 Temmuz darbesini de AKP’nin bu subayları yaptılar.

Türk ordusunun onuru ile oynanmasının AKP yöneticileri ile hiçbir öneminin olmadığını da Irak’ın Süleymaniye kentinde 11 askerimizin başına Amerikan askerleri çuval geçirince gördük. 4 Temmuz’daki ABD’nin Kurtuluş Günü yapılan bu rezilliğin protesto edilmesi için nota verilip verilmeyeceğini soranlarla AKP Lideri Erdoğan, “Ne notası, müzik notası mı?” diye dalga geçmişti.

Bunlar mı savunacak Türk ordusunun onurunu?

IŞİD NEREDEN İŞARET ALIYOR?
ABD Başkanı Trump ne demişti Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a: “Bu IŞİD’i siz kurdurdunuz!

Irak’taki ABD işgaline direnen Şiileri öldürtmek için bu sahada kurulan IŞİD, Suriye’deki ABD-İsrail karşıtı Beşar Esad iktidarını yıkmak için 2010’dan itibaren bu topraklara taşındı… AKP iktidarları da Suriye rejimini devirmek için bu gibi organizasyonlara her türlü desteği verdi. Öyle ki Türkiye’de “Eğit-Donat” adı altında ABD ile ortaklaşa terörist yetiştirilip Suriye’ye yollandı. Bunların çoğu da oraya girer girmez IŞİD tipli örgütlere katıldılar.

Erdoğan’ın BOP eş başkanlığı döneminde Türkiye’nin içinde IŞİD zihniyetli örgütlenmeler ortaya çıktı. Bunlar sınır kentlerinde etkin oldular. Türkiye’de dinsel duyarlığı yüksek gençlerin binlercesi bu akıma kapıldı.

Suriye’de bu teröristler ezilmeye başlayınca bir kısmı Türkiye’ye kaçtı, bir kısmı İdlib’e sığındı. İdlib’deki sivil halkın arasında bu kelle kesen, kalp parçalayan teröristler bulunuyor. Ve AKP yönetimi İdlib’i korumak adına buraya kimsenin dokunmasını istemiyor.

IŞİD’in Ekrem İmamoğlu’na suikast planladığına ilişkin bir duyumun kendisine iletildiğini de haberlerden anlıyoruz?

Peki niye İmamoğlu?

Çünkü o İstanbul’u yönetiyor.

Buradaki muazzam rantın artık dinsel kuruluş elbisesi altına saklanan IŞİD zihniyetli örgütlere akmasının önünü kesiyor; bu bir…

AKP Lideri Erdoğan da, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da belediye seçimleri sürecinde Sayın İmamoğlu’nu hedef gösterdiler ve hatta tehdit ettiler…

Bu tehditten IŞİD kendisine bir vazife çıkarttı; bu da iki…

Biz AKP ile IŞİD arasında bir bağ var demiyoruz ama ülkemizi saran bu tehlikeli örgüt kendisi böyle bir vazife üstlenmiş olabilir.

AKP Lideri Erdoğan ile Bakan Soylu, Türkiye’yi böyle sert biçimde düşmanlaştırıcı konuşmaları bırakmalıdırlar; bu da üç.

Yoksa, TSK içinde besledikleri alnı secdeye değen subayları gibi bu alnı secdeden kalkmayan elemanlar da başlarına bela olabilirler.

Bu durum, iktidar açısından olduğu kadar demokrasimiz açısından da son derece tehlikelidir.